Benden Uzak Dur!

671 32 2
                                    

Uyku sersemliğimle, yastığa geri yattım. Tuzlu deniz kokusu o kadar keskindi ki aklımı yerine getiren şey o nahoş koku oldu. İlk önce kaşlarımı çattarak yastığa baktım bu keskin kokuda nereden çıkmıştı? Sonra başımı kaldırıp, yarı çıplak bir halde yanımda yatan Darren'a baktım. Mışıl mışıl uyuyordu, kafamı tekrar yastığa koydum.

Darren mı?

Bir şokla gözlerimi ardına kadar açtım. Ne bir saniye, neden o benim yanımda yatıyordu?  Bir anda yataktan fırlayınca başım döndü ve dengeyi sağlamak için Darren'ın koluna dokundum. Darren mırıldandı.

"Sen hala yatmadın mı?" Uyku sersemiyim ve düşüncelerimi toplayamıyorum lanet olsun.

"Sen neden benim yanımda yatıyorsun? Hemde bu halde." Darren gözleri kapalı bir halde kaşlarını çattı.

"Burası benim odam olduğu için olabilir mi?"

"İyide neden senin odandayım?" diye patladım.

"Bayılmıştın."

"Bu yeterli bir açıklama değil. Kalk." Gözlerini açmayınca onu itmek için uzandım ama çıplak tenine dokunmak istemiyordum. "Kalksana ya!" Diye bağırdım.  Aniden yerinden fırladı ve ağzımı kapatıp beni yatağa mıhladı. Şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum.  O ise kapıya bakıyordu. Tamam hadi yatağına yatırdın,hadi ağzımıda kapadın, peki üzerimde ne arıyorsun ? Elinin altından öfkeyle bağırdım. Ancak sitemim çok garip çıkmıştı.

"Sanak basan mensin sın?" Bir kaç saniye sonra bana baktı.

"Ne?" diye fısıldayıp elini ağzımdan  çekti.

"İn üzerimden!" Ağzımı tekrar kapattı.

"Sus bir ya!" kapıya tekrar baktıktan sonra gözlerimin içine baktı.

Tamam, ölüp geliyorum bir saniye...

Biraz daha söyledikten sonra sustum.

"Bitti mi?" Tanrım gözleri. Evet manasında kafamı salladım. Ağzından elini çekti. "Gabriella'ya söz verdim. Sana bir şey yapmamak suretiyle yanıma aldım. Seni çok sevmiş. Ona borcum var, sözümü tutacağım ama sen böyle bağırırsan büyük ihtimalle yanlış anlıcak ve bende sabah kahvaltımdan olucam."

"Ne diyorsun ya? Bu üzerime çıkman için iyi  bir neden değil, kahvaltını ben hazırlarım , peki ya benim psikolojik ne olacak?" Bunu sesli dile mi getirmiştir? Kesin onu sevdiğimi anlıcaktı. Güldü.

"Bana yakın olmak bu kadar mı iğrenç?" NE? Deli falan mısın, şu an büyük ihtimalle adını koyamadığım bir şeyden dolayı ölücem...

"Onu demek istemedim ben. Sadece..." Gözlerimi çevirdim ve her zaman ki duygusuz gözlerine baktım. Bir insan bu kadar iyi oyuncu olabilir miydi, yoksa harbinden duygusuz muydu? "Sadece in üstümden." Yüzünde bir şeyler değişti, duygusuz yüzünde ilk defa bir şey görmüştüm. Kızgınlık. Bir kez yüzüme yaklaştı ve sonra ayağa kalkıp odadan çıktı. Ne demiştim ben şimdi? Kesin yanlış bir şey söylemiştim var ya...  Neden kızmıştı bana, boş boş tavanda ki camdan dışarı baktım.  Kafamın içini didik didik ediyordum ama bir türlü neden bana kızdığını anlaymıyordum. Dakikalar geçti, ağırlaşan göz kapaklarım ve zonklayan başımla uyuya kaldım.

Uyandığımda ayaklarıma gelen güneşle uyandım. Gerçektende ilginç bir tasarım yapmıştı, babası. Gece çok rahat dışarı baktığım pencereden yatağa hiç ışık gelmiyordu, ne güzel, uyuduğu zaman rahatsız edici güneş ışığıyla uyanmayacaktı. Olduğum yerde gerindim ve odaya şöyle bir göz attım. Ciiden odanın tam ortasına yatak koymuştu ama camın altında olması çok güzeldi bence. Oda tipik erkek odası olamayacak kadar düzenli ve temizdi. Hatta benim odamla karşılaştırdığımız zaman resmen odam erkek odasının mini boyu  olarakta tanımlanabilirdi. Ayağa kalktım ve baş ağrımı görmezden gelmeye çalıştım. Yatağa baktım. Yatakta üçüncü dünya savaşı çıkmıştı resmen. Yatağa toplarken dikkatimi çeken bir şey vardı. Yatak çok temizdi ama ben en son kusmuk ve kan  kaldığımı ve bir lavabonun yerlerinde süründüğümü hatırlıyordum. Üstüme bakınca derin bir şok beni sarmıştı, tertemiz kıyafetler giydirilmişti baştan aşağı ve saçımda mis gibi kokan bir şampuanla yıkanmıştı. Yattağı olduğu gibi bırakıp merdivenlerden aşağı koşmaya başladım. Çok utanmıştım ve öfkeliydim. Beni nasıl olurda yıkayıp giydirebilirdi? Bu bildiğin kişisel alanıma tacizdi. Kızardığımı fark ediyordum. Koşarken düşmemek için duvara tutundum. Merdivenlerin kapısını öyle bir açtım ki duvar vurdu. İçerde ki televizyondan ses geldiğini duyunca öfkeyle camla kaplı salona girdim. Darren ortalarda yoktu. Tanrım bu çocuk ne kadar vurdum duymazdı. Tükettiği elektirik miktarınınne kadar olduğunu biliyor muydu? Kumandayı masanın üstünde görünce hışımla koltuklrı geçtim ve eğilip kumandayı elime aldım. Hangi tuşla kapanıyordu bu? Rastgele bir tuşa bastım. Kanal değişti, başka bir tuşa bastım. Aniden televizyondn bangır bangır ses çıkınca yerimden  sıçradım. Arkamdan bir homurtu yükselmesiyle korkuyla geri döndüm. Koltukta yarı uyur halde ki Darren bana baygın baygın bakıyordu. "Eliz ne yapıyorsun?" Yerinden doğruldu ve bana doğru yürüdü. Onun yüzüne bakınca aniden kıpkırmızı oldum. Elimde sımsıkı tuttuğum kumandayı çekip aldı ve televizyonu kapattı. Bana baktığında yüzümü saçlarımla olabildiğince saklamaya çalışıyordum. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi ben değil bir erkekle sarılmayı biriyle daha hiç çıkmamıştım bile. Bir kızın duygularını bu kadar hafife almamalıydı. Hele ki ondan hoşlanan bir kızın

"Ateşin falan mı var senin tuhaf dvranıyorsun?"

"Sen tam bir aptalsın biliyorsun değil mi?"

"Bunu fark etmene sevindim."

"Bunu neden yapıyorsun Darren? Neden bana bir iyilik yapıp sonra benden iğrenmeye başlıyorsun.Benimle neden oynuyorsun?" Darren'ın  güldüğünü görünce ona baktım.

"Beni tanımıyorsun Eliz."

"İnsanlar hakkında iyi teori yürütürüm.Ancak sana hiç bir teori uymuyor ne garip..."

"Bu gayet normal. Beni çözemezsin." dedi ve koltuğa çöktü. Ben ise kollarımla kendimi sardım.

"Neden böylesin?" Darren kaşlarını çattı. Bir kaç saniye sonra bana baktı.

"Benden uzak dur Eliz."

"Ben bunu istemiyorum etrafımda dünyadan nefret eden onca insan var Darren seninde onlardan olmanı istemiyorum, ben sa-" Sözümü tamamlayamadan yerinden fırladı ve beni kaptığı gibi omzundan aşağı sarkıttı. Sırtına vuruyor, beni bırakmasını söylüyordum. Odasına çıktığımızda beni yere bıraktı ve kapıyla aramızda engel oldu ayağıyla kapıyı kapatınca korkuyla geri kaçtım. Neden böyle davranıyordu? Üzerime doğru yürümeye başladığında koruyla geri kaçtım.

"Darren gitmek istiyorum."

"Eliz, benim kim olduğumu merak etmiyor muydun?" Bana güldü. "Ben kötüyüm Eliz. Kötüleri sevmezsin değil mi?" Üzerime doğru yürüyordu. Ne yapıyordum ben, ondan kaçmayacaktım.

"Hayır değilsin. Neden insanları korkutmaya çalışıyorsun." Darren'la aramızda 10 santim kalınca Darren'a baktım, bana tepeden bakıyordu. Gözleri duygusuzdu. "Darren, insanlardan kaç benden kaçma." Aniden yüzü değişti ve gözlerini sımsıkı kapadı.

"Eliz benden ve Eldan'dan uzak dur, onu kaybedemem." Parçalandım. Aniden bütün organlarım dağılmış gibi hissettim. Darren gözlerini açıp bana baktıgında şaşırdı  ama diyeceğindende geri kalmadı.

"Beni rahat bırak." Gözlerimde ki yaşlar çenemden süzüldü. Darren yürüdü ve kapıyı açtı. Duvara yaslandı  ve yere gözlerini dikti. Saçlarımı karıstırdım ve çantamı bulmak için etrafıma bakındım. Gözyaşlarımı tutmak için verdiğim mücadelenin haddi hesabı yoktu. Çantamı kitaplığın yanında yerde görünce koşarak onu aldım ve yerde ki ayakkabıları giydim. Kapıdan çıkmadan son bir kez ona baktım yere bakıyordu.

"Kafamın içinde ki kadın eğer gerçekse umarım bir an önce sözünü tutar." Dedim, kafasını hızla kaldırdı ama ben çoktan kapïdan dışarı çıkmış merdivenleri ücer beşer atlayıp zemin kata inmiştim. Kapıyı açtım ve arkamdan öfkeyle kapadım.

Beni sevmiyordu ve asla sevmeyecekti. Ben dünyada ki en aptal insandım. Sevgilisi olan bir çocuktan hoşlanmıştım. Evi arkamda bırakıp zenginler sokağına geldiğimde kaldırıma oturdum ve hüngür hüngür ağladım. Üç yıl sonra sırf birinin düşünceleri yüzunden ağlıyordum. Önümde bir araba motoru durunca şokla başımı kaldırdım. Bella yanıma koşup bana sarıldı ve bende kendimi acının kollarına bıraktım. Hıçkırıklarımın arasından konuşmak gerçekten zordu.

"Sen beni nasıl buldun?"

"Darren söyledi kavga etmişsiniz." Darren... Ben onu vazgeçemeyecek kadar çok seviyordum, peki şimdi onu nasıl bırakacaktım...

-Devam Edecek-

Şeytan - Aşk - Oyunحيث تعيش القصص. اكتشف الآن