Bölüm 7: "Şeytan Salıncağı."

20.3K 1.2K 542
                                    

Multimedia;

Lilitu - Bluenecek.

Bu şarkı; Ruhu güzel, zehir yeşili gözlü katilim kız çocuğu Dolunay'a.

Güzel güzel okuyun.. 💦

Bölüm 7: "Şeytan Salıncağı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 7: "Şeytan Salıncağı."

Hiçliğim, göğsümün ardında yetiştirdiğin gül destelerinden bir dal istiyorum. O dala, sıkı sıkı bağlanmış birde ip istiyorum. Ağaç kavuklarının göğsündende bir tabure istiyorum. Saçlarıma şeytanın sırtından esen bir rüzgar, gözlerime cennetten akan bir ırmak arzu ediyorum. Bir gece dolunay gökyüzü ile imtihan ederken; Tanrının gücü, yeryüzündeki Dolunay'ın o taburenin üzerine çıkarsın istiyorum. Bir de Gül dallarına bağlanmış ipi, gerdanına dolasın diye dua ediyorum. Sonra gülümsüyorum, gökyüzüne bakıyorum, Tanrı ayaklarım altındaki tabureyi çalsın diye bekliyorum.

Gül destelerinden düşen yapraklar göğsümü eziyor, Tanrı taburemi çalmıyor. Şeytanın sırtından bir rüzgar saçlarıma esiyor, cennetin değil; cehennemin ırmakları zehirlerimi yakıyor.

Yaralarım gül yaprakları doluyor. Her bir yaramda çiçekler bitiyor, kaburgam gül kokuyor. Yaralarım iyileşmiyor, yalnızca bir çift cam göze kurban ediliyor.

Uykusuz geçen 3. Günün bilinci ile, daha nice uykusuz sabahlara açtığım gözümü odanın içinde gezdirdim. Oda düzdü. Büyük, siyah bir yatak, kocaman bir dolap, sade bir koltuk ve başının yanında duran iki komidinin üzerinde duran süslerden başka birşey yoktu. Abartıyı sevmiyordu. Daha çok sade bir adamdı. Şatafatlardan ve gösterişlerden uzak, sakinliği seven biriydi.

Sanırım bu yüzden, şehrin trafiğinden ve kalabalığından kaçarak ormanın dibinde bir yere yerleşmişti. Sessizliği ve sakinliği sevdiği için.

Oturduğum koltukta biraz daha kıpırdandım. Aşağıya inmek istemiyordum. Sebebini bilmiyordum fakat, biraz göz önünden çekilerek kafa dinlemeyi tercih ettiğim için bunu pekte düşünmek istemeyerek, ağlayan zihnimin kontrolü ile ilgileniyordum.

Korhan'ın dün ki kararlı tavrı sürekli aklımı örseliyor, tanımadığı bir insana bu kadar korumacı ve sahiplenici olması garip geliyordu. Ne kadar sürecekti bu? O iyi bir adamdı, bunu biliyordum. Bunu; hiç tanımadığı fakat yardıma ihtiyacı olan birini şüphesiz ve tereddütsüz yanına alışından biliyordum. Fakat neden? Neden ondan istemediğim yardımı vermekte ısrar ediyordu?

Aklımın ermeyeceği sorulara bir son vererek, başımı arkaya yasladım ve gözlerimi yumdum. Bir kaç saat daha burada kalabilirdim. Derin bir nefesi ciğerlerime çektim. Varlığımdan rahatsız oluyor muydu? Hayır, neden sürekli onunla ilgili sorular zihnime akın ediyordu? Ona ayak bağı olmuyor muydum? Bence oluyordum. Yatağından bile ediyordum onu. Gerçi ben ona yatağını verdiğimde bana kızmıştı. Kendi kaşınıyordu, o da ayrı bir meseleydi.

ÖLÜMÜN DÜŞLER SAHNESİWhere stories live. Discover now