11.Bölüm

2.4K 154 3
                                    

Gözlerimi hızla açıyorum. Bir hastane odasındayım. Yatakta yatıyorum ve etrafım tuhaf ıvır zıvırlarla dolu. Ne oldu? Nasıl buraya geldim? Ben cevapsız sorularla kafamı doldururken, Miles, öfkeden kızarmıs suratı ve endişeyle kocaman açılmıs gözleriyle odaya giriyor.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun? O ormana nasıl gidersin? Sana bütün günü evde geçirme derken gidip ölmeye çalışmanı kastetmemiştim. Neden yaptın bunu, Lea?" diye bağırıyor.

"Bir sus, Miles. Başım ağrıyor. Ayrıca, oraya ölmek için falan gitmedim. Sadece birkaç meyve toplamak için gittim." diye cevaplıyorum.

"Pekala. Bağırdığım için üzgünüm. Fakat deliye döndüm, anlıyor musun? Beni arayıp, ağır yaralı olduğunu söylediklerinde kafayı yiyecek gibi oldum. Seni de kaybedeceğimi sandım." diyor ve yatağın yanındaki koltuğa çöküyor.

"Bak, çok üzgünüm. Seni üzmeyi asla istemedim. Oraya gittim çünkü, bana babamı hatırlatır diye düşündüm. Biliyorsun, orada onunla çok zaman geçirdim. Gerçekten, seni endişelendirdiğim için çok üzgünüm. Lütfen beni affet."

"Ah, Lea. Seni tabii ki affediyorum. Sadece, bir daha asla oraya gitmeyeceğine söz ver. Ne olursa olsun, oraya gitmeyeceksin."

"Elbette. Söz veriyorum."

Kapı tıklatılıyor ve Miles koltuktan kalkıyor.

"Sanırım arkadaşların. Ben gideyim. Tekrar geleceğim." diyor ve kapıya yöneliyor. Kapıyı açıyor ve arkadaşlarıma nazikçe, "Hoşgeldiniz." dedikten sonra odadan çıkıyor. Çocuklar odaya giriyorlar. Gözlerimle Connor'ı arıyorum. Ve işte, sıranın en arkasında, korku dolu bakışlarla odaya giriyor. Çocukların hepsi başıma toplanıyor ve hep bir ağızdan bir şeyler geveliyorlar. Anlayamıyorum. Yanlızca saçma sapan kelimeler seçebiliyorum. Arada "geçmiş olsun" sözlerini duyuyorum. Dokuz kişi sayıyorum. Ne? Fazlalığı farkettiğimde, donup kalıyorum. Geçen hafta, salı günü gelmiş olan, gizemli çocuk. Ne arıyor burada? Onu görmek daha da kötü hissetmeme sebep oluyor. Beklenmedik bir şekilde kolumda hissettiğim felaket acı, bunu ikiye katlıyor. Çığlık atıyorum. Connor, adeta ışınlanırcasına yanıma geliyor ve sağ tarafımda bana telaşlı gözlerle bakan, o ana kadar farketmediğim Mark'ı kenara itiyor.

"Ne yapıyorsun? Onun canını yaktın." diyor Mark'a.

Mark dudaklarını büzüyor. "Çok üzgünüm. Lea, iyi misin?"

İyi olmasamda, başımla onaylıyorum.

"Eh, artık gitsek iyi olacak. Bir an önce iyileş." diyor ve diğer çocuklarla birlikte, odadan çıkıyor. Yalnız kaldığımı düşünürken, yanı başımda, şefkatle saçlarımı okşayan Connor'ı farkediyorum.

"Aklından ne geçiyordu, hayatım? Kendine bir bakar mısın? Miles arayıp haber verdiğinde, kalp krizi geçiriyordum."

"Özür dilerim. Kötü bir niyetim yoktu."

"Senin için endişelendim. Hem de çok. Ah, kahretsin. İyisin değil mi?"

"Ben iyiyim, Conny. Gayet iyiyim. Yarın okula gidebilecek kadar."

Anında karşı çıkıyor. "Asla olmaz. Dinlenecek ve iyileşene kadar okula gelmeyeceksin. Seni seviyorum ve sana bir şey olmasını istemiyorum."

"Ama Conny, ilk hafta neredeyse boş geçti. Bu hafta da dersleri aksatamam. Hem yarına kadar çok daha iyi olacağıma eminim."

"Lea, neden bu kadar inatçısın?"

"Eh, bilmiyorum. Neyse, okula geleceğim, işte o kadar. Şimdi, beni yorma ve eğil." diye emrediyorum. Sarhoşumsu bir şekilde gülümsüyor ve eğiliyor, dudakları benimkilere değene kadar. Onu öpüyorum. Sanki daha kuvvetli öpersem, bütün yaralarım kaybolacakmış, acılarım yok olacakmış gibi hissediyorum ve onu daha da kuvvetli öpüyorum. Dudaklarını biraz uzaklaştırıyor ve burnuyla burnumu gıdıklıyor. "Seni seviyorum. Bir daha böyle bir şey asla yapma." diyor.

"Asla. Ben de seni seviyorum." diyorum. Onu bir kez daha öpüyorum. "Saat kaç?" diye soruyorum. Gerçekten merak ettiğim bir soru.

"Gecenin ikisi." diye cevaplıyor. Tanrım, ne?

"Gitsen iyi olur. Yarın görüşürüz."

"Pekala. Şey, bu kadar öpücüğün bana yetmediğini bilmeni isterim. Yarın daha fazlasını istiyorum." diyor ve göz kırpıyor.

"Elbette." diyorum.

Kapıya yöneliyor ve vardığında, durup son bir kez bana bakıyor. Gülümsüyor. Bende gülümsüyorum. Akabinde, kapıdan çıkıp gidiyor.

ŞampiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin