YÜZLEŞME

105 5 0
                                    

Öyle uzaktan seviyorum seni!
Kırmadan, dökmeden,
Parçalamadan, üzmeden,
Ağlatmadan uzaktan seviyorum.

Öyle uzaktan seviyorum seni;
Sana söylemek istediğim her kelimeyi,
Dilimde parçalayarak seviyorum.
Damla damla dökülürken kelimelerim,
Masum beyaz bir kağıtta seviyorum.

Cemal SÜREYA

Biset gözleriyle haykırırken içinden geçenleri, Tekin bir saniye bile ayırmadı onun gözlerinden gözlerini. Birkaç saniyeliğine de olsa; zamanı, mekanı ve etraflarındaki herkesi unuttular. Birbirlerinin gözlerinde boğulup, birbirlerinin sessizliklerinde kayboldular. Seslerini değil gözlerini dinlediler birbirlerinin. Biset için çaresiz bir çırpınış, Tekin için kararlı bir ayrılış saklıyordu bu bakışlar.

Daha fazla dayanamadı Biset. Bakışlarını Tekin'in gözlerinden alıp, yığdı önüne. Biset gözlerini kaçırdığı an gerçek dünyaya dönüverdi Tekin. Cihan'la Azra'nın İstanbul planları takıldı kulağına.

''Eee, peki nerede kalacaksınız İstanbul'da?'' dedi Azra. O sırada siparişler geldi ve masaya özenle yerleştirildi.

''Biset, yurda başvuru yaptı. Yurtta yapamazsın diyorum ama dinlemiyor. Ben de abimde kalırım muhtemelen. Tabi evinde oldukça uzun süreli bir misafir ağırlamak isterse...''

Tekin, Azra konuşmadan söze girmek istedi. Ama başaramadı. Cihan'ın cümlesi biterken, Azra'dan cevap geldi.

''İsteriz isteriz!!''

Tekin hemen Biset'e baktı. Hala kafası önündeydi. Hiçbir tepki vermemişti. Cihan ise Biset'ten daha şaşkın görünüyordu. Azra Cihan'ın bu şaşkın bakışlarını görünce, açıklama yapma gereği duydu.

''Şey... Biz bir süredir Tekin'le birlikte yaşıyoruz. Ama lütfen aileden kimsenin haberi olmasın. Muhtemelen hoş karşılamayacaklardır...''

Tekin daha ilk cümlenin başında gözlerini sımsıkı kapattı ve başını önüne eğdi. Birkaç saniye öylece kaldı. Birlikte yaşadıklarını duyduğu an Biset de kapattı gözlerini. O kadar çok şaşırmamıştı, hayal kırıklığına falan da uğramamıştı aslında. Şu anda nasıl hissettiğini tarif edebilecek bir kelime bulunamazdı sadece. Ne dese, ne yapsa boştu artık. O yüzden susmaya ve gözlerini Tekin'in gözleriyle buluşturmamaya devam edecekti. Kapattığı gözlerini yeniden açtı ancak başını kaldırmadı.

Tekin gözlerini açar açmaz Biset'e baktı. Azra bunları söylemeden önce nasılsa, aynen öyleydi Biset. Suskunluğunu, tepkisizliğini koruyordu. Umursamamıştı belki de. Kendisine karşı bir şeyler hissetmiyorsa, neden umursayacaktı ki? Yine de Biset'in bunu bilmemesini tercih ederdi Tekin. Ama yapacak bir şey kalmamıştı artık. Olan olmuştu.

Cihan, Tekin'in gözlerini kapattığını farketmişti. Muhtemelen bunun bilinmesini istemiyordu Tekin. Azra'ya kızmıştı belli ki. Ortamı yumuşatmak istedi.

''Abi, bize kötü örnek olmaktan mı korkuyorsun yoksa? Korkma. Ben istesem bile Biset kabul etmez zaten böyle bir şeyi. Baksana şunun suratına, nasıl da utandı. Belli etmemeye çalışıyor ama yanakları kızardı.''

Azra ve Cihan, Biset'e bakıp kıkırdaşmaya başladılar.

''Biset'cim...'' dedi Azra. ''Antep'te böyle şeyler olmuyordur muhtemelen. Ama orada daha normal karşılanıyor böyle şeyler. Yani utanmana gerek yok.''

Biset Tekin'le göz göze gelmemeye dikkat ederek, Azra'ya çevirdi bakışlarını.

''Ben bunda normal karşılanacak bir şey görmüyorum. Madem birlikte yaşamak istiyorsunuz, hatta birlikte yaşıyorsunuz; o halde neden evlenmeyi düşünmüyorsunuz?''

SEN OLMALIYDINWhere stories live. Discover now