DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: "SIRRI KABUL ETMEK"

190 29 230
                                    

****

Gökyüzüne çıkan bir ip, o ipin ucunda asılı bir belirsizlik vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökyüzüne çıkan bir ip, o ipin ucunda asılı bir belirsizlik vardı. Karşısındaki kişilerin kendini beğenmiş, ego dolu şişkin suratlarını inceledi. Büyük bir iş başardıklarını zannediyorlardı. Gerçek ise en derin sularda yatıyordu. 

"Bize cinayet silahını nereden bulduğunu söyler misin artık?" Sabırsız, aceleci ve kurnaz. Bunca senedir bu işle uğraşan birisinde olmaması gereken bütün özellikler sarışın olan kadında var gibiydi. "Cinayet silahını, silah popüler olduğu zaman aldım, bir yerlerden bulmadım." Sarışın kadın yarım yamalak tatmin olmuş gibiydi fakat bu onu tamamen bayıltmaz, yarı ayık bırakırdı. 

"Nasıl saklamayı başardınız?" İşte şimdi mesleğinin şanslı getirilerini kullabileceğini düşündü. Kıvrımlı kirpiklerini kıvırarak dudaklarına bilmiş bir tebessüm kondurdu. Karşıda ki kadının gözlerinden yansıyan kendi bedenini görebilecek kadar yakınlarındaydı. "Basit. Ben bir dedektifim. Bir şeyi nasıl en iyi saklanır ben bilirim." İşte şimdi biraz daha olsa inanmış görünüyordu. "O silahtan siz de daha var mı?" Başını sallayarak kendini düzeltti. "Başka silahlar da saklıyor musunuz?" Bayan Moo kati, düz bir ifadeyle reddetti. "Hayır, o silah cinayet için yeterliydi. Fazlasına gerek duymadım."

"Peki cesedin o..." Odadaki adamın gözlerinde ki korku dolu ifadeye rastladı. "Çıkarılan, eksik parçalarını nereye sakladınız?" Güzel bir soruydu. Onlara ne demeliydi? Kendisi böyle çirkin bir cinayet işleseydi, o parçaları nereye atardı? Birkaç saniye daha zihninin kimsesiz sokaklarında dolaştı, kavşağından döndüğü sokaklardan birinin duvarında yazan o yazıyı kendine rota belirledi. "Palşin'e..." Bu terk edilmiş kasaba birden bire zihnin de nasıl belirivermişti? Üstelik ortada onunla alakalı hiçbir şey yokken. "Demek oraya. Belli bir sebebi var mı?" Omuzlarını istemsizce silkerken bedenine giren o saf enerjiyi hissetti. Bir şeyler oluyordu ve olan şey her ne ise sadece kendisine oluyordu. 

"Hayır, sadece kimsenin bulamayacağını düşündüm." 

Bu cümleleri sarf eden kendi benliği değildi, istemsizce hareket eden ağzıydı. Gözleri kızardı, burun delikleri hafifçe şişti ve ayak parmak uçlarına kadar yayılmış olan enerjinin midesinde toplanmasını adım adım hissetti. Karıncalı ve hafif sancı veren, garip bir ağrıydı. Bu garip hissiyattan bahsetse, ona inanmayacaklarını üstüne üstük dalga geçeceklerini biliyordu. "Ekipleri Palşin'e gitmeleri için yönlendiriyorum." 

Adam sarışın kadına bakmış, sarışın kadın ise başını sallayarak bu hareketinin doğru olduğunu ona inandırmıştı. İşlerin, gittikçe kızıştığını hissedemeden edemedi. Boğazını sıkıp duracaklar, belki de türlü işkenceleri kendi üstünde uygulayacaklardı. Moo, tepeden tırnağa uyarıldığını, damarlarının arasında akan kanın çılgınca dans ettiğini düşündü. Öyle ki, nabzı hiç durmadan ve sektemeden hızlanmış, hareketlenmişti. 

BAYAN MOO: KATİLİN PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin