05:00

2.2K 153 572
                                    

Medyayı Açamayanlar İçin Bölüm Müziği: Starset- It Has Begun

//

Dünyamız, bu dünyamızdan evrende bir sürü var derler.

Aynı bizim dizilimimiz gibi o dünyalarda da insanlar vardır, yani bizim kopyalarımız.

2019 yılından 170 sene sonrası, yani yıl 2189; her şeyin değiştiği yıl olarak tarihe geçti.

Millattan önce ve millattan sonrası diye ayrılırken 2189 yılında devrimden önce ve devrimden sonrası diye yeniden ayrılmaya başladı.

O yıl, dünyayı 2000 sene boyunca savaşa ve kaosa sürükleyecek olan yıldı.

O yıl, insanoğlunun tek milletlere düşürülmeye başlandığı yıldı.

Ve bu 2000 sene, 3. En Büyük Dünya Savaşı diye tarihe ve akıllara kazındı.

Teknoloji ve akıtılan kanların yılı.

Anlatacaktım.

Ama hepsini değil.

Erwin'in kapısının önünde gergin bir şekilde beklerken en sonunda bu beklemenin bir sonuç getirmeyeceğine karar verdim ve kapıyı tıklattım.

"Gir." Sesi yankılandıktan sonra kapıyı açtım ve çekingen bir şekilde kafamı içeri doğru uzattım.

"Komutanım, müsait misiniz?" Sandalyesini döndürüp bana baktı.

"Evet, müsaitim." İçeri geçtim ve selam verdikten sonra ayakta dikilmeye başladım.

"Benim... Benim sizinle konuşmam gereken bir konu var ama anlatmaya korkuyorum." Erwin'in endişeyle kaşları çatılırken yatağını gösterdi.

"Otur lütfen, dinliyorum." Yatağına doğru geçtim ve oturdum, gergin bir şekilde parmaklarımla oynmaya başladım.

"Ben... Sizden bir şeyler saklıyorum geldiğim süreden beri, Yüzbaşı Levi bu durumu fark eden ilk kişi oldu ve bunu anlatmamı söyledi çünkü gittikçe vicdan azabı çekeceğimi söyledi. Ben de anlatmak için geldim." Kafasını anladım dercesine salladı, lafıma devam ettim.

"İlk öncelikle, bu anlattıklarım kafanızı karıştırabilir ve size mantık dışı gelebilir ama hepsi doğrudur. Ben buraya ait değilim efendim, başka bir yerden geliyorum." Kaşları iyice çatılırken sözüme devam ettim.

"Bu dünyadan daha farklı ve daha gelişmiş, bir sürü teknolojik aletlerimiz ve robotlarımız var. Ayrıca sürekli deneyler yapılıyor, bu dünyadan cidden çok farklı." Kaşları şaşkınlıkla havalanırken devam ettim.

"Ben... Ben bir askerim ama deney ajanı olmam için zorladılar beni efendim. Deney ajanı, buraya gönderilen askerler oluyor. Buraya gönderilmeden önce yine asker gibi yetiştiriliyor, hatta daha fazlası... Türlü türlü işkenceler... Nedeni ise burayı çözmemiz gerektiğinden kaynaklı." Derin bir nefes aldım, tam lafıma yeniden devam edecekken kapı tıklandı.

"Özür dilerim, az sonra yeniden devam edeceksin. Gir!" O bunları mahçup bir ifadeyle söylerken içeri Jean girdi. Beni görünce yüzü utançtan kızardı.

"Ö-özür dilerim efendim, sanırsam önemli bir konuşmayı böldüm ama acil bir durumumuz var. Reiner, Annie ve Bertholdt erkenden harekete geçmişler efendim. Odalarına bakmak için gittim ama yoktular, ayrıca Harry ve Ashton'da ortalıkta yok." Kaşlarımı çattım, ne?

Ayağa kalkarken Erwin'de benimle beraber ayağa kalktı.

"Teşekkürler Jean, biz biraz sonra geliyoruz." Jean kafasını sallayıp selam verdi ve odadan çıktı, kapıyı da ardından kapattı. Erwin yanıma geldi ve omuzlarımdan tuttu.

l o s t i n y o u r m i n d/ levi ackermanDonde viven las historias. Descúbrelo ahora