DİĞER ZAMANLARDAN DAHA GÜZEL

86 5 0
                                    

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...

Nazım Hikmet Ran

Biset Tekin'e doğru döndü ve ellerini uzattı. Yanaklarını avuçlarının arasına aldı ve yavaşça ona doğru uzandı. Kısacık bir an, sadece birkaç saniye dudakları birbirine değdi. Bu ilkti. Tekin Biset'i daha önce de öpmüştü. Ama Biset'in Tekin'i ilk öpüşüydü bu. Gözlerini kapattı Tekin. Bir daha yaşanacağını bilip bilmediği bu an, Tekin için zamanın durduğu andı. Dünyanın dönmeyi, güneşin doğmayı ve hayatın akmayı bıraktığı an, Tekin için tam da bu andı.

Ufacık birkaç saniyenin hem saliselerden bile daha kısa, hem de ömürden bile daha uzun olduğu o anı bitiren ve kendini ilk geri çeken Biset oldu. Oturuşunu düzeltti, sırtını banka yasladı ve elleriyle yüzünü kapattı.

''Bunu bir daha hiç yapamayacağımı sanmıştım.'' dedi, kendi kendine mırıldanır gibiydi.

''Bir daha mı?''

''Utanıyorum Tekin, bana soru sorma.''

Biset utandığı zamanlar diğer zamanlardan daha güzeldi.

''Peki, sormam.''

''Aslında sen, sen değilsin. Yani bu anı hatırlamayacaksın. Hatırlayabileceğin bir anda, yani hasta değilken bunu yapsam ölürüm sanırım. Şu an bile aklımı toparlayamıyorum.''

''Ben hasta değilken, yani her şeyi hatırlarken olmadı mı hiç?''

''Olmadı.''

Belli ki Biset sahafta Tekin'in kendisini öptüğü anları hatırlamak istemiyordu. Neden hatırlamak istesin ki? diye düşündü Tekin. Hatırlamak isteyeceği anlarda öpmemişti onu hiç.

''Biset.'' dedi tedirgin bir ses tonuyla. ''Yüzünü bana döner misin?''

Biset en doğal ve en saf haliyle baktı Tekin'in yüzüne.

''Sanırım sen benim kaderimsin.''

''Anlamadım?''

''İki farklı adamım ben. Sağlıklı halim başka biri, hasta halim başka biri. Şimdi düşünüyorum da, iki halim de sana aşık olduğuna göre, sen benim kaderim olmalısın.''

Biset kıpkırmızı oldu. Duyduğu bir aşk itirafıydı. Ama sanki Tekin değil de başka birisi ona aşkını itiraf ediyor gibi hissediyordu. Bu hissin kendisine verdiği güvenle asla söylemeyeceği şeyler dökülüverdi dudaklarından.

''Tıpkı senin de benim kaderim olduğun gibi.''

''Nasıl yani?''

''Onlarca Biset yaşatıyorum içimde. Kızgın, kırgın, aşık, agresif, üzgün, mutlu, haklı, haksız, güçlü, zayıf, dürüst, yalancı... Onlarca Biset var ve hiçbiri seni sevmekten vazgeçemiyor.''

Duyduğu şeyler Tekin'i allak bullak etmişti. Hem sevinçten havalara uçacakmış gibi hissediyor, hem de bu cümlelerin içindeki bir kelime aklını kurcalıyordu.

''Yalancı mı?'' dedi Tekin. Bu kelimeyi özenle seçip kullandığına göre bir sebebi olmalıydı.

''Evet, yalancı.''

''Buradan bakınca hiç yalan söyleyemezmişsin gibi görünüyor.''

''Sayende öğrendim.''

''Sayemde mi?''

SEN OLMALIYDINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin