2. Bölüm

133K 5.6K 3.1K
                                    

Watpad hesabımı takip etmeyen arkadaşlar lütfen Jutenya_ tıklayarak takip edin.

İnstagram hesabım jutenya82
Twitter hesabım Jutenya_

Twitter'da

#așkadireniș

#mardinetutsak

#azadsaruhan

#jutenya etiketleri ile desteklerinizi bekliyorum ve sizleri çok seviyorum.

Keyifli okumalar.

Heja ağır ağır çıkıyordu merdiven basamaklarını, birazdan aşağıda birileri için düğün yeri kurulacaktı. Yukarısı ise kendisine cenaze yeri olacaktı. Gözyaşlarıyla ıslanan yüzü acı içinde gülümsedi. Kısa bir süre sonra kocasının düğünü başlayacaktı . Ne yaparsa yapsın gücü yetmemişti olacakları engellemeye. Beraber geçecek bir ömre evet dediği adam, onu yarı yolda bırakıyordu. O da artık pes ediyordu. Direnmeyecekti.

Merdiven basamaklarını bitirdiği anda bir bedenle çarpıştı. Kafasını kaldırdığı gibi en büyük pişmanlığını ile göz göze geldi. Hayatını esarete çevirecek adam kanlı canlı, yüzsüz ve arsızca ona bakıyordu. Heja gözlerini hayasızca bakan adamın gözlerine dikti.

Görsün istiyordu artık ondaki yerini. Biliyordu bu saatten sonra dönüşü olmadığının. Heja'da artık geri adım atmazdı, Ağir'in atmadığı gibi.

Heja'nın dilinde kelimeler tükenmişti, sustu.

Ağir söyleyeceğini çoktan söylemişti, o da sustu.

Bakışlarını ilk çeken Ağir Mirakan oldu. Sessiz ve hızlı adımlarla Heja'nın yanından geçip gitti. Bir adam attığı her adımda sevdiği kadından fersah fersah uzaklașıyordu. Dönüp bakmadı ondan çoktan giden adama. Buna kendisini hazırlamıştı. Ağlamayacağım dese de her seferinde gözleri ona ihanet ediyordu, aynı kocası gibi. Bu yüzden artık gözlerini de sevmiyordu. Oysa kocası ela gözlerini çok severdi. Kadının takadi kalmamıştı. Yorgun ve argındı. Yinede dimdik ayakta durmaya çalışıyordu. Attığı her adımda canından can gidiyor bedeninden sanki et koparılıyordu. Hani her acının tarifi bir adı olurdu. Peki onun yaşadığı acının bir adı varmıydı? Üstüne gelen kadına kuma deniliyordu, peki ona ne denilecekti... İçinde bu kaderi yaşayıp susturalan kadınların acısıyla çığlık çığlığa adımlarını atıyordu. Belki sesi çıkmıyordu lakin onu gören herkes acısını yüzünden okuyordu.

Sessiz adımlarla odasının önüne geldi. Kaç gündür ona kör olan konak halkına o da görünmez olmuştu. Kapı kulpunu indirip içeri girdi. Sırtını kapıya dayayarak kapıyı kapattı. Gözlerinin önüne birkaç gün önce Ağir ile yaşadığı anlar geldi. Sırtı kapıya yaslı bir şekilde yere çöktü. Aşklarına kıymaması için günler öncesinde de Ağir'in önünde diz çökmüştü. Kendisini ilk defa o kadar gurursuz ve değersiz hissetmişti. Ellerini yumruk yapıp göğsüne vurdu. Sitemi ona ihanet eden kalbineydi. Ahı bu acıyı yaşatan kocasınaydı. Kalbini de affedemiyordu. Ona bunları yaşatan adam için acı çekmesi haksızlıktı.

Göğsüne indirdiği yumruklar ile göğsü sıkıştı. Nefes alması zorlandı. Bedeni titeremeye başladı. Odadaki bütün eşyalar gözünün önünde dönüyordu. Kararan etraf, uğuldayan kulakları mecalinin kalmadığını hissettirdi Heja'ya. Halsizce ayağa kalktı. Küçük adımlarla sendeleyerek yatağın yanına yürüyüp kendini boş bir çuval gibi yatağa bıraktı. Zaten boşluğa düşmüş gibi hissediyordu. Kısa bir süre tavanla bakıştıktan sonra gözlerini hiç açmak istemiyorcasına kapadı.

Aşk'a Direniş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin