13

628 80 87
                                    

Güneşin ışıkları odanın içine girerken Jongin ve ben sessiz bir şekilde yatağın içinde oturuyorduk. Yixing'in evinden çıktığımızda ona öğrendiğim şeylerle ilgili tek bir kelime bile edememiştim. Parmakları bacağının üzerindeki tuttuğu ritmi değiştirdiğinde göz ucuyla ona baktım. Uyumuyorum diye uyumamıştı, bunu anlamıştım. Yatağın ucundaki yarısı boş pizza kutusuna tekrar baktığımda istemsizce gülümsedim. Pizzayı neden bu kadar çok seviyordu ki?

Bu odaya geldiğimizden beri bir şey konuşmamış sayılırdık. Sadece aç olup olmadığımı ve duşu kullanıp kullanmayacağımı sormuştu sessizce. Verdiğim cevaplardan sonra başka bir soru sormamıştı.

O duştayken yalnız kalmak biraz işime yaratmıştı diyebilirim. Kendi başıma kalmak ve olanları düşünmek biraz olsun iyi hissetmeme neden olmuştu. Ona sarılmak istemiş ve bunu yapmıştım. Tanrım! Yıllardır dostum olan Jongdae'ye duygusal konuşma yaptığı anlar dışında sarılmak istemeyen ben neden ona sarılmak istemiştim? Onun için endişelenmiştim, ona bir şey olmasın diye yalan söylemeyi düşünmüştüm alnımın ortasında bir silah duruyorken. Ne oluyordu bana? Yixing'in söylediği şeyler onu etkiler mi bilmiyordum ama ona kötü bir şey olmasını istemiyordum ve asla bunun olmasına izin vermeyecektim.

Aptalca bir şey yapmıştım.

Düşüncelerime hakim olamamış ve o duştayken kapıyı açıp içeri girmiştim. Ne görmeyi bekliyordum bilmiyordum, ona söyleyecek tek bir şeyim bile yoktu, acil bir tuvalet ihtiyacım bile yoktu. Sadece birden onu görmek ve iyi olduğundan emin olmak istemiştim.

Neyseki içeri girdiğimde çıplak bir şekilde suyun altında değildi, altında eşofman altı vardı sadece üstsüzdü ve saçları ıslaktı. Hızlıca içeri girmiş olmam onu şaşırtmış olmalıydı elimde bir silah olsa eminim daha az şaşırırdı.

Sıkıştığımı söylemiştim ve o da bu yalana hemen inanıp banyoda beni tek başıma bırakmıştı. Bunun bir yalan olduğunu biliyordu çünkü yalan söylemekte çok kötüydüm hemen belli ediyordum, üstelik o zeki birisiydi.

Bu olayın üzerinden neredeyse saatler geçmişti belki bu yüzden sessizdi. Beni sapık gibi görüyor olabilirdi, eğer onu çıplak görmek isteseydim önümde üzerini değiştirdiği her an başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi yapmazdım. Doğruca ona bakardım, bu anın tadını çıkarırdım, daha fazlasını görmek için çabalardım.

Ama bir sapık değildim ve daha fazlasını görmek istemiyordum.

"Neden kaçarcasına Yixing'in evinden gitmek istediğini söylemeyecek misin?"

Sonunda pizza ve duş haricinde bir şey söyleyebilmişti. Sorduğu soru yanlış olsa bile konuştuğu için memnundum. Ellerimi diz kapaklarımın üzerinde dolaştırırken derin bir nefes aldım.

" Orada çok fazla vakit geçirmek istediğimi zannetmiyorum. Ona bolca teşekkür ettim bu kadarı yeterli bence."

"Sehun..." Bana baktığını hissediyordum şimdi. "Bir sorun mu var?"

Ona doğruyu söylemek istiyordum ama nereden başlayacağımı bilmiyordum. Aslında bilmediğim şey bunu söylediğim anda böylesine sakin kalıp kalmayacağıydı. Arkadaşına bir şey yapmasından korkuyordum.

"Bana bir şeyler anlatmak ister misin? Parıltılarla ilgili?"

Yatağın içinde, onun oturduğu kısmın hareket ettiğini hissettiğimde dudaklarımı düz çizgi haline getirdim.  Göz ucuyla ona baktığımda kaşlarını çatmış bir halde bana baktığını gördüm. Bildiğimi biliyordu, sadece bana söylemek istemiyordu.

" Yixing benden parıltı aldı ama sadece bu kadar. Sana başka bir şey mi söyledi?"

Sesindeki ton bile kötü bir şey yapacağını ve benim onu engelleyemeyeceğimi söylüyordu. Yavaşça ona döndüm, işe yarayacağını umarak elimi kolunun üzerine koydum. Parmaklarım kolundan bileğine doğru kayarken gözleri öfkeyle bana bakıyordu.

NO ONE / SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin