Bölüm 19: "Okyanusunu Terkeden Kuyruğu Yaralı Denizkızı." Part/2

13.8K 893 506
                                    

Multimedya;

Bölüm şarkıları;
Korn -Narcissistic Cannibal,
Natasha Blume - Black Sea

Black Sea, onlar için seçtiğim bir şarkı her dinlediğinizde onları hatırlamanız dileğiyle. 🧡

İyi okumalar.

Bölüm 19: " Okyanusu Terkeden Kuyruğu Yaralı Denizkızı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 19: " Okyanusu Terkeden Kuyruğu Yaralı Denizkızı."

Zihnim uğuldamaya başlarken, girdiğim şoktan çıkmayı bekledim yahut bir tepki verebilmeyi, hatta her şeyin bir kabus olduğunu ve gözlerimi açtığımda korkmamam için başımda bekleyen bir Korhan görmeyi istedim. Ama tek gördüğüm iri iri açılmış gözlerle bana bakan Altay'dı. Korhan hala beni kaldırmaya çalışıyor, tanımadığım kadın acıdığını belli eden bakışlarla bizi izliyordu.

Denizkızı olsam okyanusların boğar beni,
Kelebek olsam kanatlarımda kırılır o gecenin ağıtlı ezgileri,
Yağmur'um,
Şimdi intikam alsam önce beni, sonra bizi yakar bu yangının ateşi.

🌸

7 Kasım, 2003 / Islahhane. 

Karanlık bir geceydi.
Yıldızlar birer inci gibi dizildiği gökyüzünde parlıyordu.
Bazı çocuklar penceresinden annesi ona masallar anlatırken izliyordu gökyüzünü.
Bazı çocuklar yalnız başına uyurken,
Bazı çocuklar sokakta izliyordu eşsiz geceyi.

Ve bazıları izleyemiyordu geceyi, ruhları çalınmış bu iki çocuk gibi.

Dolunay o gece ne yaptıysa Yağmur susmamıştı, ta ki ertesi gün Dolunay evlatlık alınana kadar.

Beş yaşlarında evlatlık alınacağından bir haber küçük kız arkadaşı için fazlasıyla üzgündü. Ona ne olduğunu bilmiyordu, ne yapması gerektiği hakkında bir fikri de yoktu. Sadece küçük ve boş odanın içinde duvara sinmiş olan arkadaşına sesleniyor, ona yardım etmeye çalışıyordu.

"Yağmur, Altay abinin bizi öpmek için verdiği pamuk şekerlerden versem susar mısın?" Diye iç geçirdi.

Kendi kendine fısıldadığını ve arkadaşının hıçkırık seslerinden onu duymadığını biliyordu. Uzun kirpiklerini kırpıştırarak gözünden damlayan yaşları sildi ve yaralı avuçlarını soğuk zemine yaslayarak emekler gibi arkadaşına doğru ilerledi. Eğer susmazsa o da ağlayacaktı ve bu sefer cezalarının yükseleceğini düşünüyor, daha çok korkuyordu.

Tanrı onları korusundu, çünkü hiçbir çocuk onlar kadar savunmasız ve yaralı olamazdı.

"Yağmur söz senin cezanı da bana vermelerini isteyeceğim," küçük dudakları titrediğinde dişlerini dudaklarına bastırarak buna engel olmuştu. Biraz daha yaklaştı arkadaşına. Biri küçük kalbini eziyordu sanki. "Yeter artık, ağlamasana! Üzülüyorum Yağmur.."

ÖLÜMÜN DÜŞLER SAHNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin