𝟏𝟗 | bir tutam bozuk, bir tutam bipolar ve bolca dostluk

3.2K 362 476
                                    

❝ Friends will be friendsWhen you're in need of love They give you care and attentionFriends will be friends ❞

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Friends will be friends
When you're in need of love
They give you care and attention
Friends will be friends



Harry, Remus'la daha çok tartışmaya girmeden odasına gitti. Yol boyunca kimse kendini çevirip soru sormamış, rahatsız etmemişti halbuki bütün okulun yaşadıkları dramadan haberdar olduğundan emindi Harry, en azından hassas davranmayı denedikleri için minnettardı.

Yine de birkaç arkadaşının köşede bir yerlerden fırlayıp gittiği için hesap sormasını veya onu özleyeceğini söylemesini isterdi.

Arka cebine tıkıştırdığı anahtarlıksız oda anahtarıyla yurt odasının kapısını açtı. Blaise de diğer Slytherinler gibi yemekte olduğundan bomboştu oda. Bir iki parça eşyasını toplarken göz ucuyla Remus'un kapıya yaslanıp onu izlediğini gördü. "Kitaplarını da alman gerekiyor, Harry."

Normalde olsa, Remus'un her durumda dersleri düşünebilme kapasitesi karşısında eğlenebilirdi. Ama tahmin edeceğiniz üzere keyif diye bir şey kalmamıştı. Onun yerine ders kitaplarını valizinin içine gelişigüzel bırakıverdi. Kıyafetlerinin son parçalarını da kitapların üstüne katlayarak koyarken gözüne dolaptaki Slytherin tişörtü takıldı. Blaise ve Draco'nun gizlice - asla Blaise'i zorlamıyorlardı bunun için, ne alakası var? - oda değiştirdikleri günlerden birinde burada kalmış olmalıydı. Sanki kutsal bir parçaymış gibi dikkatle onu da yerleştirdi valize.

Ama sadece kendisinin anı alabilmesi haksızlıktı. Bu yüzden Gryffindoor formalarından birini sandalyesine asılı bıraktı. Belki Draco görür de almak isterdi, belki alacak vakti bile olmadan geri dönerdi Harry.

İlişkilerine ne olacaktı?

Uzak mesafe ilişkisi deneyebilirlerdi ama araya koca bir okyanus girmişken aynı olacak mıydı? Draco'nun telefonla vakit geçirmekten cidden hazzetmeyen gençlerden olduğunu biliyordu, kendisiyle konuşmak adına olsa da ne kadar süre katlanacaktı ki bu duruma?

Üstelik bir daha onu öpemeyeceğini düşünmek Harry'nin kalbi sıkışıyor gibi hissetmesine sebep oldu.

Remus'un sözüne güvenmek zorundaydı çünkü elindeki tek şey buydu. En azından kötünün iyisini vaat etmişti genç adam ona. Valizinin ve sırt çantasının saplarını kavrayıp kaldırdı yerden. Kendisine yardım etmek için atılan Remus'a gerek olmadığını mırıldanıp kapısını belki de son kez kilitledi.

Koridorlar hala boştu, galiba herkes dersteydi.

Yan yana, uzun bahçeyi geçip öğrencilerin geçiş izni olmayan otoparka yürüdüler. Harry'nin geçmesine izin vermeyen görevliye Remus durumu açıklamaya girişmişti ki, kendisine seslenen bir ses duydu Harry. Etrafına bakındı ama kimseyi göremedi.

wind of change ☰ drarry, auWhere stories live. Discover now