31.BÖLÜM-YANGIN

129 5 0
                                    

Bölüm şarkısı;
Tuğçe Kandemir - Yağmur

Neredeyse pencere önünde sabahı getirecek kadar derin olan düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan ses, telefonumun zil sesi olmuştu. Arka cebimden çıkardım telefonu. Arayan Rüya'ydı.

"Eve yaklaştığımızı söyledi Asil." dedi açar açmaz. "Kapıyı çaldığımız zaman korkma diye aradım."

Bu, acınası bir durumdu. Bir sığıntı gibi köşe bucak kaçıyorduk bir şeylerden. En çok da geçmişimizden.

"Korkmuyorsun değil mi?" diye sordu merakla.

"Hayır, kahve hazırlıyordum." dedim normal çıkmasına dikkat ettiğim sesimle.

"Tamam, görüşürüz."

Derin bir nefes alıp perdeyi kapadım. Odadan çıkıp mutfak olduğunu tahmin ettiğim yerin kapısına doğru ilerledim. Doğru tahmin değildi. Burası sanırım Asil'in odasıydı. Oyalanmadan kendimi dışarı atıp kapısını kapattım. Çok büyük olmayan ama tek başına yaşayan biri için gayet lüks olan evin koridorunda durdum ve şöyle bir göz gezdirdim. Sonunda mutfağı bulduğumda kahve için gerekli malzemelerin yerlerini aradım. Birkaç dakika sonrasında kapı çalmıştı. Ve yine kapının ardından bir ses duyuldu.

"Biz geldik, Naz."

Elimdeki kupaları bırakıp kapıya yöneldim.

Anahtarı çevirip kilidini açtıktan sonra kapıyı araladım. Yan yana görmekten keyif aldığım ikiliye gülümsedim.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

Tebessümle karşılık verdiklerinde onları beklemeden mutfağa geçtim. Bulduğum bir tepsiye üç kupayı da koyup içeri geçtim peşlerinden. Orta boylu masanın üzerine tepsiyi koyup içlerinden kahve dolu olan kupayı alıp Rüya'ya uzattım.

Gözlerini kapatıp kupanın üzerinde dalgalanan buharı içine çekti.

"Mis gibi kokuyor."

"Afiyet olsun." diye karşılık verdim diğer kupaya ilerlerken. Onu da aynı şekilde Asil'e uzattım. Asil tam memnuniyetle teşekkür edecekken kokusuna burun kıvırdığında güldüm.

"Sana bitki çayı daha iyi gelir diye düşündüm."

"İntikam ha?" dedi gülerken.

"Bir şey anlamıyor olmam normal mi?" diye lafa girdi Rüya. Güldüm.

"Boş ver."

Kendime de kahve alıp oturdum Rüya'nın yanına. Yüzüm yavaş yavaş solarken iç çektim sessizce. Hep bu gülümsemeleri kendime bir paravan olarak kullanıyordum. Güya her şey yolundaymış gibi görünecekti ama her şey o kadar yolunda değildi ki. En çok da kendimi kandırıyordum bunu yaparak aslında. Sanırım hiçbir şey düzelmeyecekti.

"Bora," dediğinde başımı kaldırdım. Asil, dirseklerini dizlerine koydu.

"Senin suçsuz olduğunu kanıtlamak için gecesini gündüzüne kattı." diye devam ettiğinde yüzüme baktı.

AFİTAPWhere stories live. Discover now