7. BÖLÜM-CİNAYET

456 27 2
                                    

Bölüm şarkısı;
Zaz - Je veux

Ilık esen rüzgar saçlarımı uçuşturuyor, elimdeki kağıtları alt üst ediyordu. Rüzgara inatla kağıtları düzeltmeye çalıştığım esnada aklıma bir anda, hangi konuda iyi olduğuna karar veremeyen adam ilişti. İlk görüşte birinden etkilenecek kadar aklı bir karış havada değildim. Fakat ilginç bir şekilde onu görmek istiyordum. Onunla daha fazla konuşmak, onun sesinden daha fazla cümleler duymak istiyordum. Ne kadar aptalca olduğunu kendime tekrarladığım bu gereksiz düşüncelerimle birlikte, bir iki güne hafızamdan silinecek olan o adamı da bir kağıt parçası gibi buruşturup bir kenara fırlattım.

İsteksiz olduğu yürüyüşünden belli olan kadına sorumu yöneltmedim bile. Az çok kestirebiliyordum alacağım tepkileri. Ben yokmuşum gibi davranacak, öylece yürümeye devam edecekti.

Sıkıntıyla nefesimi verirken, boynum kırılacak kadar şiddetle arkaya çekildim saçlarımdan. Çığlık atmamam için ağzım kapatılmıştı. Elimdekiler yere saçılırken hızla bir yere sürükleniyordum. Pek kimsenin görmeyeceği türden dar sokakta sırtım sertçe duvarla buluştu. Karşımdaki siyah maskeli yüz bana sırıtıyordu fakat, bu sırıtış daha çok tehlike arz ediyordu. Çırpınıyor, bağırmaya çalışıyordum. Üzerime daha da baskı uyguluyordu. Sırtım pürüzlü duvardan neredeyse kanayacaktı. Ciddi derecede tehlikeli gözüken adamın beni bırakmaya niyeti yok gibiydi. Ani bir hareketle sıyrıldım duvarla iri bedeninin arasından. Koşacak olursam, muhtemelen benden daha hızlı koşup beni saniyeler içinde yakalayabilirdi. Tek hamleyle arkasına geçip duvara yasladım onu ve kollarıyla birlikte boynunu kilitledim. Ufak ufak inlemesini duymuştum fakat adam kahkaha atmıştı.

"Vay canına, yeni şeyler öğrenmişsin."

Yutkundum kaşlarımı çatarken. Korktuğumdan olsa gerek nefes alış verişim düzensizdi.

"Kimsin sen?"

Gülmeye devam ettiğinde dişlerimi sıktım ve ellerimin arasında olan kollarını daha da gerdim. Dudaklarından belli belirsiz bir inilti kaçtı.

"Canımı acıtıyorsun küçük hanım."

Ellerim, dizlerim tutmadı bir an için. Gözlerim dolarken karnıma kramplar girmeye başladı. 'Küçük hanım.' Bu demek oluyordu ki; 1 yıl önce beni ölümün bir adım gerisine kadar getiren adamdı bu. Rüya haklıydı, beni yine bulmuştu. Ellerimin titremesini fırsat bilip aniden sıyrıldı ve saçlarımdan tuttu yine. Acıyla dişlerimi sıktım.

Ben kıvranırken devasa elini karnımda gezdirmeye başladı. Dokunduğu her yerde yeniden bir yara açılıyordu sanki. O günü dün gibi hatırlıyordum. İnlemelerim, kan kusmalarım, acı çekişlerim. Kâbustan daha kötüydü ve şu an onun aynı şeyler için çabalaması korkutmak yerine cesaretlendirmişti beni. Maskeyi bir çırpıda çıkardım yüzünden. Yüzüne şaşkınlıkla birlikte paniklemiş bir ifade yerleşti.

"Güzel bedenin hatırına seni affedebilirdim ama, artık öldürmek zorundayım."

Var gücümle ittim onu. Dudaklarını ısırdı, ürkütücü bir bakış attı. Yutkundum önce ama gülümsedim.

"İşini bitireceğim adi herif."

Bakışları ile alay ettiği belliydi. Tam üzerime hızla geliyordu ki yerde bulduğum sivri taşı sertçe vurdum kafasına.

AFİTAPWhere stories live. Discover now