72❄️ "Ambulansın numarası"

5.7K 474 100
                                    



8 ay sonra

"Ah! Allah'ım ölüyorum! Ah!"

"Ne? Ne oldu? Hayal neyin var?"

Burnuma kadar gelen karnımı görmesine ve doğum sancısından dolayı bağırmama rağmen neyin var diye soran birini görürseniz dostlar, heh işte o Selim'dir. Hayır doğumun başladığına dair başka hangi işaretler gelmeli?

"İnce bağırsağım pankreasıma dolanmış. Kalbime baskı uyguluyorlar Selim," dedim acı ile inleyerek.

"Oha lan! Nasıl hissediyorsun onu?"

"Ya geri zekalı! Doğuruyorum, sence başka ne olabilir?"

Doğum kelimesini duyunca telaşa kapıldı dostlar. Meğer gerçekten de farkında değilmiş. Aldı eline telefonu ve çevirdi bir numarayı.

"Alo! Eşim hamile, doğuyor. Lütfen çabuk gelin."

"Beyefendi itfaiyeyi aradınız. Yanlış numara çevirmişsiniz. İsterseniz..."

"Ya bırak şu işleri itfaiyeci dayı, kap gel arabayı hadi. Karım doğuruyor diyorum."

"Bakın beyefendi anlıyorum ama biz doğum yaptıramayız."

"He öylemi, o zaman elinizde ne var?"

"İtfaiye aracı var, ateş söndürmek için."

"Tamam bence çocuk için gayet uygun bir araç. Kap gel dayı, gözünü sevdiğim karım doğuracak. Alo, Alo!"

"Of Selim! Ambulansı arasana! Ya da kendin götür."

"Şu an o kadar heyecanlıyım ki yolda kaza falan yaparım Hayal. En iyisi ben ambulans çağırayım hayatım, sakin ol! Derin nefes al. Şimdi ver."

"Ya geri zekalı, çocuk geliyor. Geliyor!"

"Hayır! Tut onu içinde. Geri al. Şimdi zamanı değil. Ya da şöyle yapalım, sen doğur istersen, ben onu tekrar sana ağız yoluyla...nasıl yutacaksın sen şimdi o da var? Neyse en iyisi hiç doğmaması. Tut içinde, tut sen tut! Az daha sabır."

Acele ile bir numara daha çevirdi.

"Alo, ben ambulans isteyecektim acil."

"Peki beyefendi adresi alalım."

"Adres mi? Adresi ne ki buranın? Hayal adresi versene?"

"Ah! Konuşamıyorum! Ah!"

"Hay Allah benim cezamı vermesin. Şey, alo, afedersiniz adresi hatırlayamıyorum şu an acayip heyecanlıyım. Nasıl bulabilirim acaba?"

"Beyefendi genelde buz dolabında bazı faturalar olur. Orada yazabilir."

"Heh, tamam buz dolabı! Buz dolabı. Fatura, fatura! Fatura yok ya buz dolabında. Meyveler, sebzeler ve dünden kalan yemekler var."

"Beyfendi dolabın içine değil, kapağına bakın."

"Niye baştan söylemiyorsun bacım? Sen de bir garipsin he. Hiç dolabın içinde fatura olur mu? Hayır ben demesem yutturacaksın yani."

"Efendim?"

"Yok bir şey yok. Aramalarla ilgilenin. Söyleyin araçlar yol versin ambulansa, sıkışmasın arada."

"Beyefendi biz o tür şeylerle ilgilenmiyoruz."

"He öyle mi tamam o zaman şey yapalım, ben faturalara bakmaya devam edeyim. Kapakta düğün fotoğraflarımız var, benim aldığım çiçeğin kurumuş sapı, gittiğimiz sünnetlerden aldığımız kokulu sabun ve alçılar. Hayır şimdi bunlar kapağa nasıl yapışıyor diye düşündüysen, arkası mıknatıslı bunların ondan yani."

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin