7❄️ "İsveç kütüphanesi"

24.8K 1.3K 213
                                    


Onunla birlikte geçirdiğim onca saatten sonra benim de canım sıkılmaya başlamıştı dostlar. Ben de tıpkı onun gibi sorular sormaya başladım.

"İntihar edeceğimi nerden anladın?"

Cevabını gerçekten merak ediyordum ama bir yandan da korkuyordum alnında yazıyor diyecek diye. Hoş dese de şaşmazdım ya, morfinleşmiş gibi her şeyi makul görecek noktadaydım. Sadece bu çocuk beni şaşırtmayı başarıyordu. Her hareketi dikkatimi çekiyordu, elimde değil.

"Anlamadım," dedi tahmin edemeyeceğim bir şekilde cevap vererek. "ben tahmin yürüttüm, sen de itiraf ettin."

"Nasıl yani?" Bunu kendi içimde de sordum birkaç defa. Nasıl oldu bu? İtiraf etmek mi? Benim gibi ketum biri nasıl itiraf eder? Şaşırdığımı anlamış olmalı ki devam etti.

"Yüksek ses, kaldırılan kaşlar, ani refleks ve sinir. Bunlar suçluluk psikolojisi ve yalanın belirtisidir. Yüzündeki her hareketten ne demek istediğini anlıyorum aslında."

"Psikoloji mi okudun?" diye sordum. Böyle bir açıklamayı ile ancak bu bölüm mezunu yapabilir. Ya da bir seri katil. Çocuk resmen benim enerjimi okumuş.

"Evet," dedi. "İsveç'te psikoloji okudum."
Tahmin etmiştim işte. Neyse ki diğeri çıkmadı. Eh ne derler bilirsiniz. Deli olacak insanın ayağına psikolog gelir.Tamam bu söz tam olarak böyle olmayabilir ama ben çok da önemsemiyorum yani. Kendime ne uyuyorsa onu alıp gerisine tekme sallarım gider.

"Ben de eczacı olmak isterdim," dedim. "ama onun yerine lise mezunu oldum." Böyle dile getirince bile acınası gelmişti. Yüzlerce kez iç çekesim ve içime oturan öküzü halaya kaldırasım vardı. Nasıl bir acıdır geçmek bilmedi kaş senedir.

"Olsun," dedi güzel bir ses tonu ile. Öküz bir anda kalktı dostlar. "lise mezunu olmak da güzel bir şey. Çoğu başarılı insan sadece ilkokul mezunu, azim olsun yeterki." diye ekledi. Ne derse şifaydı mübarek.

"Vallaha mı be, vallaha mı? Beni bu lise mezunu halimle de sever misin? Saçlarımı okşayıp, seni seviyorum der misin? Tatlı tatlı konuşup çiçeklerle karşılar mısın?"  diye soracaktım ki ilişkimizin henüz bu seviyeye gelmediğini hatırladım, sustum.

Aklımdan geçenleri okuyormuş gibi gülümsedi. Gülümseyişindeki muziplik içimi titretti dostlar. Keşke siz de görseniz. Bu çocuk harbiden beni anlıyor mu? Yok daha neler. Yoksa şizofrene mi bağladım? Allah'ım gerçekten hayatımda ilk defa hayal mi görüyorum yoksa? Hayır ya, bu yaşıma kadar hiç hayalim olmadı, hep gerçeklerin acısı ile yaşadım. Şimdi de hayal olmasın.

Gaza geldim dostlar! Yoksa ayağımdaki botu çıkarıp çocuğun yüzüne fırlatır mıyım hiç?

Acı ile inledi. "Ne oluyor ya?"

Gerçekmiş lan. Yaşasın gerçek!

"Şey, gerçek olup olmadığını kontrol ediyordum da."

İçinden bir şeyler mırıldandı. Dilim söylemeye varmaz ama herhalde afili bir küfür etti. E haklı tabi ben de yüzüme bot yesem, ben de küfrederim yani.

❄️

"Sen niye hiç yere oturmuyorsun?" diye sordu.

"Yere oturmak iyi değil derler," dedim. Tamamen açıklayamazdım şimdi.

"Niye ama niye?" diye sordu. Yav bu çocuk ısrar ederken de ayrı bir tatlı. Sonsuza kadar ısrar etsin diye geçirdim içimden.

"İşte," dedim. Valla açıklayamam kusura bakma yani, ayıp.

"Çocuğun olmaz diye mi yoksa?"
Apışıp kaldım. Sen nerden biliyon la zengin bebesi? Bunlar bizim koca karı nasihatleri değil miydi? Zenginler ne bilsin len?

Güldü. Bu sefer gerçekten komiğine gittiği belliydi. Hayır nerden anladın diye sorarsanız, sol yanağında bir gamze belirdi en güzelinden. Benim niye gamzem yok ki?

Başka bir şey demediğimi görünce kaşlarını kaldırarak alaylı bir bakış fırlattı. Senin alaylı bakışını yerim be.

"İntihar etmeyi düşünürken gelecekteki çocuklarını pek umursamıyordun ama."

İçim gitti. Harbi hiç düşünmemiştim. Sadece yere otururken geliyor evlatlarım aklıma. Ulan nasıl bir sistem?

Ani bir şekilde elimden tutarak yere çekti beni. Kaporta yere çarpınca azıcık acıdı ama belli etmedim. Şimdi dikkatimi çeken tek şey birbirine değen dizlerimizdi. Tüylerim diken diken oldu. Baktım ufaktan yüzüm de kızarıyor azıcık geri çekildim. Bu sefer o yaklaştı. Dizlerimiz yine değdi birbirine. Hayır sürtünmeden ateş falan çıkar diye korkuyorum. Senin için önemli olmayabilir ama ben etkileniyorum be zalımın oğlu.

"Hadi başka bir oyun oynayalım." dedi.

Allah'ım inşallah yine anlamadığım zengin oyunlarından oynamayız.

"Ne oynayacağız?" diye sordum.

"Doğruluk cesaret."

"Tamam," dedim. Biliyorum yav ben bu oyunu, yaşasın! İleride zengin olma potansiyelim var yihuu!

"Pekala önce sen," dedi.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?" diye sordum.

"Doğruluk," dedi.

"Kaç kız arkadaşın oldu bu zamana kadar?" diye sordum. Afalladı. Böyle bir soruyu beklemiyordu anlaşılan. Düşünmek için gözlerini yukarı kaldırdı. O kadar çok mu be? İçim sıkılıdı yine. Saniyeler geçmek bilmedi.

"İki," dedi.

"Yuh"

Ağzımdan kaçtı dostlar. Elli falan bekliyordum hani.

"Ne? Çok mu? Bence de çok. Ya aslında biri tam olarak..."

"Açıklamak zorunda değilsin," dedim. Devam etmedi. Niye susturdum bilmiyorum. Az olanlar öz olur derler. Öz imkansız aşkını anlatması kalbimi acıtır diye düşündüm herhalde.

"Tamam sıra bende. Doğruluk mu cesaretlik mi?" diye sordu.

"Cesaretlik," dedim.

"Emin misin?" diye sordu.

Niye soruyon oğlum ne yapacan bana?

"Pekala, eğer yapamazsan beni öpersin."

Bu sefer ben afalladım. "Valla mı?" diye sormadım tabi ki. Hiç bana öyle olumsuz olumsuz bakmayın dostlar. Bir kere de olsa öpeceğim bu çocuğu. Yine de bu şekilde hevesli olmak iyi değil.

"Saçmalama!" İtiraz ettim rol icabı ama o hissedermiş gibi umursamazca omuzlarını silkeledi. Vay anam vay, analar ne omuzlu çocuklar doğuruyor be?

"Söyle hadi," dedim.

"Ayağa kalk ve teleferiği salla."

"Ama ben bunu yapamam ki."

Geniş omuzlarını bir kez daha umursamazca salladı. Ah ah, sen istedin uleyn. Yanağından kısaca öpeyim bitsin. O da kurtulsun ben de. Çok da abartmamak lazım. Ben istemedim o istedi.

"İçinden üçe kadar sayıp öpeceksin tamam mı Hayal?" diye sordum içimdekine.

"Tamam Hayal!" dedi.

"Bir, iki, üç!"

Hızlıca yanağına uzattım dudaklarımı, olsun bitsin gitsin işte. Sözde yanağından küçücük bir öpücüktü. Lakin aniden bana döndü.

"Nerden öpeceksin ya da yöpeceksin?" gibi bir şey sormaya çalıştı sanırım ama devamı gelemedi. Dudaklarım farklı bir alana iniş yaptı. İstemedim istemedim bunu ben istemedim. İstemedim istemedim iste... devamını siz getirin dostlar.

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin