7

616 80 25
                                    

Midemde biriken çikolatalarla şimdilik güzel giden yolculuğumuza devam ederken gözlerim bugün sessiz olan Jongin'e kaydı. Kütüphaneden sonra yol kenarına bıraktığı arabanın içine geri dönmüş ve sessizce yola devam etmiştik. Çıplak ayaklarım için endişelenirken kitaplarla geçirdiğim uzun saatleri düşünerek o endişemi biraz olsun geride bırakmaya çalıştım. Jongin'in silahlar dışında kitaplara da ilgisi olduğunu öğrenmiştim bu saatler arasında ve bu hoşuma gitmişti, onunla konuşacak bir şeyim vardı artık ama sessiz olmaya devam ediyor olması konuşma isteğimi bastırıyordu.

Ona ait olmayan silah bacaklarının arasında duruyordu bir uyarı gibi, zaten şu an bir şey yapamayacak kadar yorgundum. Açlığımı çikolatalarla bastırmaya çalışmıştım ama gerçek bir yemek yemek istiyordum.

Sırtım için ondan ağrı kesici ya da kas gevşetici gibi bir şey istemeyi düşünüyordum ama biraz iyi vakit geçirdiğimiz için bana iyi davranır mı davranmaz mı bilemiyordum.
Yanağındaki kızarıklığı fark ettiğimde huzursuzca kıpırdandım olduğum yerde, dudağındaki kan kurumuş oldukça kötü bir görüntüye sahipken  yumruk yediğini tahmin ettiğim gözü için bir şey yapacak mıydı acaba?

"Gözün..." dedim, mırıldanarak bir yandan elimle yüzünü işaret etmiştim. Dikkati dağılmış gibi yavaşça bana baktı aynı anda dudaklarının arasından bir ses çıkmıştı. "Gözüne ne oldu?"

"Askerlerle kavga ederken oldu."

"Onları öldürdün mü?" Cevabı bilerek sordum, sadece biraz konuşup konuyu kendime getirmeye çalışıyordum.

"Evet." Hafifçe başını salladı, parmakları gözünün biraz altına elmacık kemiğinin biraz üstüne dokunmuş ve hızlıca geri çekilmişlerdi. "Kimliğimin gizli kalması gerekiyor. İlk önce üzerlerindeki kameraları söktüm ve sonra onları öldürdüm. Eğer yüzümü gören birileri varsa bu beni etkiler Sehun. İnsani tarafımla ciddi işler yapıyorum bunu gördün ve bu işleri kaybedersem sadece canavar yanımla yaşamaya devam ederim. "

" Bunun olmasını istemiyor musun? Arkadaşın gibi mi olmak istiyorsun? "

Avize dükkanında ağlayarak buna son vermesini isteyen arkadaşını hatırlattığımda bakışları tekrar beni bulmuştu ama bu kez kütüphaneden çıktığımız gibi değildi. Onun damarına bastığımı fark etmiştim, hemen bir şeyler yapmazsam istediğim ağrı kesicilerden mahrum kalabilirdim.

"Böyle olmak istediğimi nereden çıkardın Sehun? O insan olmak istiyor ama ben asla senin gibi olmak istemiyorum."

"Üzgünüm." dedim, hızlıca onun daha fazla konuşup bana bağırmasını dinlemek istemiyordum. Gerçekten öyleymişim gibi görünmek için çabalamaya çalıştım. Parmaklarımı birbirlerine sürterken korkarak ona bakıyordum. Saniyeler içinde bakışlarını tekrar yola çevirdiğinde bunun etkili bir kaçış yolu olduğunu kendime not ettim. "Neden orada olduklarını tahmin edebiliyor musun? Kaçarken bir Saklanan daha olduğunu söylediklerini duydum."

"Neden diğer denekler hemen yakalandı biliyor musun Sehun? Güçlerini kullanıp lüks içinde yaşamaya başladılar, gösteriş için kendilerini belli ettiler ama ben tıpkı adım gibi sürekli saklandım. Birisi  benim gibi yapıyor ve az kalsın onun yüzünden yakalanıyordum. "

" Belki onu bulmuşlardır. "

"Belki ama bu daha çok dikkat etmem  gerektiğini hatırlattı bana. Kendimi toparlamam gerekiyor, hem kendim için hem de senin için."

Senin için...

Benim gibi birisi olmak istemediği kısma yoğunlaşarak beni düşündüğünü kendime unutturmaya çalıştım. Ona güvenemezdim beni otelden sağ bir şekilde çıkarmış olması elbette ona sağ bir şekilde lazım olduğum içindi. Bana iyi davranmasının nedeni ise ona üç kez yardım etmiş olmam olabilirdi. Bir şeylere çok fazla anlam yüklersem o anlamların altında kalabilirdim ve o kesinlikle bana yardım etmezdi.

NO ONE / SEKAIDove le storie prendono vita. Scoprilo ora