°71°

5.9K 442 156
                                    

Banyomu yaptıktan sonra zorlansamda üzerimi giyinmiştim. Tabii Yoongiden neden onu beklemedim diye yirmi dakika azar yemiştim.

Şuan kocaman yemek masasında oturmuş acaba bu ortamın daha ne kadar gerileceğini düşünüyordum.

"Oğlum doktor Sarahın yarası için birşeyler söyledi mi? Yani yapmamız gereken birşey var mı?"

"Hayır babaanne sizin birşey yapmanız gerekmiyo yarın doktor gelip bakacak tekrar"

Yoonginin başını yemekten kaldırmadan konuşması, herkesin çatık kaşlarla bakması...tek kelimeyle çok garip bir ortamdı. Sanki bir aile değilde yabancı kişilerdi.

"Eeee şuan iyi mi hissediyorsun?"
Mingyunun bana doğru dönerek sorduğu soruyla hemen karşımdaki Yoongiyle göz göze gelmiştim.

"Evet iyiyim sanırım"

"Güzel" diyerek yüzüne bir gülümseme yerleştirerek tekrar yemeğine dönmüştü.

"Sarah lise hayatın nasıl? Zor ve yorucu olmalı değil mi?"
Yura alaycı bir şekilde sorduğundan ne demeye çalıştığını anlaya biliyordum.

"Güzel... herşey çok güzel"
Umursamazca yemeğimi yemeye devam ettim.

"Bende küçük olmak isterdim o zamanları çok özledim"

Aptal sarışın damarıma basmaya çalışıyordu ama bilmediği şey sinirlenirsem elimden alamayacaklardı.
Küçükmüş... sarışın gıcık..
"Hıhı özlemişsindir kesin"

"Evet ha ben çok çalışkandım. Hep iyi notlarım vardı ve hiç sınıfta da kalmadım"

Kendinden gururlanarak bahs ettiğinde Mingyu gülerek çatalını bırakmıştı.

"Senin notlarını baban düzeltmiyor muydu Yura?"

İşte buna gülerdim. Sessizce başımı indirip gülerken bakışlarım karşımda kendini gülmememek için zor tutan Yoongiye yönelmişti.

"Herneyse Mingyu en azından ben iki defa üst üste sınıfta kalmadım"

Tamam doğru sınıfta kalmıştım ama bu başarılı olmamamla alakalı değildi. Sadece odaklanamıyordum. Hiçbirşeye odaklanamıyordum.

"Sınıfta kalma sebebini biliyor musun Yura. Hayırrr.... O zaman neden her zamanki gibi bilmediğin şeyleri konuşuyorsun?"

Yoongi uyarır bir şekilde konuştuğunda ben bir şey söylememiştim. Sanırım şimdilik sakin kala bilirdim.

"Bana ne herneyse ne? Sonuçta kaldı değil mi? Ayrıca başarısızlıklara sebep aramamalısın?"

Yumruğumu sıkarak bekliyordum.

"Sen kendine göre birilerini başarısız belirleye bilirsin. Ama Saraha diyemezsin. Neden biliyor musun? Karşında beni bulursun. Şimdi çeneni kapa ve yemeğini ye"

Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde Yoongiye bakıyordum. Oysa sakince yemeğine devam etmişti. Tanrım asilliğin vücut bulmuş haliydi sanki.

"Ha bu arada- gülümseyerek tekrar bana doğru dönerek devam etmişti- diyelim ki dersleri konusunda başarısız bundan kime ne? O müzikte çok başarılı"

Sıcak bir gülümsemeyle o minik gözleriyle bana baktığında içimi kaplayan mutlulukla Yura ve diğerlerini görmüyordum bile.

"Sarah gitar çala biliyor musun?"
Mingyu'nun sorusuna olumlu olarak başımı sallamıştım.

Yoongi ondan uzak durmamı söylemişti gerçi şuan burda en iyi iki kişi kim deseler bayan Min ve oydu. Ama yinede Yoonginin bir bildiği vardır. O yüzden onu dinleyecektim.

"Güzel bende gitar çalıyorum. Başka birşeyde isterdim ama artık pek ilgilenemiyorum müzikle. Sesim güzel olmadığı için olmuyor"

Biranda kahkaha atmasıyla masadaki herkes ona dönmüştü.

"Ben bateri ve piyano da çalıyorum"

Yoongi ilk defa duyduğu için yüzündeki şaşkın ifadeyle bana dönmüştü.

"Vay canına bu harika... Piyano çalmayı Yoongi mi öğretti"

"Şey hayır. Yani aslında bir kaç yıl oldu. Yani babam öğretmişti ve o öldükten sonra artık piyanoyla aramda bir mesafe oluştu diyelim yani artık çalmıyorum"

"Ebeveynlerin kaybı çok kötü birşeydir kızım zaten bunu en iyi biz biliyoruz. Yoongi annesin-"

Yoongi sinirle babaannesine bakmadan
"Konuyu kapatalım babaanne" diyerek masadan kalkmıştı.

"Size afiyet olsun"

Tamamda babaannesine neden kızıyordu? Kadın anlatmaya çalışıyordu.

Peki şimdi bende mi kalkmalıydım acaba masadan?

"Sen yemeğini ye Sarah"
İçimi okurmuşcasına konuştuğunda sessizce yutkunarak çatalımı masaya bıraktım.

Terslersem kızardı. Zaten onu beklemeden giyindiğim için kızmıştı. Tamam anlaşıldı.

"Şey ben biraz dinlene bilir miyim? Oturunca rahatsız hissediyorum"

Yavaşça masadan kalktığımda Yoongi bir şey dememişti. Ne yani şimdi hep böyle asık suratla mı dolaşacaktı. Daha ilk günden kafayı yiyecek gibi hissediyordum.

Peşinden gittiğimde yukarıya çıkacağını düşünmüştüm ama o yönünü değiştirerek kapıya doğru gidiyordu. Hiçbir şey demeden yukarı odaya çıktım. Vardı bir haller ama dur bakıp göreceğiz.

Bir anda gelen telefon sesiyle yatakta doğrulmuştum. Ama bir dakika bu benim telefon zil sesim değildi.

Yatağın üzerinde tam bir ninja edasıyla beş dakika tepindikten sonra yorganın altında bulmuştum.

Bu Yoonginin telefonu.
Hmmm şuan çok çekici gözüküyor ama olmaz Sarah bakmak yok.

Bacaklarımı kendime doğru çekerek oturdum ve telefonu tam karşıma yatağın üzerine bıraktım. Şimdi eğer bakarsam bu doğru olmaz. Ama bakmazsamda merak ederim.

Hayır hayır bakma......evet bakmayacağım. Kendimi tam yatağa atacağım sırada mesaj sesi duyulmuştu. Hızla telefonu aldığımda az önceki numaradan gelmişti. Sadece saat ve tarih yazıyordu. Tam 5 gün sonrasını gösteriyordu. Bu neydi şimdi?

Evet geç attım biliyorum ama bundan sonra kısa da olsa hızlı hızlı bölüm atmaya çalışacağım.

Evet geç attım biliyorum ama bundan sonra kısa da olsa hızlı hızlı bölüm atmaya çalışacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
My ghost|| MinYoongi||Hayalet sevgilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin