ANLATAMIYORUM

69 5 0
                                    

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

Orhan Veli KANIK

Sen gittiğinden beri her yeri buzla kaplamış bir ilkbahara döndü kalbim. Yaprakları döküldü, gülleri soldu yüreğimin. Sen gittiğinden beri su içemez, yemek yiyemez oldum. Sen geldiğinde her şey düzelir sandım ama olmadı. Sen geldin, yazım buz tuttu. Çiçekler açmaz, kuşlar ötmez oldu. Değil yemek yemek, su içmek; nefes bile alamaz oldum. Anladım ki yerin benim yanım olmadığı sürece, bana her mevsim kış. Anladım ki sen sadece benle varsın. Tıpkı, varlığınla yokluğunun ruhumda yarattığı çelişkili boşlukta benim de sadece senleyken var olduğum gibi.

Tekin yazdıklarının hüznüyle kapattı defterini. Ama asıl kapanması gereken defter bu değildi. Bazen düşünüyordu. Biset'i unutmak. Onunla tanıştığı ilk ana dönüp, o hiç var olmamış gibi yaşamak. Böyle bir şeyin mümkün olduğuna inanmıyordu. Biset'te kendini bulmuştu. Hiç yaşamadığı duyguları yaşamış, hiç söylemediği sözcükleri söyler olmuştu.

Sevmeyi öğretmişti Biset ona. Aşık olmanın ne demek olduğunu görmüştü. Acı çekmenin tadına bakmıştı, hem de yıllarca. Şimdi Biset'i unutmak demek, kendini unutmak demekti. Bunu yapamazdı.

''Bence yazarlığa başlamalısın.'' dedi Azra. Suçüstü yakalanmış bir suçlu gibi defterini gizlemeye çalışan Tekin'i izleyerek gülümsüyordu.

''O da nereden çıktı şimdi?''

''Defterin bitmek üzere, görmüyor musun? Hem en iyi yazar ve şairler aşkın bıraktığı küllerin içerisinden doğmuyorlar mı? Bence denemelisin.''

Tekin Azra'nın şaka yaptığını geç de olsa anlamıştı. Yerinden kalktı ve pencereye doğru ilerleyerek,

''Onlarca roman yazacak kadar şey var aklımda ama bunları yazsam da kimsenin okumasını istemem.'' dedi.

''Haklısın.'' dedi Azra. ''Bazen düşünüyorum da, gerçekten yaşadığın ve hissettiğin şeyleri bir kitaba dökmek ve bunu herkesin okumasına izin vermek gerçekten cesaret ister.''

''O cesaret bende yok işte.'' dedi Tekin gülümseyerek.

''Bu anı ölümsüzleştirmem gerekirdi, kahretsin.''

''Anlamadım?''

''İlk kez bir konuda cesur olmadığını kabul ettin de, şaşkınlığımı gizleyemedim bu yüzden.''

Acı bir gülümseme vardı bunu duyan Tekin'in yüzünde.

''Çok değiştim değil mi?'' dedi ve devam etti; '' Eskiden olsa her konuda cesur olduğumu iddia ederdim. Ama artık bunu yapamam. Hayatımın en büyük korkaklığını yaptığımdan beri, bu korkaklığımın bedelinin ne kadar ağır olduğunu gördüğümden beri, cesaret kelimesinin bana yakışmadığını düşünür oldum.''

''Peki, cesareti kandırmaya ne dersin?''

''Anlamadım?''

''Bugün senle pek anlaşamıyoruz sanırım. Cesareti diyorum, kandırmayı deneyelim mi?''

''Bu da ne demek?''

''Madem korkaklık edip atamadığın tek bir adımla seni terk etti, cesurca attığın tek bir adımla sana geri dönmesini de sağlayabiliriz. Yani onu kandırabiliriz.''

Azra'nın bu söyledikleri Tekin'i yine güldürmüştü.

''Gülme.'' dedi Azra. ''Ciddiyim.''

''Peki peki, gülmüyorum. Peki ne yapmam gerekiyor cesareti kandırmam için?''

SEN OLMALIYDINUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum