20

353 41 39
                                    

Bir uyarıcı tarafından uyandırıldığında Sehun yeni kimliğiyle gözlerini açtı. Belirsizlik yerini korkuya ve endişeye bırakırken bulanıklığın yerini dolduran bir çift kahverengi gözle yatağında daha da küçüldü. Zihni uzayın derinliklerinden daha boş ama aynı zamanda daha da karıştı. Hatırlamak için uğraştığı her şey onu korkuya yönlendirirken karşısındaki adam onu sakinleştirmek istercesine gülümsedi.

"Yaraların iyileşmiş neredeyse. Nasıl hissediyorsun?"

Sehun yaralarının olduğunun farkında bile değildi. Başına ne gelmişti de yaraları olmuştu? Vücudunu örten ince örtünün üzerine çıkardı ellerini ve dikkatli bir şekilde kendisine baktı. Teninin üzerinde minik sıyrıklar vardı ama bunların nasıl olduğunu hatırlamıyordu. Burada ne işi olduğunu, karşısında duran adamın kim olduğunu, buraya nasıl geldiğini hatırlamadığı gibi.

"Yorgun hissediyorum."

"Sen ve diğer asker arkadaşların zor bir görevdeydiniz. Aldığın yaralar vücudunu zorlamış olmalı Wonseok."

Bu kocaman bir yalandı. Uyutuluyor olduğu her bir an üzerinde yeni kimliğine ait güçler uygulanıyordu. Sehun'un zayıf vücudu bu güçlere ayak uydurmakta zorluk çektiği için yorgun hissediyordu şimdi. Bir asker olarak gözlerini açması uğruna uyutularak bu yatakta tutulduğu günlerde eski hayatına ait her şey birer birer zihninden sökülüp atılmıştı.

Onunla kalan tek şey cebinde duran kağıt parçasıydı ama Sehun silinmiş hafızasıyla o kağıtta yazanın ne anlama geldiğini bile bilemeyecekti.

Onu her yerde arayan, krizleriyle kendi başına uğraşan Jongin yanı başında Sehun yokken ölüme biraz daha sürükleniyordu. Birbirlerinden kopacakları anı düşünüp durmuşlardı her zaman ama bunun bu kadar keskin ve hızlı olacağını, hiç beklemedikleri bir anda gerçekleşeceğini asla tahmin etmemişlerdi.

Wonseok, diye geçirdi içinden yeni isimi Sehun. Bu isim ona o kadar yabancı gelmişti ki istemsizce odada başka birini aramıştı gözleri. Çatılan kaşları yatağa biraz daha yaklaşan beyaz önlüklü adamla normale dönerken kendine biraz süre tanımak istedi. Gözlerini farklı bir dünyaya açmış gibi hissediyordu. Adından, asker olmasından ve bir göreve gidip yaralanmış olmasından şüpheleri vardı. Zihni bazı şeyleri kabul etmiş değildi, karşısındaki doktor bunu fark ederek konuşmaya devam etti.

"Üç gün komada kaldın Wonseok. Başına aldığın darbe yüzünden geçici, çok düşük  olsa da kalıcı hafıza kaybı yaşayabilme ihtimalin var. Ortama ayak uydurmak için kendine biraz zaman tanı."

"Kaç gündür bu haldeyim?" Yatağının yanındaki cihazlara bakarken mırıldandı. Kalp atışları biraz normale dönmüştü. Korkusu azalmış, ona anlatılan senaryoya aldanmaya başlamıştı. Ailesi bir denek tarafından öldürülmüş ve daha sonra bir Saklanan tarafından kaçırılmış çocuk olmak yerine denekleri öldüren, onları cehennemin kapısına postalayan bir asker olma fikri daha inandırıcı gelmişti ona. En baştan beri olmak istediği şey bu değil miydi? Ailesinin ölümünden sonra her denek onun için öldürülmesi gereken birisi anlamına gelmemiş miydi?

"Sekiz gündür." Doktor üzgün bir sesle konuştuğunda Sehun başını eğdi. Kendisini daha güçlü birisi olarak hayal etmişti ama değildi.  "İyileştiğine göre eğitimlerine devam edebilirsin Wonseok."

"Bazı şeyleri anlamıyorum. Hatırlamayadığım şeyler olacağını söylediniz ama birçok şeyi hatırlamıyorum. Sizi, burayı, adımı... Uyandığım anda bana bunları sormanız gerekmez miydi? Ne kadarını hatırlayıp hatırlamadığımı test etmeniz gerekmez mi?"

NO ONE / SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin