35. Bölüm: Final

430 27 22
                                    

Şarkı: Ansızın Bi İnfilak - Alice Harikalar Diyarında

Not: Bu bölüm yine Derin'in ağzından anlatılmaktadır.

"Meleğim çok üzdün bizi. Seni çok seviyorum canım kardeşim." Cümleler ve ardından gelen burun çekiş ile birlikte varılan son durak, ağlama.

Parmaklarımı hafif kıpırdatarak gözlerimi açtığımda birinin yanımdan gelen el çırpış sesini duyup kafamı çevirdim. Bulanıklığın perdesi inerken aşağıya, gülen Eylem'i fark edip kaşlarımı çattım. Dudaklarım kendiliğinden bükülürken "Hemşire uyandı!" diye bağırıp ellerimi tuttu.

"Hastayı zorlamayın. Yorulmaması lazım." Hemşirenin kınayan sesinden sonra Eylem dışarı çıktı. Bağırmasını buradan duyarken başka bir hemşire onu susturdu.

"Derin uyandı!"

"Burası bir hastane bayan. Çocuk parkı değil." Eylem'in sesi artık duyulmazken başımdaki hemşire bittiğini fark edip gözlerimi meraktan alamadığım serumu çıkarttı.

"Nasıl hissediyorsunuz?"

"İyiyim sanırım," dedim kaşlarımı çatarak.

"Geçmiş olsun. Ben doktorunuza haber vereyim. Gerekli gördüğünde sizi taburcu edecektir." Hemşire çıktığında odaya giren tanıdık yüzlerle gülümsedim. Bora bir yanıma Okyanus diğer yanıma geçip elimi tuttuklarında ellerimi kendime çekip "Rahat bırakın beni ya. Yeni uyandım," diyerek sızlandım.

"Neler oldu?" diye devam ettiğimde herkesin yüzündeki gülümseme solmuştu. Arkalarında üzgün bakışlarını üzerime dikmiş Şimay'ı fark ettiğimde kalbimin tepetaklak olmasıyla elimi ona uzatıp "Gel. Lütfen," diye fısıldadım.

"Ben her şey için özür dilerim. Saplantılarım için, sana söylediğim her şey için üzgünüm. Hollanda'ya amcamın yanına gidiyorum. Bu gece yola çıkacağım. Beni affetmek istemezsen anlarım."

Burnunu çektiğinde doğrulmaya çalışarak acıyla yüzümü buruşturdum. Okyanus doğrulmama yardım edip dikleştirdiği yastığa sırtımı yaslarken ondan kendimi kurtarıp elini tuttuğum Şimay'ı yatağa çektim.

Üzerime eğildiğinde birbirimize sıkıca sarılıp birkaç dakika öylece durduk.

"Kötü biri değilsin. Olamazsın da. Sadece rol yapabilir, maskeler takabilirsin. Hepimiz takıyoruz onlardan. Yine de seni seviyorum arkadaşım. İyi yolculuklar ve hayatında başarılar dilerim. Yolun açık olsun dostum."

İkimiz de ağlamaya başladığımızda odayı kaplayan alkışlarla kendimi ondan çekip gözlerimi kuruladım. Burnumu çektiğimde doktor içeri girmiş, alkışlar sustuğunda konuşmaya başlamıştı bile.

"Nasıl hissediyorsun Derin?" dediğinde başımı sallayarak Eylem'e baktım. Dudaklarını birbirine bastırarak odadan sıvıştığında doktorun yinelediği sorusuyla dikkatimi ona verip "İyiyim. Ne oldu?" dedim.

"Ayaklarına camlar batmıştı. Ameliyat ettik. Kan lazım olduğunda sevgilin verdi. Bir süre ayaklarının üzerine basamayacaksın. İyileşmeleri zaman alacak. Bol bol dinlen ve sıvı tüket. Bedenin sıvı kaybetmiş. Geçmiş olsun. "

Hangi lafa takılacağımı bilemeyen kalbim kaşlarını kaldırarak etrafımı saran kalabalığı süzdü.

"Sevgilim mi?" dediğimde gözüm bakışlarını kaçıran Okyanus'a takıldı. Kafasını önüne eğerek elini ensesine atıp kaşıdı, sonra saçlarından geçirdiği elini bana uzatıp çekingen bir gülümseme bahşettiğinde bana kan naklinde bulunanın o olduğunu anlamıştım.

Ruhum umutla dolarken beynim kahkaha atıyor, duygularım yerlerinden çoşkuyla kalkıp oradan oraya koşturuyor ve kalbim heyecanı bilmem kaçıncı defa tadıyordu.

"Ne zaman çıkabiliriz?" diye sordum gözümü çıkmak üzere olan doktora çevirerek.

"Çıkış işlemleriniz hallolduktan sonra çıkabilirsiniz. İyi günler."

"Ben de çıkayım da çıkış işlemlerini halledeyim. Ben Eymen bu arada. Okyanus'un abisi," diyerek kara kaşlı, kara gözlü bizden birkaç yaş büyük gibi duran beyefendi elini uzattığında "Derin. Memnun oldum," dedim ve tokalaştık.

Bir süre sonra çıkış işlemlerim hallolmuş, İzmir'e doğru yola çıkmıştık. Eylem İzmir'e kapıya dayanan adamları ihbar ettiğinde adamlar kaçmıştı. Sonradan yakalanıp hapse mahkûm edilmişlerdi.

Şimay bizle vedalaşarak havaalanına gitmek üzere yola çıkmış, Eymen camını kırdığım evin parasını Tülay teyzeye ödemek zorunda kalmıştı.

Yüksek sesli çalan müziğe kendimi kaptırırken yanımda oturan Okyanus ellerimi dudaklarına götürüp öptü.

"Seni seviyorum," dediğinde gülümsedim. Arabanın içi "Ooo,"
larla yükselirken ve alkışlarla dolarken ısınan yanaklarımla kafamı göğsüne yaslayıp sıkıca sarıldım.

"Ben de," dediğimde kollarını sıkıca bana sarıp başımı öptü. Bütün sevdiklerim yanımdaydı. Katil de olsam, mutluluğa giden yolda engin adımlarla yürümeye kararlıydım.

Ruhu Yaralı Kız (Tamamlandı.)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang