67❄️ "Ayşe ile Hakkı"

7.1K 535 80
                                    


17 gün sonra

"Oğlum domateslere basma!"

"Oğlum, maydanozları eziyorsun!"

"Evladım, tıraş ettin bütün ürünleri."

Yerden aldığım küçük bir taşı Selim'e atarak bağırdım. "Selim teyzeyi duymuyor musun ya? Dikkat etsene biraz."

Elindeki kazmayı kenara atarak elinin tersi ile alnındaki teri sildi. Ağrıyan belini tutarak duruşunu düzeltti ve derin bir nefes alarak "Ne bağırıyorsun kızım, sanki yıllardır çiftçilik yapıyorum. Allah Allah! Canımız çıktı burada," diye çıkıştı. Eh haklı tabii CEO adama tarla kazdırırsan böyle olur.

Alnına bağladığı mendili çıkararak bana gösterdi. "Görüyor musun bak? Emek bu emek, nasıl da terlemişim. Alın teri diye buna derler işte."

"Oğlum mendil kupkuru duruyor," dedi teyze. Kahkahayı bastığımda, sarı sakalını eli ile taradıktan sonra mendili yeniden alnına bağladı. Alınmıştı biraz.

"Tut teyze tut. Sen de Hayal'in tarafını tut. Yak güneş yak, sen de beni tak. Vur kazma vur...ee neyse aklıma kafiyeli bir şey gelmedi o kalsın."

Selim'e gülmeye devam ederken, önümdeki elmaları yemeye devam ediyordum. Bir oturuşta on elma yediğimi hatırlamıyorum daha önce ama bunların tadı enfesti.

"Ay bu çok tatlıymış. Oh içim açıldı valla."

Teyze gülümserken Selim kötü kötü bakıyordu bana.

"Oh, teyzeden aldın torpili sen elmaların keyfini çıkar bizim de burada sıcaktan kıçı..." Selim devamını getirmeden teyzeye baktı ve güldü. "Kışımız yaz olsun diyecektim. Şey yani, kıç ile kış benzer kelimeler ya, ondan şey ettim. Neyse ben kazmaya devam ediyorum."

Teyze bana göz kırparken ben elmaların tadını çıkarıyordum. Şimdi ne ara buraya geldik diyeceksiniz değil mi dostlar? O halde hemen iki hafta önceye sarıyorum.

"İki hafta az olur, 16 gün geri al," dedi Selim.

"O gece de var." dedim.

"Oha! O geceyi herkese anlatmayacaksın her halde Hayal."

"Herkes dediğin, senin her şeyini bilen insanlar Selim."

"Olsun sen yine de 17 gün sar geriye."

Öyle olsun be gözünü sevdiğim seni mi kıracağım. Sar bakalım 17 gün geriye kaptan.

17 gün önce

Son gaz ilerleyen arabayla neresi olduğunu anlamadığımız bir köye geldiğimizde durmuştuk. Selim gaza o kadar yüklenmişti ki hangi yola girdik, buraya nereden geldik hiçbir fikrim yoktı. Tek bildiğimiz tabelada okuduğumuz 1 rakamıydı.

Tek haneli bir köy daha önce ne görmüştük ne de duymuştuk ama Mucize teyze, bu köyün nüfusuna kayıtlı tek kişiydi. Kendisi doksan yedi yaşında olduğunu söylüyordu ama bence yüzden fazlaydı. Yine de aklı harika çalışıyordu. Eşini Kore'ye savaşa gönderdikten sonra bir daha haber alamamış. Hiç çocuğu da olmamıştı. Ailesi ve akrabaları diğer tüm herkes bu köyden taşınmasına rağmen o hep eşini beklemiş. Kore'nin çekik gözlüler memleketi olduğunu söyleyip duruyordu sürekli. Bir gün çekik gözlü biri gelip, beni de eşimin yanına götürecek diye beklemiş yıllarca.

Selim ve ben o kadar hız yapmış ve bu hızla o kadar yol gelmiştik ki arabanın biten benzininden dolayı daha fazla ilerleyemiyorduk. Böylece Mucize teyze ile birlikte kalmaya karar verdik bir süre. Yani mecbur kaldık diyeyim dostlarım.

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin