Aşk'a Direniş

14. Bölüm

Yeni bölüm ile yine geldim. Heja'm okunmaya duyulmuyor. Çok sevildi ve bu beni çok mutlu ediyor.

Hep söylediğim gibi Heja ne yazıldı ne de okundu. O bir Alfa kadın.

Annesi gibi.

Up uzun bir bölümle geldim.

Wattpad hesabımı takip etmeyen arkadaşlar şurayı Jutenya_ tıklaryıp beni takibe alırsanız çok mutlu olacağım. Unutmayın beraber kocaman bir aile olacağız.

8560 kelime up uzun bir bölüm.

Hepimiz çok seviliyorsunuz.

Her bitiş yeni bir başlangıçtı.

Heja yeni başlangıça meyilliydi. Yanında duran insanlarla hayat güvendi.

İçinde Karacadağ'dan daha büyük bir pişmanlık. Onun püskürtüğü lavlar gibi her yeri yakmaya hazır bir öfke vardı.

Sanki bir rüya görmüş ve uyanıyordu. Hayatın acı gerçeğiyle bir tokat gibi karşı karşıyaydı.

Arkasına bakmayıp çıktığı kapıya yüzü eğik bir şekilde geri dönüyor.

Onun mahcubiyeti ve pişmanlığı Ağir'in ihanetinden daha büyüktü.

Diyarbakır Adliyesinde düğüne giden yeni gelin gibi süzülüyordu.

Ona dönüp bakan bakışları umursamayordu. İçinde kocaman bir gurur vardı. Belki bir çok kadına örnek olacak onlara mecbur bırakılan kadere isyan ettirecekti.

Kırmızı onun için artık aşk değil isyandı.

Heja içinde ki isyan ateşini kırmızıyla renklendirdi.

Boran Karadağlı kolları altında verdiği mücadelenin zaferine adım adım ilerliyordu.

Kafasını kaldırıp çenesini dikleştirdi.

Bu topraklarda ilk defa bir kadın kuma gelen kadını kabul etmeyip baş kaldırmıştı.

İlk defa bir kadın erkeği boşuyordu.

Ve boşadığı adam bir ağaydı.

Amed'e hükmeden Ağır Mirakan Heja'ya hükmedememişti.

Mahkeme salonuna kendinden emin adımlarla ilerledi.

Ömer Mirza onun için cübbesini giymiş koridorda duruyordu. Heja'ya güven veren bir gülümsemeyle bakıp eliyle yanına oturmasını gösterdi.

Boran Karadağlı daha kızıyla özlem gideremeden Ağir'le olan tüm bağlarının kopmasını istiyordu. Kızının gece karası saçlarını kenara evirip yüzünü elleri arasına aldı. Bakışlarını sürmeli gözlerden almadan gururla dudaklarını Heja'nın anlı'na bastırıp geri çekildi.

Güven bana bu iş bugün bitecek der gibiydi.

Heja burukça gülümsedi. Ona bakan her bakışı, ona olan her gülüşü bundan sonra mahçupca olacaktı.