𝟎𝟖 | küçük bir öpücüğün düzeltmeyeceği sorun yoktur

5K 523 922
                                    

"My heart's been borrowed and yours has been blueAll's well that ends well to end up with you"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"My heart's been borrowed
and yours has been blue
All's well that ends well to
end up with you"



Harry kendini affettirmiş saydığı için Hogsmade gününe kadar Draco ile konuşabilmeyi ve mümkünse onu laboratuvar partneri olarak geri alabilmeyi diliyordu ama Oliver Wood'un bambaşka planları vardı.

Yılın ilk maçı yaklaşıyordu ve Gryffindor takımı olarak dersleri atlayıp antrenman yapıyorlardı. Okul genelindeki maçlarda her bina birer takım çıkarırdı ama Gryffindor'un bir de il geneli maçlarda yarışma zorunluluğu vardı. Üstelik takım oyuncuları olarak kaybetmeleri burslarında düşüş demekti ve Hogwarts'a bursuz gelmeyi kaldırabilecek sadece birkaç aile vardı aralarında. Tahmin edeceğiniz üzere, Harry Potter bunlardan biri değilken Draco Malfoy ve iki arkadaşı - Zabini ve Parkinson - ailesinin mirasıyla yüzde bir bile burs almadan yedi kuşağını okutabilirdi.

Sahanın ortasında, kırmızı sarı renkli formasını giymiş bir irkildik dikilen Oliver ellerini çırpıp diklat çekmeye çalıştı. "Takım! Beni dinleyecek misiniz? Tanrım...Çocuk gibisiniz! Hayır Fred ben konuşurken yemek yiyemezsin."

Fred dudak büzüp "Ama üzülürüm ki," dediğinde takım arkadaşları - tabiki Oliver hariç. O sadece konuşmasını yapmayı istiyordu - güldüler.Weasley ikizleri bu basit dalgalarla bile komik olabiliyorlardı.

"Pazartesi günü Hufflepuff ile maçımız olduğunun farkında mısınız?" diye isyan etti Oliver.

"Evet, her neyse" Katie Bell elini şöyle bir salladı. "Sanki onları her halükarda yenemeyecekmişiz gibi!"

"Cedric Diggory'nin takıma girdiğini duydum, bu sefer yenmemiz o kadar da kolay olmayabilir!"

Oliver'ın bu sözleri üzerine Angelina ve Alicia nefeslerini tutar gibi yaptılar. Yedek oyuncular arasındaki Harry'nin adlarını bilmediği birkaç kız kıkırdaşıp fısıldaşmaya başlamıştı. Eh, herkes bu fısıldaşmalarının sebebini biliyordu.

Cedric - lanet olası iyi bir lakros oyuncusu ve pamuk kalpli - Diggory Hogwarts'taki birçok kızı geç, erkeklerin bile rüyalarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı.

Harry onun ela gözlerinin ve kahverengi saçlarının ne kadar güzel olduğunu reddedemezdi ama kızılları tercih ederdi. Ya da belki sarışın, sarışınlar da iyi oluyordu sahi. Harry'nin aklına tanıdığı en doğal sarışın geldi, eski baş düşmanı şu anki...yakın arkadaşı(?) olan: Draco Malfoy.

Aklına Draco'nun kütüphanedeki görüntüsü doluştuğunda sarışınların kızıllardan daha çekici olduğunu kabullendi. ( Sadece objektif olmaya çalışıyordu. Bunu hislerle hiç bir alakası yoktu bile. )

"Onların Cedric'i varsa bizim de Harry Potter'ımız var canım!" diyerek Harry'yi düşünce dünyasından çıkardı Angelina.

Harry aniden övgü almanın karşısında utanmış ve bir teşekkür mırıldanmıştı. George ise yine alaya vurdu.

wind of change ☰ drarry, auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin