20.BÖLÜM-YÜZLEŞME

180 11 6
                                    

Bölüm şarkısı ;
Gnash - I hate you, ı love you

"Her şeyi bir kenara bırakıp o masum kız çocuklarının cenazelerine katılmak istiyorum."

"Bu mümkün değil."

"Neden?" diye sordum bunu çok isteyerek.

"Üzgünüm ki, iki kız çocuğu da kimsesiz."

Kalbime bir sızı yayıldığında dolan gözlerimi başımı yere eğerek gizledim. Devam etti.

"O yüzden polisler ve yetkililer defnedecek. Sivil herhangi birine izin vermezler."

Daralan göğsümü derin bir nefesle açtım. Kafa sallayıp yutkunmakla yetindim.

"Şimdi toparlayalım. Ege ile çocukluk arkadaşısınız ama o sana karşı daha farklı hissediyordu. Ve bu zamanla saplantı haline geldi. Sen onu reddedince de karşı bir tepki olarak canını yakmayı seçti."

Kafa salladım onaylar biçimde.

"Bu saplantıdan daha fazlası! İnsan bu kadar çok sevdiğini iddia ederken aynı zamanda onun ölümünü planlar mı?"

Bora düşünür vaziyette elini yüzünde gezdirdi. Bir süre hiçbir şey söylemeyip odanın içinde gezindi. Bakışları arada bir beni buluyordu ama uzun sürmüyordu.

Karşımda durdu. Sağ eli ensesindeydi. Ne yapacağını bilemez ya da içinde olduğu durumu anlayamaz hali vardı.

"E, tamam tamam anladım." dedi zihnini toparlamaya zorlayarak. Sıktığı çene kemikleri meydandaydı. Hızını kesip aniden karşımda durdu. Bir süre bekledi.

"Bir dakika." diye söze girdi Rüya.

"Ege, Bora'ya yükledi tüm suçu. Neden böyle bir şey yapsın ki? Doğrusu nereden tanıyor Bora'yı?"

"Doğru! Hiç düşünmedim bunu." dedim düşünceyle.

"Böylesine saplantılı bir adam seni her yerde takip etmiştir. Uçurumdan düştükten sonra mesaj geldi demiştiniz. Her şeyi biliyorum yazıyordu değil mi? Öyleyse uçurumda neler olduğunu da, uçurumdan önce neler olduğunu da biliyordur. Hatta sen o adamla cebelleşirken de seni mutlaka izliyordur."

Başımı ellerim arasına alıp bir süre bekledim.

"Keşke," diye mırıldandı fısıltıdan farksız çıkan ses tonuyla. "Keşke sana o anı unutturabilsem..."

Ellerimi sıyırdım başımdan. Ona diktim bakışlarımı, az önce söylediğinin arkasındaymış gibi dimdik duruyordu. Yine o gece baktığı gibi bakıyordu. Bir çift göz öylesine deliyordu ki içimi, dokunmadığı ya da teğet geçmediği tek hücrem dahi kalmıyor gibiydi. Gözlerimi ondan ayırıp yere diktim.

"Konuşmak istiyorum onunla. Ege ile." dedim kararlı bir şekilde. Gözlerim onların dışında her yerde geziniyordu.

"Hayır." diye net bir cevap verdi Bora. Bakışlarımı sertçe yüzüne çevirdim açıklama beklercesine.

"Senin canının yanmasına müsaade etmeyeceğim."

"Canımın yanacağını kim söyledi?"

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin