𝟏𝟐 | tensel çekimin birazcık veya belki de çok ötesi

4.6K 474 301
                                    

❝ Didn't mean to make you cryIf I'm not back again this time tomorrowCarry on, carry on as if nothing really matters ❞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Didn't mean to make you cry
If I'm not back again this time tomorrow
Carry on, carry on as if nothing
really matters



Ertesi hafta yapılan Ravenclaw-Gryffindor maçına kadar Harry Draco'yu görmedi. Aslında kimseyi görmüş sayılmazdı. Günleri - Wood sağ olsun - antrenman sahasında geçiyor, dersleri atlıyor ve odasına sadece uyumak için giriyordu. Hermione ve Ron'la yemek bile yemiyordu çünkü antrenmanları bitmiş olduğunda Ron direkt Hermione ile vakit geçirmek için kayboluyordu.

Eskiden olsa ne olursa olsun birlikte takılırlardı ama artık eskide olmadıklarını fark edeli çok olmuştu.

Maç yine küçücük bir farkla Ravenclaw'ın zaferiyle sonuçlansa da bu Gryffindor takım üyelerinin moralini bozmamıştı, sadece Oliver Wood Antrenmanlarını arttırmalarını istiyordu ki zaten her gün saatlerce antrenman yaptıkları göz önünde bulundurulursa her zamanki gibi imkansızı istemişti.

Maçtan sonra kutlama yapmadıkları için direkt olarak odasına gitti Harry. Kapının kilitli olmayacağını düşünüyordu ama kilitliydi. Halbuki kilitlemediğine emindi.

Sırt çantasına, ceplerine ve spor çantasına teker teker baktı ve şansına en son baktığı yerde buldu anahtarını. Zor açılan kapıyı açmak için bütün gücüyle kapı koluna bastırdı.

Kapı açılır açılmaz Parkinson'un iniltisi doldurdu kulaklarını. Gördüğü görüntüyle girdiği gibi çıkması oldu.

Fazla travmatikti.

"Üstünüze bir şey giyer misiniz?!" diye bağırdı gözlerini kapatarak araladığı kapıya doğru.

Cevap alamayınca 'Herhalde toparlanmışlardır.' diye düşünüp odaya tekrar girdi. Parkinson'un Zabini'ye dolanmış bacakları hala olduğu gibi görüş açısında olduğu için öğürerek tekrar kapattı kapıyı.

"Sikeceğim seni Zabini!" Kapıya bütün gücüyle yumruk attığında bu sefer anında karşılık almıştı.

"Şu an tam da o iş üzerindeyim, Potter. Üçüncü olmak istersen lütfen durma."

Harry ondan nefret ediyordu. Ciddi anlamda.

Bu yüzden yapabileceği en iyi şeyi yaptı. Kapıyı tekmeledi ve bol bol küfretti. Yan odadakiler çıkıp şaşkın bakışlarla onu izlemiş ve ne olduğunu öğrenmeye çalışmıştı ama o kadar vakit geçmişti ki onlar bile sıkılmıştı. 'Harry Potter neden odasının kapısında bekliyor? Ah bir saattir orada canım boşver' tarzı bir diyalog geçtiğine emindi gözlüklü çocuk.

Duş almak için daha fazla bekleyemeyeceğine karar verdi, en iyi seçeneği Ron'un odasını kullanmaktı ama eğer Herm ile beraberse onu da rahatsız etmek istemedi.

wind of change ☰ drarry, auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin