12.Bölüm

18.6K 216 18
                                    

Eve gelişimin ardından saatler geçmişti.  Düşünmem gerekiyordu. Son yaşadıklarım iyi olmamıştı. Güzelce oturup kafamda toplamam gerekiyordu. Her şeyin bu kadar hızlı ilerlemesi bana anormal geliyordu. Duşa girmek için üzerimi çıkarttım. Aynadan kendime bakınca bıkkın ve paspal göründüğümü fark ettim. Duygularım yoktu. Aile sevgisi görmek istiyordum. Anne sevgisi. Bir ağabey sevgisi.

Dışarıdaki insanlara hep özenmiştim. Ailesi ile mutlu olan herkese özenmiştim. Bacaklarıma tekrar bir göz atınca, bir kemik bir deri görünüyorlardı. Gözümden yaşın akmasına engel olamadım. Sol elimle göz yaşımı sildim. Ağlanılmayacak gibi değildi. Her gece kabuslarla uyanıyordum. Derin olmasaydı kesinlikle toparlanamazdım. Ona minnettardım.
Ailemden sonra bir insanı bu kadar çok sevmiştim. Bana sadakatini her geçen gün gösterme çabasında olduğunu da biliyordum. Hissediyordum. Bana verdiği değer fazlaydı. Aynadan kendime son bir bakış atıp küvete ilerledim. Küveti sıcak su ile doldurup içindeki yerimi aldım. Kesinlikle bu çok güzeldi. Bütün negatif enerjimi alıyordu.

Su temizliyordu.

Sıcak suyu bilinç altıma kadar ulaşmış beni olumsuzluklardan arındırmıştı. Buradan çıkmak istemiyordum. Küvetin yanındaki life uzanıp elime aldım. Bal kokulu sabunla ovalayıp köpürttüm. Vücuduma yumuşak dokunuşlar ile sürtmeye başladım. Bal kokusu sevilmeyecek gibi değil. Harika bir kokuydu. Oda komple bal kokuyordu. Bal kokusundan başka bir koku alamıyordum. Lifi parmaklarımın arasına alıp kollarıma değdirdim.
Bugün yaşadıklarım bir an gözümden filim şeridi gibi geçti. Şu hayatta neden bu konumda olduğumu sorgulamaya başlıyordum artık.

Sarper ile olanlar rüya gibi geliyordu. Ona karşı yoğun bir ilgimin olduğunu biliyordum lakin, bu gerçeğe inanmak istemiyordum. Bugün onu istememiştim. Kendimi buna hazır hissetmiyordum.

Değişik bir korku bir anda vücudumu esir aldı. Sıcacık suda donmaya başlamıştım. Sudan çıkıp havluya sarıldım. Daha fazla ayık kalmak istemiyordum. Ayık olduğum her saniye bilinç altım tarafından taciz ediliyordum. Kabuslar görmeyeli uzun zaman oluyordu.

Ağabey'imden kaçalı tam 5 yıl olacaktı. Şuan nerede, ne yapıyor veya kiminle olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Pek umurumda değildi. Bana yapmak istedikleri yenilir yutulur şeyler değildi.
Beni, bilmediğim, hiç görmediğim bir adama vermek istediğini söylemişti. Her gün, her akşam bunu dile getirip duruyordu. Her geçen gün söyleme şiddeti biraz daha artıyordu. Hatta elini bile kaldırmaya çalışmıştı. Her gün üzerimde baskısını daha yoğun hissettim. Söyledikleri şeyler beynimde bir an tekrar yankılandı. O kim olduğunu bile bilmediğim adamı sevebileceğimi söylüyordu. Çok iyi birisi, seni seviyor, seni çok beğenmiş demesinden sıkılmıştım.

Ne kadar "İstemiyorum ağabey. Şuan evlilik düşünüyorum." desem de umurunda olmadığını gözlerinden anlıyordum. Emri vaki birisiydi. Değişik bir insan tabiri tam ona göreydi. Ağabey'imi hizmetini yapmakta olduğu o yerin, iyi niyetli bir yer olmadığını, Ağabey'imin geceleri yapmış olduğu telefon konuşmalarından anlıyordum.

Bir gece yaptığı telefon konuşmasına kulak vermiştim. Duyduğum şeyler nefesimi kesiyordu. Telefonda konuştuğu adam beni istiyordu. Konuşması bugün yaşanılmış gibi çok tazeydi. Birden beynime cümlesi geldi.

"En yakın zamanda nikahınızı yapalım ağabey. Sizi kabul etti."

Havlu hala üzerimdeydi.

Halim yoktu.

Duvardan destek alarak ilerledim.

Ağabey'imin sözleri beni ağırlaştırmıştı. Kabul etmediğim halde beni vermek istiyordu. O gece bunları duymasaydım. Şuan bilmediğim, tanımadığım bir adamın yatağında olabilirdim. Sevmediğim biri ile olmak istemiyordum. Ağabey'imin pis işleri evimizin içine kadar gelmişti. Babam ne kadar onu bu işlerden uzaklaştırmaya yeltense de, babam da içten içe bu şeylerin bir parçası haline gelmişti. O yerden aldığı zıkkımları kullanmadığı sürece tam bir örnek babaydı. Kullandığı şeyler her neyse onu olduğundan farklı biri yapıyordu. Sakin ve sabırlı olan babam her geçen gün daha çok agresif, şiddete eğilimli  olmaya başlamıştı. Bu şey aramızdan bir can alana kadar durmayacaktı. Bu kurban annem olmuştu. Beni o evde tutacak bir neden bile yokken neden hala bu evdeydim. Kalmak için nedenim bile yoktu. Annemin ölümünün ardından Ağabeyimin beni zorla evlendirmek istemesi kaçmamı daha da körüklemişti. Gidecek bir yerim yoktu. Yeni bir hayat kurmak kolay olmayacaktı. İşim olduğu sürece kendime bakabilirdim. Güzel bir iş bulmalı ve hayatıma kaldığı yerden devam etmeliydim. Tabi hayatım kaldıysa. Annem yoktu. Onsuz neler yapacaktım bilmiyordum.

YARDIMCIWhere stories live. Discover now