10:00

1.8K 138 378
                                    

Medyayı Açamayanlar İçin Bölüm Müziği: CYN- I Still Have Me

//

"Tch, sen gerçekten baş belasısın!"

"Neden ya?" Mızmızlanarak bu cümleleri söyleme çalıştım ama her yer dönüyordu.

"Sana o kadar dedim içme diye değil mi? Aptal." Gözlerimi kısıp ona kötü kötü baktım.

"Sarhoş değilim ki." Ağzımdan yayık yayık çıkan cümleye kaş çattım. Bana göz devirdi.

~Bundan Önce Olanlar~

"Rosé! Levi! Nerdesiniz?" Levi'ın odasından gelen sesle ikimiz de arkamıza doğru döndük.

"Geliyoruz!" dedim ve ayağa kalktım, bakışlarımı Levi'a doğru çevirdim.

"Gelmiyor musun?" Bana baktı.

"Hayır." Kafamı sağa doğru yatırdım.

"Neden? Aşağıda eğlence var."

"Tch, bana ne." Ofladım.

"Senin de eğlenmeye ve dinlenmeye hakkın var yüzbaşı, bir bebek gibi mızmızlanmayı kesip aşağı gelmelisin." Arkama doğru dönüp gitmek için hareketlendim, arkamdan bir iç çekme sesi geldi.

Pencereye doğru inerken bu tarafa doğru geliyordu.

Gülümsedim ve pencereden içeri doğru girdim, Hanji ortalıkta yoktu. Ben odaya bakınırken arkamdan onun girme sesi geldi.

"Odanı hiç bu şekilde incelememiştim, fazla... Beyaz?" dedim soru sorarcasına, yanıma geldi ve o da benimle beraber odaya bakmaya başladı.

"Evet öyle." Ona baktım.

"En sevdiğin renk beyaz mı?"

"Nereden anladın?" Gülümsedim.

"Ben anlarım." Göz devirdi.

"Bu net bir cevap değil." Kıkırdadım.

"İyice sana benziyorum yüzbaşı, yakın hissetmediğim birisi olsan büyük ihtimal benzemezdim." Bana baktı.

"Yakın hissetmek?" dedi soru sorarcasına.

"Evet, bence içten içe birbirimize benziyoruz." Kaşlarını çattı.

"Tch, alakamız yok." Bir şey demedim, yüzümdeki gülümseme hâlâ yerindeydi. Yeniden odasına baktım.

"Sen iyi bir insansın yüzbaşı ve kendinle gurur duymalısın." Ona bakmadım.

"Ne alaka şimdi? Bunu en sevdiğim renge göre mi söylüyorsun?" Kafamı salladım.

"Hayır, bence beyaz masum bir renk değil. Çok çabuk kirlenebilir bir renk."

"Senin en sevdiğin renk ne bayan filozofçu velet?" Ona bakıp göz devirdim.

"Siyah." Bana boş boş bakmaya devam etti.

"Peki siyah nasıl bir renk?"

"Siyah... O kendisi. Kimse onu kirletemez ama bir yandan da masum değil. O tüm renkleri içine çeken bir renk, renk de değil aslında... Siyah ve beyaz ışıktır. Beyaz içinde tüm renkleri bulunduran bir ışıktır, siyah ise onları emen gölgedir. Siyah da en az beyaz kadar kirli ama onun gibi masum görünüşlü değil." Bakışlarımı ondan çektim, daha sonra mahçup bir şekilde gülüp kafamı kaşıdım.

"Saçma konuşuyorum biraz, üzgünüm. Hadi gidelim." Hareket ettiğim de konuştu.

"Saçma konuşmuyorsun, burada da durup sohbet edebilirdik." Durdum ve arkamı dönüp ona şaşkınca baktım.

l o s t i n y o u r m i n d/ levi ackermanWhere stories live. Discover now