14.Bölüm

17.1K 185 64
                                    

Yeni bir güne daha, gözlerimi alarmın sesi ile açtım. 1- 2 dakika yatakta sessizce tavanı izleyerek bekledim. Beynim tam anlamıyla uyanınca ayaklanıp tuvalete girdim. Tuvalette işim bitmiş içeriye geçmiştim. Dişlerimi fırçalamak biraz uzun sürse de son bulmuştu. Üzerimi rahat ama bir o kadar sık bir şeyler giyinmek için dolabıma yöneldim. Elime aldığım bir kaç parça kıyafeti aynanın önünde denedim.Boy aynasından baktığımda olmuştu. Gayet hoş ve iyi duruyordu.Seçtiğim şeyler iş yerime göre oldukça uygundu.Telefonumun bildirim sesi ile dikkatimi o yine verdim.

Mesajın Sarper'den geldiğini görünce beklemeden açtım.

Gönderen: Sarper Bey

"Günaydın. Aşağıdayım bugün seni ben alacağım bekliyorum."

Onu ekletmek istemiyordum. Hızlıca saç uçlarıma minik dalgalar verdim. Biraz da kaş tarama ve boyama derken işlerim bitmişti. Boy aynasından kendime göz gezdirince hazırdım. Kesinlikle 10 numara olmuştu. Üzerimdekiler bir o kadar da rahattı. Rahat hareket edebiliyordum. Bej rengi bana yakışıyordu. Bugün bir kez daha farkına varmıştım. Aşağıya inip aşırılığa doğru ilerlerken gözüm Derine takıldı. Hala aynı yerde yatıyordu. Üzerindeki pikeyi yerde görünce hemen üzerine tekrar örttüm. Dudaklarımdaki patlayıcıların ile alnından öpüp daha sonra, ayakkabılarımı giydim. Kapıyı sessizce açıp dışarıya bir bakış attım.Görünürde araba yoktu. Telefona uzanıp onu ararken, bana doğru gelen arabanın onun olduğunu anladığım da telefonu tekrar yerine yerleştirdim.Garip bir şekilde sesli gülmek isteği gelmişti. Lise aşığı gibi görünmek istemiyordum. Minik ergen olmak hiç istemiyordum. Kahkaha atmamak için dudaklarımı dişledim.

Arabanın kapısını açtığımda gözlerimiz buluştu.  Bakışları,  ayaklarımdan sonra göğüslerimden daha sonra gözlerime çıktı. Beni gözleriyle yemişti. Kaşları yine yukarıdaydı. Anlaşılan beğenmişti.

Bir anda, ne olduğunu anlamadan, dudaklarını dudaklarımda hissettim.

Bir kaç saniye sessizce dururken birden alt dudağımı emdi ve öperek geri çekildi.

Konuştu.

"Çok güzel olmuşsun, bebeğim."

Bu konuşmasına cevap olarak, parmaklarımı dudaklarıma götürüp öptüğü yere dokunarak 32 diş güldüm.
Hemen sol tarafından gelen sesli kahkahası vücudumu alevler içinde bıraktı.
Ona döndüm ve dedim ki,

" Parlatıcı mı yedin?"

Bu konuşmama, daha çok gülüp kolumu kendine çekip, parmak uçlarımı emdi. Bu beni biraz tahrik etmişti. Baldırlarım koltuğa baskı uyguladı. Gözlerime bakarak parmaklarıma son bir öpücük kondurdu. Araba hareket halindeyken elimi radyoya uzattım. Telefonumu eşleştirip bir şarkı açtım. (Black Atlasa, Jessie Reyez - Sacrifice) Yol boyunca bize eşlik etmişti. Durduğumuz yer bol yeşilliğin olduğu açık bir açtık restorandı.

"Seninle güzel bir kahvaltı daha yapmak güzel fikir." dedi. 

"Seninle güzel bir kahvaltı daha yapmak güzel fikir." dedim.

Onu tekrarlamamı komik bulup, güldü. Gözlerini kısarak biraz geri çekilip bana öylece baktı sonra konuştu.

"Seni cebime katıp kendimle her yere götürmek istiyorum."Dedi. Yine dudaklarımı emip geri çekilmişti.

"Sen böyle yapınca utanıyorum" dedim.

"Tamam tamam." Deyip arabadan inip kapımı açtı. Bir eli belimde, diğer eli kalçamda duruyordu. Kalçamda duran elini çekerek konuştum.

"Kahvaltıya geldik lütfen."

Bunu demem ile birlikte, benden uzaklaşıp sert moda büründü. Açık renkli masalara doğru ilerlerken, valeye arabanın anahtarını veren Sarper'i beklemeden bir masaya oturdum. Salıncağı olan güzel bir köse masaydı. Dışarıyı oldukça rahat görüyordu. Ayak altındaki çimenlikler ortama samimi bir görüntü veriyordu.

YARDIMCIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora