Sarılış

575 33 8
                                    

- Hey hey hey! Başlamadan önce kücuk bir gecmis olsun diyorum TEOG magdurlarina, bu sinavdnsonra biraz moraller duzelsin diye guzel bir bolum yazdim.

1 mayista tekrar yazmayi planliyorum. Bakalim neler olacak. Resimde ki Darren ve Elizin sarilisi ve dis baglantilarda ise Eliz ve elbisesi . gorunuyor -

Banyoda ki torbaların hepsini yere boşaltım. Kumaş parçaları arasında giyilcek bir elbise arıyordum. Bir elbise bulunca yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti gülerek ayağa kalktığım sırada aniden gözlerim bulanıklaştı. Kendimi aniden boşlukta hisetim ve dizlerimin bağı çözüldü. Gözlerimin işlevi geri geldiğinde elbiselerin arasında yerden destek almaya çalışıyordum.

"Eliz iyi misin?' Darren'ın sesi kapının hemen ardından geliyordu. Zorda olsa konuştum.

"İyiyim." Diye seslendim ama titrek sesim beni neredeyse ele verecekti. Musluğun mermerine tutanarak ayağa kalktım ve ayna da aksime baktım. Gözlerim solmuştu ve yüzümde bir bitkinlik vardı. Gözlerimde ki umutsuzluk beni bile şaşırtmıştı, şuan öyle hissetmiyordum. Evet yorgundum ama oluşan yorgunluğum asla böyle yüzüme vurmazdı, evet belki günlerdir düzenli bir uyku çekmiyordum ama böyle bir şey olacağını hiç tahmin etmezdim. Ellerimle saçlarımı karıştırdım. Kendime gelmeliydim, yüzümü yıkamak için eğildim ve bir havluyu alıp yüzüme bastırdım. Aynada ki yansımama bakarken dondum. Vücudumda dolaşan sıcak sıvının hızlandığını fark ediyordum. Sakin olmalıydım ama olamıyordum. Kırmızı gözlerim bana alaycı bir şekilde bakarken gözlerimi bile kırpamıyordum.

"Eliz bir elbise giymen neden bu kadar uzun sürdü?!" Diye homurdandı Darren. Kapıya baktım, hayır şimdi bunları yaşayamazdım hoşlandığım çocuk beni yemeğe çıkaracaktı, yemeği bırak dışarı çıkacaktık. Şimdi bir kriz daha geçiremezdim. Aynaya tekrar döndüğüm zaman yeşil gözlerimi görünce derin bir nefes verdim. Bulduğum elbiseyi hemen giydim. Beyaz, dantelli ve tabiki kısa bir elbiseydi. Ama diğerlerine oranla en azından kalçamı ve bacaklarımın bir kısmını örtüyordu. Ed'in bedenimi nerden bildiğini bilmiyordum ama tam vücuduma uygundu. Kısa kollu olduğu için bir hırka benzeri birşey aradım ama yoktu. Ayakabı kutularını açtığımda ağzım açık kaldı. Ne o beni Lady Gaga'yla mı yarıştırıyordu eğer ben bunu giyersem ölüm tehlikesi falan geçirirdim. Başka bir kutuyu açtım bu normal topuklu krem renkli, mat ve önünde renkli küçük püskülleri olan bir ayakabıydı. Ama genede pek topuklu ayakabıya alışık değildim. Bunu giyebilirdim hoşuma gitmişti. Kapıyı tekrar araladım ve beni tekli koltukta oturup bekleyen Darren'a baktım.

"Darren, sana güvenebilir miyim?" Darren yüzümü süzdü.

"Hayır." Dedi kayıtsızca. Normalde insana hep tabiki ya da evet denir ama olumsuz bir şey alınca insan ister istemez şaşırıyor. Kapıyı açtım ve hışımla dışarı çıktım.

"Çok gıcıksın biliyorsun değil mi?" Darren sanki beni hiç duymamış gibiydi gözleri tekrar gözlerime gelince neden dinlemediğini anladım. Beni süzmüştü.

"Hazırsan gidelim." Dedi boş bir sesle. Afallamıştım, daha farklı bir tepki bekliyordum. Ama sanırım o beni sadece sıradan bir kız gibi görüyordu. Köpek yavrusuna benzeyen ve yardıma ihtiyacı olan biri olarak. Yumruklarımı sıktım, tabikide öyleydi. Ne düşünmüştüm ki! Benim yüzümden sevgiliini kaptırmıstı, onu seviyordu, hatta ondan uzak durmamı bile istemişti. Şimdi ise bana yardım ediyordu cünkü canımın acıdığını ve hasta olduğumu ögrenmişti.

"Tamam." Dedim ve Darren'ın ardından aşağı indim. Kapıdan çıkarken boğazımı temizledim." Darren beni daha sonra Bella'ya bırakır mısın?" Bana kaşlarını çatarak baktı.

"Bundan eminmisin?"

"Evet , neden?"

"Bence Bella'ya gidersen Deniz'in haberi olur ve seni almaya falan gelir." 'Deniz', 'Deniz,'Deniz'... Aklımda tekrarlanan tek kelimebuydu. Sanki kalbimde o koca boşluğu tekrar deşmişlerdi.

Şeytan - Aşk - OyunTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon