17

439 46 48
                                    

Jongin'in elini sıkıca tutmuş bir halde koridorda ilerliyorken alt kattan gelen Chanyeol'un sesini rahatlıkla duyabiliyordum. Tüm damarlarımda kan değil korku ve endişe akıyordu resmen onun kahkaları daha da histerik bir hal almaya başladığında. Önümüzden yürüyen adam sanki bunu fark etmiş gibi başını çevirip bana baktığında gözlerimi duvardaki tabloya çevirdim hızlıca. Renkler zihnimin içindeki savaşa hızlıca dahil olurken Jongin'in sesini duydum.

"Teşekkür ederiz." Chanyeol'un evindeyiz diye mi bu kadar kibar davranıyordu bilmiyorum ama onu taklit ederken buldum kendimi bir anda. Tabloyu incelemek tamamen aklımdan çıkmıştı. Saniyeler içinde onunla yalnız kaldığımda saatlerdir düzgün nefes alamadığımı hissediyormuş gibi kendimi odaya attım ve alabildiğim en derin nefesi çektim içime. Henüz yirmi dakika bile dolmamıştı bu eve geleli ama şimdiden gitmek için Jongin'e yalvarmaya hazırdım.

Odalarımız karşılıklıydı ama o, beni sakinleştirmek istiyormuş gibi kendi odasına gitmek yerine içeriye girip kapıyı kapatmıştı. Sıcaklıktan kurtulmak istiyordum önce. Kazağımı çıkarıp yatağın üzerine fırlattığımda gözlerinin parladığını gördüm. Ona hala kızgındım kendi eliyle parıltılarını Chanyeol'e verdiği için ama sessiz kalma hakkımı kullanmaya devam ettim.

"Biraz rahatla Sehun kötü bir şey olmayacak söz veriyorum. Yemek yiyeceğiz, sıkıcı şeylerden konuşacağız. O kendisini övecek, bunu dinlemek istemezsen uyuyabilirsin sana aldırış etmez buna eminim ve sonra onunla önemli olan konuyu konuşacağım. Daha sonra buradan gideceğiz. "

" Sanırım gece yarısına dek buradayız. "

Ben somurttuğumda o da şirin bir şekilde dudaklarını büzüştürdü. Gözleri yatağın üzerindeki kazağıma ardından tekrar bana kaymıştı, aramızdaki mesafeyi hızlı bir şekilde kapattı. Parmak uçları tenime dokunduğunda sinirle saçlarımı karıştırmayı ve bunu yaparak kendimi daha da kızdırmayı bıraktım. Beni yavaşça kollarının arasına alırken Chanyeol'un evinin alevlerin içinde olmasının kötü tarafının dışında, Jongin ile aramda iyi hissettiren bir sıcaklığın oluşmasına sevinmeye başlamıştım. Bunu hissedebiliyordum. Arabada yaşadığımız duygu yüklü anı hatırlarken parmakları tam da bunu hatırlamamı istiyormuş gibi sırtımdan aşağıya kayıp kalçama ulaşmış ve kötü düşüncelerimden kurtulmamı istiyormuş gibi bana dokunmaya devam etmişti. Hafif bir iniltiye yüzlerimizi birbirine yaklaştırırken o alt dudağını ısırıyordu dudaklarıma bakarak. Parmakları kalçamı alttan kavramıştı, beni iyice kendisine bastırırken nefesimi düzenli tutmaya çalışıyordum.

"Eğlencenin tadını çıkarırız böylece olmaz mı?"

"Bu evin hiç eğlenceli bir tarafı yok bunun farkındasın öyle değil mi?"
İşaret parmağım kulak memesinden aşağıya kayarak omzuna ulaştığında sırıttı. Bunu yaparken bile eğlenceli bir tarafın olduğunu fark etmeme neden olmuştu.

Edepsiz bir şekilde.

Parmakları bir hamlede üzerindeki kapüşonluyu çıkartıp yere bıraktığında tek kaşı havalandı. Şaşırmıştım elleri aynı hızda beni tekrar kendisine çekip hiçbir şey olmamış gibi sardığında. "Bu eğlenmene yardımcı olur mu Oh Sehun?"

Dudakları çeneme sürtüyorken mantıklı bir şey düşünmeye çalışıyordum ancak her bir hareketi düşünmemi engelliyordu. Parmakları yavaşça pantolonumun ön tarafında bir araya geldiğinde birbirimize sürtünmeye devam ediyorduk. Pantolonumu çıkarıp atmak istesem bile bunun için doğru yerde olup olmadığımızı anlamaya çalışıyordum. Elim yanağını okşarken buna devam etmesini ister gibi ismini söyledim, aynı zamanda öpücükler kondurduğu boynumdan onu çekip çıkarmak  istiyordum.
Dudakları ıslak bir şekilde omzuma kaydığında ona karşı çıkmak, onu durmak istemiyormuşum gibi kısık bir sesle inledim. Ellerim omuzlarına daha sıkı tutunurken eline ve pantolonuna daha sert sürtünmüştüm. Bunun hoşuna gitmiş olduğunu belirtir gibi dişleri tenime dokunduğunda yarı açık gözlerimle ona baktım. Bir yılan gibi kıvranan bedeni beni yatağa doğru sürüklüyorken ona ayak uydurmamak dışında yapabileceğim bir şey olmadığına karar vermiştim.

NO ONE / SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin