Andorgun Liplosu

274 18 7
                                    

-Evet yeni bölüm pek yakın zamanda siz beğenileri eksik etmeyin. Yavaş yavaş sona geliyoruz... Ancak... 2. kitaba başlıcağım ama ondan önce bir fansub tarzı bişi yazmayı düşünüyorum. Aranızda Kore dizisi ya da meraklısı varsa okursanız çok sevinirim...Ve resimde de Andorgun Liplosu var. Bu işaret gerçekmiş ama adı daha farklı bende o yüzden evde ki ansiklobedilerden benzeyen bir işaretin adını yazdım :PP Bunu neden anlattığımı bilmiyom en iyisi siz okuyun ben diğer bölümü yazıyım :D :DD:D-

Düşüncelerimi toplayamıyordum. Ne demekti bu? Kimdi bu?! kafayı yemek üsreydim. ,

"Nasıl olurda kim olduğunu bilmezsin?!" Diye bağırdım.

"Tanrı bunu bana yasakladı, kim olduğumu nerden geldiğimi, bir sen biliyorsun... Senin hakkında da herşeyi ben biliyorum." Kafam giderek bulanıklaşıyordu.

"Seni tanımıyorum bile..." Kız koşarak bana doğru gelmeye başladı her attığı adımda etrafa yaydığı koku büyüleyiciydi. Koşarken örülmüş saçları aniden açıldı ve ben daha ne olduğunu anlamadan küçücük boyuyla belime sarıldı.

"Tanımıyor musun?" Dedi sesi titreyerek. Ah hadi ama ben ne zamandan beridir küçük kızların bana bu kadar kolay sarılmasına izin veriyordum. Kız aniden geri çekildi. "Özür dilerim, sen bunlara izin vermiyorsun." Tamam bu benim kafayı sıyırmaya başladığıma işaret. Kız geri doğru çekildi ve arkasını dönüp kayaya doğru yürüdü ve üzerine çıkıp oturdu. "Tamam şimdi gidebilirsin..." Dedi , sesinde ki üzgünlük her yere yansıyordu. Aniden huzursuzlaşıp kullağımı patlatırcasına cırlayan ateş böcekleri de bunu en belirgin yapan şeydi.

"Nasıl yani gidebilirim?"

"Tabi ki gidebilirsin. Şu an beni hatırlamıyorsun. O zaman seni burada tutamam. Beni hatırlarsan geleceğiin yeri biliyorsun."

"Seni anlamadım küçük kız, beni neden buraya getirdin?" Dedim merakla. Kız ayağa kalktı ve bana baktı. Bembeyaz gözlerinden yaşlar  dökülüyordu.

"Neden mi?! Ben kim olduğumu bilmiyorum Darren! Kim olduğumuda sen biliyorsun!"

"Ama beni tanıyorsun!"

"Senin hakkında herşeyi biliyor ve duyuyorum... Ama değişmişsin benim hatırladığım Darren değilsin."

"Beni nasıl duyuyorsun?"

"Git Darren, beni hatırladığında geri gelirsin..."

"Şimdi bana gitmemi söylüyorsun ama geri gelemyebilirim.."

"Gelmezsen yok olurum."

"Ne?" Yeni bir şaşkınlık beni sardı.

"Beni ilk dolunaya kadar hatırlayamazsan ruhum kaybolacak." Bir şok sırıtışı attım.

"Ah cidden neden buraya geldiysem..." Dedim ve ormana doğru yürüdüm.

"Eğer kaybolursam bile... Sorun değil." Bir an duraksadım, sesi farklı çıkıyordu. "Ben... Seni b-bırakmayacağım." Aniden vücudumda alevlenen ateşle koşmaya başladım. Ne oluyordu böyle, neden kalbim onun o kıza benzediğini söylüyordu. Hayır saçmalıyordum... Eliz ölmüştü... Yol boyunca kalbimin atış hep aynıydı, onu görmüşüm gibi delice çarpıyordu...

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu gece dolunaydı ve ben onu tek bir sefer bile bulmaya gitmemiştim. Açıkçası neden gitmekten çekindiğimi bilmiyordum. Saçmalıktı bu!

Yataktan kalktım ve üstümde ki tişörtü çıkarıp bir kenara fırlattım. Fırlatığım taraftan yüksek bir tıkırtı gelince dönüp neyin düştüğünü baktım ama dusen şey tişörtün altında kalmıştı. Baştan arkamı dönüp gitmeyi planlamıştım. Ama kapıya döndüğüm anda içimi büyük bir ürpertici kapladı. Arkamı döndüm ve bir güç akımı kullanarak tişörtün altında ki şeyin bana gelmesini emrettim. Kitap aniden tişörtün altından çıkarak bana doğru hücuma geçti. Ben daha yavaş gelmesini beklediğim için biraz afallasamda kitabı havada kaptım. Düşen şey Eliz'in komadin üzerinde ki defteriydi.  Kapağını açıp içini karıştırmaya başladım. Bir kaç sayfa çevirirken aniden gözüme bir şey takılın geri döndüm, bir işaret gözüme çarptı. Bu işareti bir yerde görmüştüm ama nerede? İlk defa bir şeyi unutmuş gibi hissediyordum. Bu işarette neydi böyle? Kağıdını defterden kopardım ve koşarak aşağı inmeye başladım. Beni deliye çeviren bu işarette saklıydı sanki herşey...

Şeytan - Aşk - OyunWhere stories live. Discover now