04:00

2.5K 170 390
                                    

Medyayı Açamayanlar İçin Bölüm Müziği: Ruelle- Madness

//

Kaç.

Olabildiğince hızlı koş.

Bırak ciğerlerin nefes almasın.

İsterse bacakların yırtılsın.

Kaç.

Kaçmazsan yok edileceksin.

Ailen gibi.

Arkadaşların gibi.

Güvenli bölge denilen binaya doğru koşmaya devam ederken hiçbir şekilde arkama bakmadım çünkü bakarsam düşeceğimi ya da yavaşlayacağımı biliyordum.

Bölgenin çevresi elektrikli tellerle korunuyordu ve güvenlik girişinde iki tane silahlı asker vardı, eğer beni direkt vurmadan elimde göstereceğim kumaşı görürlerse içeri alırlardı.

Tanrı'm, şansım varsa zaten güvende olacağım ama eğer yoksa lütfen yardım et.

Cebimden o kumaş parçasını çıkardım ve görmeleri için iki yanından tutup gerdim, askerler silahlarını bana doğru tutarken solda duran asker sağdakinin omzuna dokundu ve kolunu uzatarak işaret parmağıyla tuttuğum kumaşı gösterdi.

Önlerinde duran ağır çelik kapıyı hızla açarlarken bacaklarım artık son noktasına gelmişti, son gücümle kendimi içeri attım. Kapı ardımdan hızla kapatılırken ben de yere doğru düştüm.

"Ah, bacaklarım!" diye inlemeden edemedim. Yanıma kimin kim olduğunu bilmediğim bir asker geldi ve elini uzattı, bacaklarımın titremesini aldırış etmedim ve elini tutarak ayağa kalktım.

"1. yerden asker Rosé Pluviam, neden buradasınız?" Maskesini çıkarmadan söylediği için yüzünü göremiyordum ama erkeksi sesi çok tanıdık gelmişti.

"Ben... Ben kaçmak zorunda kaldım." Maskesini bir anda çıkardı ve yüzüme doğru bağırdı.

"Ne!" Gözlerimi yumdum, ağlamak üzereydim.

"Orası... Orası yok edildi, her şey gitti..." Derin bir nefes aldım ve dudaklarımı ısırdım.

"Siktir... Siktir, siktir, siktir." Ellerini saçlarının arasına daldırırken onun kim olduğunu hatırlamıştım.

O Ashton'dı, 3. yerden benim gibi olan bir askerdi.

"Bu iyiye işaret değil, şimdi de buraya geliyorlar değil mi?" Dudaklarımı yaladım ve ona baktım.

"En son arkamdan bir tane geliyordu ama 2. yerde büyük ihtimal saldırıya uğramıştır." Bana şaşkınlıkla baktı.

"Sen... Ta 1. yerden buraya kadar, koştun mu?" Kafamı salladım.

"Bunun için eğitildik sonuçta."

"Peki niye savaşmadın?"

"Kendi başıma gücüm yetmezdi." Kafasını anladım dercesine salladı.

"Ashton, buraya bir grup geliyor!" Ashton maskesini yeniden taktı ve silahını doğrultarak hemen kapının oraya gitti, arkama doğru döndüm ve koca binaya baktım.

Tanrı'm... 3. En Büyük Dünya Savaşı ne zaman bitecekti?

Ne zaman huzura kavuşacaktık?

Antremanımız şimdi bitmişti, kan ter içinde kalmış olan vücuduma baktım ve gülümsedim.

Cidden, özlemiştim. Kendimi bir asker gibi hissetmeyi özlemiştim.

l o s t i n y o u r m i n d/ levi ackermanWhere stories live. Discover now