22 Δ Duvar

1K 98 41
                                    

Soğuk kahvemi alıp tesisteki diğer oyuncuların arasında aylak aylak dolaşırken zaman çok çabuk akıp gitmişti. İkinci maç, yani Dateko ile Karasuno arasındaki maç, Nishinoya ve Asahi'den duyduğum kadarıyla aylar öncesinin hesaplaşması niteliğinde bir maç olacaktı. Karasuno'nun yakın zamanda maç yaptığı hemen hemen her takımla mutlaka bir sorununun veya durumunun olması, Karasuno'yu zihnimde gangster takım olarak şekillendirse de takımın asıl haliyle iç içe olduğumdan bu benzetme zihnimde çok fazla yer edinemedi. Lise hayatı boyunca sürekli antrenman maçları ya da turnuva maçları yapan oyuncular olarak Miyagi'deki, hatta Japonya'daki çoğu takımla bir muhabbetlerinin olmuş olması normaldi. Bu, iyi bir yönde de olsa kötü bir yönde de olsa takımlarını takım yapan bir unsurdu.

Karasuno-Dateko maçının olduğu taraftaki tribün, bir önceki maçtakine göre daha bir kalabalıklaşmıştı. Dateko'nun tezahürat ekibi, maç başlamamış olmasına rağmen güçlü sesleri ve tezahüratlarıyla kocaman salonda yankı etkisi yaratıyorlardı. Baş ağrımdan biraz da olsa kurtulmuş olmama sevinirken şu an ağrının bir kez daha tetiklenecek olmasından korkmaya başlamıştım.

Sesten biraz uzaklaşıp kollarımı korkuluğa yasladım ve aşağımdaki sahada oyuncuların neler yaptıklarını izledim. Saha, iki takım için ikiye bölünmüştü. Dateko kendilerine ayrılan kısımda sıra halinde koşarken Karasuno sahanın onlara verilen kısmında top karşılama alıştırması yapıyordu. Oyuncuların hepsi karışık bir tek sıra oluşturmuştu ve Ukai Koç, Kiyoko'nun yardımıyla sıraya dizilmiş oyunculara servis atma tekniğiyle top atıyordu. Sırayla oyuncular tarafından karşılanan top Ukai Koç'a geri dönüyor, Ukai Koç da ona ulaşan topa aynı şekilde bir kez daha vurarak topu sıradaki oyuncuya gönderiyordu.

Topu bu kadar düzgün karşılamalarını gözlerimi bir saniye bile ayırmadan izledim. Topun bu şekildeki hareketi, insanın üzerinde hipnoz etkisi yaratıyordu.

Sıra Nishinoya'ya geldiğinde Nishinoya, diğerlerinin aksine farklı bir tarzda kendisine gelen topu karşıladı ve yakın çevredeki bütün oyuncuların dikkatini kendi üzerine çekti.

Top ona doğru gelmeye hazırlanırken, pürüzlü ve gürültülü ses tonuyla "Rolling..." diye mırıldanıp ardından Koç'un topu ona yollamasıyla sağ koluyla topa atılıp söylediği şeyin devamı olarak "Thundeeerr!" diye bağırarak topu Koç'a aynı diğerlerininki gibi düzgün bir şekilde gönderdi. Topa atlamasının etkisiyle parlak zeminde yuvarlanırken, 'thunder' kelimesinin hemen peşine "Again!" kelimesini ekledi ve sırt üstü uzanır haldeyken kollarından destek alarak bedenini havalı bir şekilde ayağa kaldırdı.

Oyuncularla birlikte benim şaşkın bakışlarım da Nishinoya'nın üzerine kilitlenmişti.

Bu hareketi Nishinoya'dan mutlaka öğrenmeliydim.

Takımlar arasında kısa süreli bir konuşma olduktan sonra hakemin düdüğüyle oyuncular sahadaki dizilişlerine geçtiler ve birbirlerini selamladılar. Onlarla birlikte ben de ayaktaki duruşumu dikleştirip beynimi maça hazırladım.

Beynimi hazırlama sırasında tribüne hızlıca bir göz atmayı da ihmal etmedim. Sağ tarafımın biraz ilerisinde iki tane turkuaz-beyaz renkte hırka giymiş adam duruyordu. Bana yakın tarafta olan siyah saçlı adam yaklaşık elli yaşında görünüyordu, onun yanındaki sarı saçlı adam ise ondan çok daha genç gösteriyordu. Sahadaki oyuncuları inceleyişleri, onların da buradaki bir takımın koçları olduğunu bariz bir şekilde belli ediyordu. Yüzlerini düzgün görebilmek için fark ettirmeden onlara doğru yaklaştığımda, gözüme tanıdık gelen ifadeler, giydikleri hırkaların renkleriyle birlikte beynimde yarım yamalak bir anlam kazandı.

Antrenman maçından hatırladığım kadarıyla onlar Aoba Johsai'nin koçlarıydılar fakat yüz hafızam çok kötü olduğundan, kesin bir şekilde bunu garantileyemiyordum. Nedense Aoba Johsai benim etrafımdaki her yerden çıkmayı başarıyordu. Bu artık sinirimi bozmaya başlamış olsa da şu an benim için bu önemli değildi. Dateko maçını bana bedavadan yorumlayacak iki yorumcu bulmuştum kendime. Yorumcuların nereye ait oldukları umrumda bile değildi.

Erratic Simian Δ Oikawa Tooru x OCWhere stories live. Discover now