SENİ ÖLSEM BİLE SEVECEĞİM

89 7 0
                                    


Beni koyup gitme ne olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup gitme ne olursun

Atilla İlhan

Tekin'in nefes alış verişini saçlarında hissediyor, kalp atışını duyarak güne başlamanın huzuruyla gözlerini açıyordu Biset. Yüzüne vuran güneş ilk defa bu kadar güzel, bulutlar ilk defa bu kadar beyazdı. Zamanın durmasını, hep böyle kalmayı her şeyden çok istiyordu.

''Şu an zaman dursa ve sen hep böyle yanımda kalsan'' dedi Tekin. Dünden beri Biset'in aklını okuyor gibiydi.

''Kahvaltım nerede?'' dedi Biset.

Bu evli çift havası o kadar çok hoşuna gitmişti ki, birazcık daha tadını çıkarmanın kimseye zararı olmazdı.

''Hemen hazırlıyorum.'' dedi Tekin. ''Tabi sen yataktan kalkmama müsaade edersen.''

''Daha erken, birazdan hazırlarsın.''dedi Biset.

Bu, onun lügatında ''Biraz daha birlikte kalalım.'' demekti ve Tekin bunu fark etmenin verdiği keyfi bozmamak için sessizce uzanmaya devam etti. Tüm gece Biset'i izleyen gözleri kendini uykunun kollarına bıraktığında, kollarındaki kadının yanında olmaktan duyduğu mutluluk dudağının kenarındaki kıvrımdan okunuyordu.

Birkaç saat geçtikten sonra Tekin'in uykulu gözleri yavaş yavaş aralanırken, elleri yatağın diğer tarafına uzanmış Biset'i arıyordu. Birden doğruldu, etrafına baktı.

''Cihan! Biset yanında mı? Cihan!''

Bağırarak yatağından kalktı ve odadan çıktı. Cihan'ın odasının kapısı açıktı, içeride kimse yoktu. Seslenerek alt kata inen merdivenlere yürümeye başladı ve salondaki koltukta düşünceli gözlerle kendisine bakan Cihan'ı gördü. Koşarak yanına gitti.

''Biset nerede?''

''Abi otur, konuşmamız lazım.''

''Sonra konuşuruz Cihan, Biset nerede dedim!''

Tekin, odanın içinde hızlı adımlarla bir o yana bir bu yana dolanmaya başladı.

''O halde gidemez ki. Yürüyemiyor bile, nasıl gidebilir?''

''Ben götürdüm abi.'' dedi Cihan.

Tekin birkaç adımda Cihan'ın önüne varmış ve elleriyle yakasından tutup oturduğu yerden kaldırmıştı onu.

''Ne demek ben götürdüm? Sabaha karşı uyandı, hiç de gitmek ister gibi bir hali yoktu. Ne demeye alıp götürdün kızı?''

Tekin adeta burnundan soluyordu. Ancak Cihan'ın korkusu Tekin'in gazabı değil, kendisinin bile tam olarak öğrenemediği gerçeklerin Tekin tarafından öğrenilmesiydi. Tekin'in tekrar hastalanmasından korkuyordu.

''Cevap versene Cihan!''

Tekin'in kendini sarsmasıyla kendine gelen Cihan ne diyeceğini bilemeyen gözlerle bakıyordu Tekin'e.

''Sabahın erken saatlerinde bana mesaj attı. Onu eve götürmemi istedi.''

''Neden yapsın bunu?''

Cihan cevap vermedi.

Tekin Cihan'dan bir şey öğrenemeyeceğini anlamıştı. Odasına koştu ve üzerini değiştirdi. Birkaç dakika sonra Tekin'in arabasının çıkardığı büyük gürültüyü duyan Cihan, odadaki kanepede ne yapacağını düşünmeye devam ediyordu.

Adaklı ailesinin kapısını yumruklamaya başlayan Tekin ise aradığı cevapların yalnızca Biset'te olduğunu biliyordu. Defalarca kez yumruklanan kapı açıldığında, Tekin karşısında Biset'in babasını gördü.

SEN OLMALIYDINWhere stories live. Discover now