32.BÖLÜM-ABİS

138 4 0
                                    

Bölüm şarkısı ;
Melisa -Yıldızlar

"İçeri gireceğim." dedim gözyaşlarımı elimin tersiyle silip yerden kalkarken.

"Sen delirdin mi?" diye bağırdı Rüya. Kolumdan tutup kendine savurdu beni. "Şu alevlere bak! Oraya girersen nasıl çıkacaksın?" Yüzü ağlamaklı bir hâl aldı. "Yanarsın..."

Kolumu kararlılıkla kurtardım ondan.

"İyi ya, en azından bir kez yanarım!" Bir damla gözyaşı daha akıttım hüzünle. "Belki kurtuluşum olur."

At kuyruğu olan saçımı daha da sıklaştırdım ve hepsine kulaklarımı kapatıp cayır cayır yanan eve doğru hareketlendim. Yerimde durup aniden arkama döndüm. İşaret parmağımı doğrulttum tehditkar bir tavırla.

"Biriniz bile engel olmaya kalkmayacak!"

Rüya bana doğru hareketlendiğinde Asil engel oldu.
"Naz!" diye acıyla haykırdı Rüya. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. O eve girecektim. Ya Bora'yla beraber çıkacaktım, ya da çıkamayacaktım. Özür dilerim Rüya. Seni seviyorum kız kardeşim.

"Naz!" diye seslendi yeniden. Ellerimi kulaklarıma kapattım sımsıkı. Dönmeyecektim. Ne olursa olsun, ne olursa olsun.

Yüzümde hissettiğim yüksek dozdaki sıcaklıkla başımı yana çevirirken kolumu yüzüme bariyer yaptım. Alevler şimdiden yüzümü yakıyordu.

Arkamdan korku ve çaresizlik dolu "Naz!" nidaları yükseliyordu. Her biri geri dönmem için bağırıyordu. Başımı kaldırdım. Alevler her yeri saracak kadar güçlüydü. Nefesimi tuttum, artık dönüşü olmayan bir yola girmiştim ve hiçbir şeyin beni durdurmasına izin vermeyecektim.

Gözyaşlarım tenimi ıslatmaya devam ederken derin bir nefes aldım hıçkırıklarım arasından bulduğum fırsatta.

Biraz sonra yanacağımı biliyordum. Bunu bile bile, bana cennet olan evin az sonra cehennemim olacağını bile bile kendi ayaklarımla gidiyordum. Yanacağımı bilsem de durmak istemiyordum.

Gözlerimi kapadım. Tüm sokak, Bora'nın kokusuyla sarmalanmıştı sanki bir anda. Ya da ben öyle olmasını istediğim içindi. Ciğerlerimi o hayali kokuyla doldurdum. Ve acıyla karışık bir tebessümle fısıldadım.

"Yanacağız sevgilim. Ama inan, seninle seve seve."

Kararttığım gözlerimle saldırdım alevlerin üzerine. Fakat güçlü iki kolun bedenimi sarmalamasıyla ayaklarım yerden kesildi. Gözlerimi hışımla açtım.

"Bırak!" diye bağırdım öfkeyle. Çırpınıyordum kurtulmak için. Onu orada öylece bırakamazdım. Beni belimden sımsıkı sarmış, koştururcasına beni uzaklaştırıyordu o alevlerden... Kim olduğunu dahi görememiştim. Turuncu alevlerin sıcaklığından gözlerimi açamıyordum.

"Bırak! Bora'yı orada öylece bırakamam! Bırak, öldüreceğim seni!"

Hiçbir ses duymamıştım bedenimdeki kolların sahibine dair. Asil, ya da Deniz'di muhtemelen. Çırpınmaya devam ediyordum ama asla durmaya niyeti yoktu. Artık tamamen beni uzaklaştırdığında karşımda Asil ve Deniz'i görmemle kalbim deliler gibi çarpmaya başlamıştı. Asil ellerini yüzüne hayretle bastırmış, gözleri şaşkınlıkla karışık hüzünle bakıyordu. Diğerleri de farksızdı.

AFİTAPWhere stories live. Discover now