21. Bölüm

54.9K 2.9K 728
                                    


Bommmmba bir bölüm oldu!

Eğer beni yorumlarınızdan mahrum bırakırsanız, Hazal ile Kaan ayrılır. Beni sınamayın sakın ahahahajwhajhw.

Hadi bakalım, pamuk eller klavyeye!

*
*

Yanımda oturan bu yeşil gözlü adamın çatık kaşları nasıl bende yanaklarını mıncırarak sevme isteği uyandırıyordu?

Bir insanın bir insana içi böyle gitmemeli, Hazal.

Dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldı. Onun içi başkalarına gitse de, benim içim kime gideceğini hep biliyordu.

Düşünceliydi, önünde ki bardakla oynuyordu yarım dakikadan beri.

Karşıma oturan çocuk, Kaan'ın gelmesiyle iki saniyede toz olmuştu ve Kaan buna hiç şaşırmamıştı. Beni elimden tutarak, mekanın en ıssız ve en arkada kalan masasına getirmişti. Müzik sesi bile burada daha azdı.

"Erkek arkadaş, ha?" Dedi bakışlarını hala oynadığı bardakta dolaştırırken.

Sanırım Gaye haklıydı, önce öpüşmemiz, ardından kaçmam, ve son olarak kaçarken yakalanmam çok yanlış anlaşılmıştı. Sesi üzgün değildi fakat soğuktu.

Ağzımı açmama fırsat vermeden devam etti, "Erkek arkadaşlarından genellikle kaçar mısın?" Bardağı masaya bırakmış, bakışlarını bana çevirmişti.

Bir çift yeşil göz, ne çok şey anlatıyordu anlamak isteyene.

"Olanlardan sonra kalabalık bir yerde seninle konuşmak kolaydı. Ama yalnızca abim, sen ve ben.. düşüncesi bile elimi ayağıma dolaştırıyor," derin bir nefes aldım.

Kartları açık oynamaktan bahsediyordun, Hazal Dinçer, oyna bakalım.

"Ben senin bana kardeş gözüyle bakmana alışığım," dedim dürüstçe. "Duygularım tek taraflıyken en azından bunu sadece ben biliyordum, kendi kendime başa çıkmak daha kolaydı."

Kafasını salladı ağır ağır ardından kaşlarını kaldırdı, "Duygularının bunca zamandır tek taraflı olduğu kanaatine nasıl vardın?"

Kaşlarım çatılırken, sarsıldığımı hissettim. Afallamıştım. Bunca yıla rağmen, bu soru kesinlikle çalışmadığım yerden gelmişti.

"Ne?" Diye sordum şaşkınlıkla.

Omuzlarını kaldırıp indirdi hafifçe, "Seni öyle aniden öpüp, öptükten sonra aşık olduğumu düşünmedin herhalde." Sessiz kaldığımı görünce gözlerini kıstı, "Değil mi?"

"Hayır, bana karşı ne zamandır yani.." doğru kelimeleri seçemiyordum.

Sevdiğini desem fazla mı iddialı olurdu? Oturup da adam akıllı konuşmamıştık ki! Hoşlantı mıydı?

Allah kahretsin.

Kaşlarını havaya kaldırdıktan sonra devamını getiremediğim sorumu bitirdi, "Sana ne zamandır aşık olduğumu mu?" Dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı.

"Galiba," dedim tereddütle. Bana aşık olduğunu söyleyecek kadar emin miydi duygularından?

Dudaklarını büktü ardından gözlerini tavana çevirerek düşünmeye başladı. "İlk ne zaman bilmiyorum.." dedi. Sonra bakışlarını bana döndürdü. "Ama sen gitmeden üç hafta önce, abin senin hayatında biri olduğunu söyledi. Defterde okuduğunu söyledi, sanırım günlüğündü. Odasında masanın üstüne bırakıp aşağı indi bir gün, okudum ben de birazını."

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin