2

1K 94 15
                                    

Parmaklarım ıslak ceketimin cebindeki telefonumu bulduğunda hayatıma bir kez daha lanet okuyup yatağa oturdum. Suya batıp çıkmam nedeniyle bozulmuştu, çalışmıyordu, ona en çok ihtiyacım olduğu anda beni yapayalnız bırakmıştı. Saklanan diğer bir adıyla Jongin elindeki çantayla az önce içinde olduğum banyodan yanıma geldiğinde fermuarını çektiği çantayı omzuna astı.

"Ona zaten ihtiyacın olmayacak."

"Nereye gideceğiz?" Telefonumu yatağın üzerine bıraktığımda o da kuruttuğu saçlarını parmaklarıyla kabarıklığından kurtarmaya çalışıyordu.

"Gideceğimiz yer buradan pek farklı olmayacak. Yanımda dolu bir silahım var, insanların içinde gücümü kullanmam ama seni vurabilirim. Umarım bu bilgi uslu durman için yardımcı olur Sehun."

Uyarısını göz ardı etmek istedim ancak ceketiyle örttüğü kemerinde gizli olan silahı bana gösterdiğinde bu davranışımdan vazgeçmiş, onu biraz olsa bile dinleme kararı almıştım.

" Bu gece mi? " Yavaşça ayağa kalktım bedenim az önceki yumruk ve yere çakılmalar nedeniyle acı içindeydi. "Beni bu gece mi vereceksin?"

"Hayır, ona ulaşmam biraz zaman alacak gibi çünkü sürekli yerini değiştirip duruyor. En son gideceğimiz bölgeye yakın bir yerde görülmüş o yüzden şimdi oraya gideceğiz."

Başıyla kapının olduğu yeri işaret ettiğinde yürümeye başladım. Normal insanlar gibi odadan çıkacağımızı düşünmemiştim, beni bu odaya getirdiğinde yaptığı şey gibi birden ortadan kayboluruz diye düşünmüştüm. Kilidi çevirip açtığında derin bir nefes alıp kendime her şeyin iyi olacağını söylemeye başladım. Biliyordum ki bu kapıdan çıktıktan sonra bir rehine olacaktım, kendime ait bir şeyim kalmayabilirdi hatta bir ölü bile olabilirdim.

Bir çok insanın denekler tarafından öldürüldüğünü biliyordum bunları haberlerden ya da çevremdeki insanlardan duymuştum. Bunun başıma gelmesini asla istemezdim. Birinin bana işkence yapmasını, birine yalvarmak zorunda kalmayı, birine muhtaç olmayı asla istemezdim. O insanlar için çok fazla üzülmüştüm aileleri için de öyle. Eğer zamanı geriye alsaydım ya da bir şeyleri değiştirebilseydim ya da onlardan birisi olsaydım diye düşündüğüm anlarda tüm denekleri öldürmeyi, onları asla aramıza dahil etmemeyi, insan ırkını bozmamayı düşünüyordum her zaman.

Böyle olmalıydı, aptal bilim insanları bir yanlışa neden oldukları için üzülüyorlar mıydı acaba? Pişman olmuşlar mıydı? Denekler ilk önce onları öldürmüşlerdi ve bazılarını rehin almışlardı ama sonuç olarak şu an onlardan yaşayan tek bir kişi bile yoktu. Orada ne olduğunu bilen, neden bu işe kalkıştıklarını bilen, bunun mantıksız olup olmadığını fark eden tek bir kişi bile yoktu.

Soğuk rüzgar yaralı tenime dokunduğunda kolumda hissettiğim baskıyla yürümeye devam ettim. Jongin beni sağ tarafa doğru sürüklerken uzaktan bir arabanın kapılarını açmıştı. Ne o insan yanın arabaları seviyor mu?

"Oraya arabayla mı gideceğiz?"

"Hala burada yaşıyorum sen fark etmesen bile her yerde güvenlik kameraları var ve bütün gün yönetim tarafından izleniliyorsun. Bir haltlar yemediğini ya da bir Almacenada olmadığını göstermek için kameraların seni görmesini sağlamalısın. Çoğunlukla normal insanlar gibi dışarıda dolaşmak istiyorum. Burada, Paris'te ya da Tokyo'da ama krizlerimin ne zaman başlayacağını ya da ne zaman son bulacağını bilmiyorum. Normal bir insan olduğun için şanslısın Sehun. "

Almacenada Dünya üzerinde onun gibi gücü olan kişiler için verilmiş bir isimdi. Saklı demekti, Saklanan ise bizim kullandığımız, halk arasında yaygın olan bir isimdi. Böyle söylediğinde bir anlığına da olsa onun için üzgün hissetmiştim sonuçta herkes kendi hayatını yaşamak isterdi eminim gözde olup daha sonra katil olarak adlandırılmayı istemek onun rüyalarını süslemiyordu.

NO ONE / SEKAIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن