23❄️ "Tek hayalim sensin benim"

16K 1K 176
                                    



"Geleceğe dair hiçbir hayalim yok," dedim durduk yere. Hani o bana kimselere anlatamadığı şeyleri anlatıyor ya, ben de anlatayım dedim. Gerçekten de daha önce kimseye hayallerimden yani olmayan hayallerimden bahsetmemiştim.

Yerdeki bakışlarını bana çevirdi ve bal rengi saçlarını parmaklarının arasından geçirdi. Sonra da dudaklarında tatlı bir gülümseme oluştu. Anlamış mıydı? Yani daha önce kimseye böyle bir şey anlatmadığımı?

"Sevdiğin biri var mı?"

Söylediğim şeyle ne alakası vardı ki? Sorusunu düşündüm. Geriye kim kalmıştı sevdiğim? Kimse? Daha farklı bir şeyler sormasını ya da ne bileyim başka mevzular açmasını beklerdim ama onun sorduğu soru sevdiğin biri var mı olmuştu. Hayalle ne ilgisi var ki?

Şu koskoca dünyada sevdiğim biri yok maalesef ki. Ne zavallı ve ne acı. İç çektim. Neden kimseye bahsetmediğimi şimdi anlamıştım. Bu kadar ağır bir mevzuyu birilerine anlatamamam gayet normal tabii.

"Yok!" dedim biraz gecikmeli de olsa. Sonra da üstüne kapatmak için dudaklarımı düz bir çizgi haline getirip gülümseye çalıştım.

"Bu yüzden," dedi derin bir nefes alarak. "Sevgini paylaştığın kimse olmadığı için hayalin de yok."

Boş boş baktım yüzüne. Aslında ne demek istediğini anlamıştım ama beni böyle güzelce özetlemesi şaşırmıştı. Durumum gerçekten tam olarak buydu. Çözmüştü bu çocuk beni. Neden sevdiğin biri var mı diye sorduğunu şimdi daha iyi anlıyordum. İçimdeki paylaşacak kimse olmayınca geleceğe dair umut da olmuyordu. Ve buna paralel olarak hayaller de. Vay be durum bu kadar basit demek ki. Her şey yalnızlığımdan kaynaklanıyor.

"Annen?" diye sordu.

"Ben bebekken hayatını kaybetmiş."

"Baban?"

"Onu hiç görmedim."

"Kardeşlerin?"

"Kimsem yok."

"Arkadaşların?"

"Hep yalnızdım ben."

Ve bir sessizlik. Boğucu bir sessizlik.
Boğazımı yakan, gözlerimi nemlendiren bir sessizlik. Kalp atışlarımı duyduğum nabzımın kulaklarımda attığı nefes kesen bir sessizlik. Neden başka bir şey söylemiyor ya da sormuyor Tamamen zavallı olduğuma mı kanaat getirmişti? Devam eden sessizlik. Bıkkınlık veren içsel çatışmalar. Ayağımı sallamaya başladım. Hayat yeniden eski haline dönsün diye dua ettim. Keşke hiç açmasaydım konuyu. Ve sessizlik devam ediyor. İnsanın içinde koca bir boşluk açan koca bir sessizlik.
Sorduğum soruya pişman eden bir sessizlik. Keşke sormasaydım. Gözlerim nemlenmeye başladığında alt dudağımı ısırdım. Gözlerimin nemini görmesin diye bakışlarımı yere indirdim. Her zaman yaptığım gibi parmaklarımı izlemeye devam ettim.

"Artık bir sebebin var," dedi.

Hızla gözlerine baktım. Kapalıydı. Oturduğu koltukta rahatça yayılmış, kollarını göğsünde bağlamıştı.

"Ne?"

Anlamayarak ona bakarken yüzünde gezindi gözlerim.

"Sevgini bana aktarabilirsin. Verdiğin tüm sevgiyi alacağım. Ne verirsen onu alıp, fazlasını vereceğim."

Tüm bu cümleler nasıl da kalp okşayıcı. Yine de kabullenemedim.

"Hadi ama!" dedim gülümseyerek. Gözlerim ondaydı ama ses tonum inanmadığımı fakat çok istediğimi belli ediyordu. "Teşekkür ederim kibar şakan için ama dalga geç diye söylemedim."

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin