78❄️ "Geçip giden zamanlar"

4.1K 371 166
                                    


5 sene sonra

Merhaba sevgili günlük, yazmayalı çoook uzun zaman oldu değil mi? Araya giren onca şeyden sonra sana yazdıklarımı okuyorum da neler neler yaşamışım meğerse.

Bu zaman içinde günler birbirini kovaladı aylar da geri kalmadı elbette. Zaman öyle bir geçip gitti ki hiçbirimiz farkına varamadık senelerce. Selim ve Mucize ile tam beş yılı devirdim.

Zaman akıp gitse de bizler hiç değişmedik be günlük. Mesela, Selim hâlâ absürtlerin efendisi. Mantıklı davrandığı anlar çok nadir oluyor. Onu dışarıdan gören herkes aptal olduğunu düşünse de biraz vakit geçirenler hayran olup çıkıyor. Eh, ben de öyle aşık olmamış mıydım zaten?

Siyah saçlarım belime kadar uzadı. Selim uzun sevdiği için hiç kestirmedim. Okulumu bitirdim ve Selim bana şehrin en işlek yerinde harika bir eczane açtı. Öyle bir eczane ki içinde sıradan bir süper markette bulunan her şey var.

Saçlarımdan bahsetmişken, Selim'in de bu aralar siyah saça bir merakı başladı. Ben bazen Kim Hyun Joong'dan bahsettikçe falan saçını siyaha boyamaya kalkışıyor ama onu tanımama ihtimalime karşı hemen vazgeçiyor.

Bu arada Mucize de büyüdü sevgili günlük. Görsen o kadar tatlı bir kız oldu ki. Lüle lüle sarı saçları, koyu ve çekik gözleri var. İlk yürümeye başladığında Selim'in ağlamasını durduramamıştık. Tüm aile elimizdeki peçetelerle onun akan gözyaşlarını silsek de başarılı olamamıştık. Selim'i ilk kez bebek gibi ağlarken görmüştüm.

Sonra Mucize ilk konuşmaya başladığında sürekli "La la cu," deyip duruyordu biliyor musun? Bir süre bize tatlı gelse de ne olduğunu anlamadığımız için korkmaya başlamıştık. Öyle ki doktora götürdük kızı. Doktor bize "Hayatındaki en sevdiği şeyi heceliyor. Bekleyin birkaç aya kadar tüm kelimeyi söyler," demişti.

Doktora inandık, Allah'a güvendik ve bekledik birkaç ay. Zaman bitince Mucize'nin ağzından dökülen kelime lahmacundu sevgili günlük. Evet biliyorum sen de benim gibi düşünüyorsun. Kızı da en az babası kadar absürt vesselam. Yine de bu ikisini de sevmeme engel değil. Hem de hiç değil.

Geçen yıllar Selim'in bendeki yerini iyice derinleştirdi. Ona olan aşkımı, sevgimi, hayranlığımı katlayıp katlayıp kilometrelerce uzattı. Bana gösterdiği ilgi, kızına gösterdiği şefkatle harika bir eş ve baba olup çıktı vesselam.

Hâlâ ara ara teleferik günlerinden konuşuyor, hem kendi kendimize gülüyor, hem de birbirimize olan hasretimizi dile getiriyoruz. Selim her teleferik anısında bana sıkıca sarılıyor. Kötü günleri geliyor sanırım aklına sanırım. Benim de aklıma bazen geliyor acı günler, hemen sarılıyorum Selim'e. Ve mümkünse hep sarılmak istiyorum sevdiğime.

Böyle sarı saçlarını parmaklarımın arasından geçirmek, yüzüme batan sakalları ile gıdıklanmak, bana olan aşk dolu bakışlarında boğulmak istiyorum. Bu zamana kadar çok şey istemiş olsam da yine isteyeceğim.

Seni çok seviyorum Selim.
Seni çok seviyorum Mucize.

Sizler benim hayatımın ihtişamlı yaşama sebeplerisiniz. İşte öyle günlük.

Ben yine gelirim. Neyse böyle söz vermiş gibi olmasın da, baksana en son söz verişimin üzerinden dört sene geçmiş. Neyse neyse ben bir ara uğrarım. Yani inşallah. Hadi kal sağlıcakla, benim derttaşım.

Kalemimi henüz yeni koymuştum ki salondan sesler gelmeye başladı. Günlüğü kaldırıp onların yanına geçtim.

"Baba baba!"

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin