°94°

5.7K 444 162
                                    

Sonunda Yoonginin mesaj attığı adrese gelebilmiştik. Gerçek çok hoş sıcak bir ortamdı.

Özel olarak bizim için ayırttıkları belliydi. Mingyu ile beraber hepimiz yemek yememiz için hazırlanmış özel odaya girdiğimizde bakışlarım ilk olarak masanın yanında aykta duran Yoongiye takılmıştı.

Üzerinde evden çıktığı zaman giydiği kıyafetler yoktu. Tam tersi çok şık siyah takım elbise giyinmişti. Ven onu izlerken o bizi fark etmemiş telefonuyla birileriyle konuşuyordu.

Sonunda bize doğru döndüğünde baştan aşağı beni süzerek memnun olmuşcasına gülümsemişti. Sanırım aldığı elbise düşündüğü gibi duruyordu üzerimde yada sadece beğenmişti emin değildim.

Masanın yanına vardığımızda elimden tutarak kendi yanına çekmişti.
"Bizim biraz işimiz var. Babaanne birazdan geleceğiz"

Ben kaşlarımı çatmış yüzüne bakarken hiç umursamadan beni merdivenlere doğru yönlendirmişti.

"Yoongi ne işimiz var bizim?"

"Bekle biraz. Başbaşa kalmamız gerekiyor"

Umarım düşündüğüm şey değildir. Herhalde şimdi yapacak değildik değil mi?

Sonunda bir kapının önünde durarak eliyle geçmem için içeriyi işaret etmişti.

Kapıyı benden önce davranarak açtığında beklemeden içeri geçmiştim. İçerisi tamamen karanlıktı.

Bir anda duvara yansıyan görüntüyle Yoongiye dönmüştüm. Duvarda Han Nehrinin görüntüsü vardı.

"Aslında seninle oraya gitmek isterdim ama bu kıyafetle kesin bir tarafların soğuktan donardı. O yüzden ben de böyle bir şey düşündüm"

Neden Han nehrine gidiyormuşuz ki? Ayrıca neden hep konuyu benim kıçımın donmasına getiriyordu? Sanki onunki üşümüyor?...

"Elimden tutarak merkeze doğru yönlendirerek üzerindeki ceketini çıkarmıştı.

Arkasını dönüp ceketi bıraktığında bir süre bana doğru dönmeden birşeylerle oyalanıyordu.
Sonunda bana doğru döndüğünde tekrar elimi tutarak gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.

"Sarah sana bir şey söylemeliyim"

"Tabii söyle Yoongi"

Gergin gibi gözüküyordu. Bir sorun mu vardı acaba? Yutkunarak elimi nazikçe bırakmıştı.

"Küçük şey, ....benim karım olur musun? Benimle evlenir misin Sarah"
Elinde açtığı yüzük kutusuyla ne cevap vereceğimi bekliyordu.

Aslında cevabı biliyordu yinede bu kadar gergin gözükmesi çok tatlıydı.

"Yoongi ben.. tabi ki kabul ediyorum"

Gülümseyerek konuştuğumda elindeki yüzüğü hemen parmağıma takmıştı.

"Tanışmamıza neden olan yer Han Nehri ve ben teklifimi orda yapmak istemiştim. Ama böylede iyi olmuştur umarım....
.....Seni hep seveceğim küçük kız"

Vücudumu saran kolları beni kendi sıcaklığına hapsetmişti. Onunla hep böyle kalmak isterdim. Boynuna sıkıca sarılarak gözlerimi kapatmıştım. Ahhh bu neydi böyle neden gözyaşlarım beni ağlamam için zorluyordu. Hayır hayır geri gidin lütfen şuan ağlamanın zamanı değil.

Maalesef kendimi tutamamış ve yanağımdan süzülen yaşlara engel olamamıştım. Yoongi beni hızla kendinde uzaklaştırdığında şaşkınca ellerini yanaklarıma götürmüştü.

"Hey küçük şey neden ağlıyorsun?"

Hızlı hızlı gözyaşlarımı silerek merakla bana bakıyordu.

"Bilmiyorum. Çok mutluyum"
Yüzündeki üzgün ifade biranda değişmiş ve sesli bir şekilde gülmeye başlamıştı.

"Bunun için mi ağlıyorsun? Sen tam bir bebeksin Sarah"

Ağlamamın arasında gülerek tekrar boynuna sarıldım.
"Beni ağlarken bile güldürdün Yoongi"

"Tabii ki çünki tam bir bebek olan bir adet sevgilim var. Gerçi tam olarak bebek diyemeyiz"

"Neden?"

"Bazı zamanlarda hiç bebek olmuyorsun Sarah"

"Tabii ki Yoongi. Ama hangi zamanlar mesela?"

"Mesela sinirlendiğinde, bir iş yaparken, ders çalışırken, çok önemli bir konu hqkkımda konuştuğunda... vee en önemlisi yatakta"

"Seni fesat şey. Herşeyi yatağa bağlamalısın muhakkak"

"Evet güzelim öyle. Bu arada sözün duruyor bebeğim. Ne yapacaksın bilmiyorum ama akşam için sabırsızlanıyorum"

Elleri konuşmasıyla eş zamanlı göğsümü kavradığında kaşlarımı çatarak elini vurmuştum.

"Ne yapıyorsun Yoongi? Şimdi olmaz"

"Yah bir şey yaptığım yok sadece sütyen giyip giymediğimi kpntrol ediyordum"

Kahkaha atarak omzuna yalandan vurmuştum.

"Hey sütyen giyip giymediğimi neden bu kadar merak ediyorsun?"

"Eee akşam işimizi hızlıya almamız lazım değil mi? Bende acaba soyunmaya fazla mı zaman harcayacağız onu ölçmeye çalışıyordum"

"Yalan söylediğin zaman seni anlaya biliyorum Yoongi?"

"Öylemi küçük şey?"

"Evet~"

"O zaman~
Elini bacağıma koyarak yukarıya doğru tenime sürterek ilerliyordu. Elbiseyi umursamadan ilerleyerek belime kadar sıyırmıştı.

"Acaba ne yapıyorsun Yoongi"

"Bakıyorumda şu özel kolleksiyonundan seçmişsin iç çamaşırını"

"Yah Yoongi anladık açık konuşuyorsunda bizde utana biliyoruz sonuçta..."

"Tamam tamam~ herneyse sevdim güzelmiş"

Şapşal şey...

"Yoongi aşağı inmemiz gerekmiyor mu?"

"Hayır biraz daha zamanımız var babama söylemiştim evlilik teklifi yapacağımı"

"Hmm peki babana ayak üstü iç çamaşırlarımı röntgenleyeceğini de mi söylemişmiydin?"

Tekrar gülerek konuştuğumda gülümseyerek belimden tutarak kendine doğru çekmişti.

"Evlilik teklifi tamam~.... ama bir şeyi unuttuk Sarah"

"Neyi unutmuşuz?"

"Neyi unutmuşuz?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
My ghost|| MinYoongi||Hayalet sevgilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin