14

1M 19.4K 222
                                    

Öğretmen bu defa sınıfa dönüp, "Bugün sizler için yararlı olacağını düşündüğüm farklı bir etkinlik yapacağız. Çocukluğunuzdan itibaren hepinizin kafasında bir meslek fikri oluşmaya başladı, değil mi? Şimdiyse yavaş yavaş karar aşamasına geçip mesleğinizi seçmenin vakti geldi. Peki, hangi mesleği, neye göre seçeceksiniz?"

Önlerde oturan bir kız, "Ben kesinlikle sevdiğim bir işi yapmak istiyorum hocam," diye konuştu heyecanlı bir tavırla.

Yanında oturan çocuk kibirli bir sesle, "Ben hangi meslekte para varsa onu seçeceğim," dediğinde bütün sınıf gülmeye başladı.

Öğretmenimiz başını hafifçe iki yana sallarken gülümsüyordu. Sonra sınıfa bakarak, "Şimdi size bir sorum var. Sizce meslek seçiminde kişinin becerisi mi, yoksa ilgisi mi daha önemlidir, hangisine daha çok dikkat etmek gerekir?" diye sordu.

Bir çocuk, "Beceri hocam. Örneğin müzik aleti çalmaya yeteneğim yoksa ne kadar istersem isteyeyim, nasıl müzisyen olabilirim ki?" deyince bir başkası da "Hayır, kesinlikle ilgi önemlidir hocam. Eğer bir konuya ilginiz olursa ne yapar eder, gerekli donanımlara sahip olursunuz. Çalışarak yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. İlgi ve istek çok önemli," dedi. Ardından sınıfta beceri ve ilgi diyenlerin sesleri birbirine girmeye başladı.

Geçen gün Kağan'ın yanında gördüğüm sarışın çocuk, "Bence de beceri önemli. İlgi bir yerden sonra bitebilir, ancak beceri öyle değil, doğuştan gelir ve başarıyla paralel olarak artar. Ne kadar beceriliysek o kadar başarılı oluruz," dedi.

Cansu konuşunca ona döndüm. "İyi de sırf becerin var diye ilgin olmayan bir mesleği seçersen mutsuz olursun, bu da bir yerden sonra işi bırakmaya kadar gider. Yine aynı şey," deyip küçümsercesine biraz önce konuşan çocuğa baktı.

Çocuksa karşılık olarak gözlerini kısıp Cansu'ya kötü kötü bakarak cevap verdi. Buna bir anlam veremeyerek hocaya döndüm. Sınıftaki konuşmalardan memnun olmuşçasına gülümsüyordu.

"Bu konuda değişik fikirlerinizi beyan etmenize sevindim çocuklar," dedi yumuşak bir sesle. "Bugün detaylı bir şekilde ilgi konusunu ele alacağız. Sizleri ikişerli gruplara ayıracağım ve ilk ders karşılıklı sohbet edeceksiniz. Bu sohbette birbirinizin karakteri hakkında fikir edinmenizi istiyorum. Örneğin sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler neler, boş zamanlarınızda ne gibi aktivitelerde bulunuyorsunuz, spor yapıyor musunuz, herhangi bir müzik aleti çalıyor musunuz gibi. Bir nevi karakter analizi yapacaksınız. Diğer dersse öğrendiklerinizden yola çıkarak karşınızdakini gelecekte nerede veya hangi mesleği yaparken gördüğünüzü söyleyeceksiniz. Anlaşıldı mı?" diye sordu sınıfa göz gezdirirken.

"Anlaşıldı hocam," diye bağırdı herkes.

İçimden umarım Cansu'yla eşleşirim diye düşünmeye başladım. Sonuçta kimseyi tanımıyordum ve Cansu benim için en iyi seçenekti.

Öğretmen dosyalarını karıştırıp sınıf listesini eline alarak grupları oluşturmaya başladı. "Evet. Emel ve Ali, Görkem ve Şule, Emre ve Cansu, Kağan ve Buket..."

Ah, olamaz!

İsmim okunduktan sonra artık hocaya dikkatimi veremez oldum. Zira yoğun bir panik hissi göğsümü sıkıştırmaya başlamıştı. Kağan'la bir iki kelime konuşmayı geçtim, ders boyunca sohbet edip ödev mi yapacaktım?

Kahretsin!

PSİKOPATWhere stories live. Discover now