6. Bölüm: Mezar

374 32 1
                                    

Şarkı: Ados - Travma

Medya : Derin

Bugün on beş haziran. Hayatımın kendimi kapattığım, kilitli kaldığım lanet çocuk odasından çıktığımda kendini asışını gördüğüm gün.

On yaşındaki bir çocuğun karanlık feryatlarının göğe yükseldiği gün.

Bugün on beş haziran. Bir makas darbesinin örtüleri kesmesi gibi geceye nüksettiği gün.

Kuşların öldüğü, kelebeklerin ömrünün sıfıra indiği o lanetli gün.

Bugün cuma. Her şeyin bitip de yeniden şekillenerek beni kor alevlerde parçaladığı gün.

Kafamı kaldırarak yaslandığım mezara iyice sinip defteri kalemle birlikte bir kenara fırlattım. Nefret edemediğim, beni ölümden beter hale getiren kadının mezarında yer almak beynimi sarhoş ediyordu.

Avazım çıktığınca attığım çığlık bedenimden ruhuma adapte olamaz iken, yüreğimdeki kanatlar orta yerinden bölünüyordu.

Mezarlıkta bir tek görevli vardı. O da kendi hâlinde olduğundan çığlıklarıma koşan yoktu. Daha güçlü bir çığlık atarak kalktığımda tek istediğim ilmek ilmek olmuş bir gömlek gibi düğmelerini sökmekti.

Mezar taşına dönerek attığım üçüncü çığlıkla dudaklarımı soğuk beyazlıga değdirip ellerimle toprağı kazmaya başladım. Birdenbire hızlanarak avazım çıktığınca bağırdım.

"Çık artık! Beni bu hayatta cezalandırıp toprağın altında huzurlu olamazsın! Kendi bedellerini bana ödetemezsin! Gerekirse iskelet olarak dön hayata, ama şu aptal mezardan çık!"

"Ne yapıyorsun? Dur," diyen sesi zar zor duysam da umursamadan koluma uzanan eli ittirdim. Toprağı kazmaya devam ederken ellerimin çamur olmasını umursamadım.

"Orada yatmayı hak etmiyorsun! Huzurlu ruhunla gittiğin yeri hak etmiyorsun!"

Kollarımdan sertçe tutulup çevrildiğimde bir ses duyarak kirpiklerimi kırpıştırdım. Görevli bana sinirle bakarken yan tarafıma bakıp onu gördüm.

"Abi ben arkadaşı alayım."

"Senin arkadaşın mı? Söyle ona, bir daha ayak basmasın buraya. Burası dingonun ahırı değil." Görevli Okyanus'a kısaca bakıp beni bıraktığında dizlerimin üzerine çöktüm.

"Tamam abi. Söz veriyorum, olmaz bir daha." Görevli arkasını dönüp uzaklaşırken o eşyalarımı toparlayıp yerdeki çantama tıktı. Önümde diz çökerek saçlarımı ellerine aldığında başımı eğdim.

Suçluluk duygusu ne kadar ağırsa, insan o kadar katildir aslında. Ben herkesin, her şeyin katili olduğum bu dünyada bir gün kendi günahlarımdan boğulacaktım.

Kulağımın arkasına tutamlarımı sıkıştırdıktan sonra "Seni buradan götürelim," dedi. Ses tonundaki yumuşaklık beni gözyaşlarına boğarken başımı iki yana sallayıp "Neden bana iyi davranıyorsun? Hiçbir şeyi hak etmiyorum," diyerek boğazımdaki ağrıyla mırıldandım.

Beni dikkatle kucağına almadan önce çantamı sırtına attığında burnumu çektim. Gülümseyerek burnumu cebinden çıkarttığı peçeteyle sildiğinde kirpiklerimi kırpıştırıp ofladım.

"Yaptığım bencilceydi," dediğimde alnımı öpüp beni sıkıca tuttu. Kollarımı düşmek istemediğimden hafifçe boynuna sarıp kafamı omuzuna bıraktığımda gözlerim kapandı.

Ruhu Yaralı Kız (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now