1.6

479 58 3
                                    

  Sadece bir gün kaldığın eve bakıyorsun ve orada sanki yıllar geçirmişsin gibi geliyor.

  Ne ara böyle yaşlı hissetmeye başlamıştın?

  Pepper elini sırtına koyuyor ve gülümsüyor. Bu sana istediğinden, aradığından haberdar olmadığın cesareti veriyor. Derin bir nefes alıp içeri giren Tony'nin peşinden gidiyorsunuz. Tony içerdekilere bağırarak senin onun çocuğu olduğunu söylüyor ve Pepper ile ikiniz birbirinize bakıp başınızı iki yana salıyorsunuz.

  Tony, Steve'e ondan önce davranacağını söylediğini dile getiriyor ama Steve ona inanmayarak Pepper'a bakıyor.

  "Cidden onların mı kızı oldu?" Diye soruyor Sam. Rhodes ise gülerek ondan parasını istiyor. Thor bunun için yasal bir işlemin gerçekten gerekli olup olmadığını soruyor ve herkes ona dönüyor. Loki bile dünyada az zaman geçirmesine rağmen bazı şeyleri bildiği için alnına vuruyor ve başını iki yana sallıyor. Clint onlara bebek bezi değiştirmek zorunda olmadıkları  için şanslı olduklarını söylüyor ve Laura'ya dönüp şakayla neden evlatlık almadıklarını soruyor.

  Gülüyorsun.

  Onları özlemiştin. Sadece onları da değil, gülme seslerini de. Kendini eski evinde gibi hissetmiştin.  Eve kısa bir anlığınaydı ama annenin elinde krep çırptığı kapla mutfaktan çıkacağını ve babanın elinde gazetesiyle basamakları ineceğini düşünmüştün.

  Ama onlar gitti ve asla geri dönmeyecekler. Bu gerçek kalbini sızlatıyor. Ailesi kaybeden bir kız için fazla mutlu olduğunu düşünüyorsun. Omuzların düşüyor ve gözlerin aşağı iniyor. Hayır, mutlu olmamalısın. Birinin sana sarıldığını hissediyorsun. İnsanların duygularının iplikler halinde göğüslerinden dışarı süzüldüğünü ve denizin altındaymış gibi dalgalandığı görüyorsun.

  Seni sevdiklerini sandıklarını hissediyorsun ama seni gerçekten sevmiyorlar. Seni sadece onları bir araya getirdiğin için seviyorlar. Barışmaları, bir arada kalmaları için bir amaç olduğun için seviyorlar ama onları düzeltmiyorsun çünkü onlar asla bunu kabul etmezler.

  Yine de kollarını bilmediğin kişinin beline doluyorsun. Sonra diğer birine sarılıyorsun.  Sonra bir başkasına. Kim olduğu umrunda değil. Kimse seni gerçekten sevmiyor.

  Bu o kadar canını yakıyor ki senden yayılan kırmızı iplikler tüm görüşünü kaplıyor. Günün birinde ağlayamadığın için şükredeceğini hiç düşünmezdin. Yüzüne bir gülümseme yerleştiyorsun. İnsanlarla konuşuyorsun.

  Ama hepsi bir rol değil mi?

  Seni yemek yemeye çekiyorlar. Tony enfes bir yemek yaptığını söylüyor. Steve ise bunu Jarvis'in yaptığını. Gülüyorsun. Yiyorsun ama Kızıl Cadı şüpheleniyor. Ondan yayılan büyüyü hissedebiliyorsun ama senin için sorun değil. Sanki hiç farkında değilmişsin gibi yapılan bir espiriyle gülüyorsun ve etrafa pembe ışınlar saçıyorsun.

  Ne ara bu kadar iyi oyuncu olduğunu bilmiyorsun ama Kızıl Cadı'nın şüphesi zaman geçtikçe azalıyor. Yemek yeniyor ve kurtuluşun adına parti verileceğini söylüyorlar. Thor sonunda kutlama olacağına seviniyor. Maria, Fury'nin bile katılacağını söylüyor. Seviniyorsun, yalandan.

  Onlara baktığın her an seni gerçekten sevmediklerini bilmek geçmişte neden bu gücü tercih etmeyerek doğru bir karar verdiğini gösteriyor.

  İnsanların düşüncelerini bilmenin ne kadar kötü olduğu daha o zaman bile biliyordun.

  Konuşmalar ilk başta sana doğru yapılsa da daha sonraları yön değiştiriyor ve herkes yine herkesle konuşuyor.

  Dur. Bu sana tanıdık geliyor öyle değil mi? Neyseki etrafta bulduğu keskin şeyleri sana gösterecek bir çocuk yok.

  İyi su dolu bardağı elinde çeviriyorsun ve dalgalanan suyu izliyorsun.

  Evinizin yakında pazar yürüyüşleri yaptığınız o gölü anımsıyorsun. Yüzen kuğuları ve annenin gösterdiği balıkları.

  Seni düşüncelerinden çekip alan Hank ve eşi Janet. Onları burada görmek seni çok mutlu ediyor zira onlar hakkında pek bir şey bilmiyorsun. Onlar tam Scott'u, Karınca Adam'ı, parçacık altı boyuta gönderecekken senin için bu planlarından vazgeçmişler. Bir yudum alıp bunun iyi bir karar olduğunu söylüyorsun çünkü Scott'un bakması gereken bir kızı vardı. Her an süper kahraman olmaya hazır küçük bir kız. Gerçi seni bilseydi bu istekten hemen vazgeçerdi. Ya da vazgeçmezdi.

  İnsanlar böyleydi işte. Sonucu ne olurlarda olsun kafalarına koydukları işi yapıyorlardı. O işi yapanlar bunun ne kadar kötü olduğunu söyleseler bile.

  Onlar konuşurken kendini zorluyorsun. Onlara sürekli gülümsemek seni yoruyor. Bunu yapmaya devam etmek istemiyorsun ama hâlâ birilerini kırmak için fazla naifsin. Bu yüzden Doktor Strange'in filmini izlerken öğrendiğin şeyi yapıyorsun. Astral bedenini çıkarıyorsun ve başını elindeki bardağa çeviriyorsun. Gerçek bedenin Janet ve Hank'ı dinlerken sen gerçek bedeninin elinde döndürdüğü bardaktaki suyu izliyorsun.

  Göl. Evet, en son orada kalmıştın. Güzel günlerde. Sıcak bir yaz günü evet ama bunu hissetmiyorsun. Hissettiğin sıcaklık acıdan dolayı. Acı, ateşin fındık fıstığın kavurduğu gibi seni kavuruyordu. Astral bedenini hızla soğutuyorsun ama soğuk bile canını yakabiliyor.

  Hani soğuk insanı uyuştururdu?

  Gerçek bedenini orada, masanın önündeki sandalyede bırakıp açık cama yürüyorsun. İnsanlar biraz üşüyor ama önemli değil. Bunun için camı suçluyorlar. Kimseye bakmadan pencereye varıyorsun. Sol bacağını dışarı atıyorsun. Sonra diğer bacağını yanına alıyorsun. Rüzgar soyut bedenine etki etmiyor. Saçların gerçek bedeninde olduğu gibi uçuşmuyor. Kimse sana bakmıyor seni görmüyor. Doktor bile.

  Çünkü kimse senin sınırlarını bilmiyor. Belki Fury dışında. Tony'nin uçurumun yanındaki evinde olduğunuz için mutlusun. Buranın yeniden inşa edilmesi seni bir nebze iyi hissettiriyor.

  Uçurumun yanına gelip kollarını birbirine doluyor ve gökyüzüne bakıyorsun. Güneş batıyor ve birkaç kuş o yöne doğru uçuyor. Gecenin karanlığı ve kadife laciverti koyu menekşe rengi almaya başlayan açık gökyüzü mavisine yol alıyor. Doktor'un ustasının sadece kar yağışını izlemek için harcadığı çabayı düşünüyorsun. Onu anlayabiliyorsun şimdi. Ellerini hafifçe yukarı kaldırıyorsun ve kendini yeni silahının sunumunu yapan Tony Stark gibi hissediyorsun. Gözlerini kapatıp derin bir nefes alıyorsun ve uçuruma bir adım atıyorsun.

Maden (Bir Marvel Kurgusu)Where stories live. Discover now