LÂCİVERT | DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ♤ AFİTAP

168K 10.1K 6.9K
                                    

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

AFİTAP

Kahverengi dallardan pembe çiçekler açtığına göre, ümitsizliğe gerek yok.

Karla kaplanan toprağı delip geçen kardelenler umuda açılan bir kapı değil mi?

Peki ya benim kapım hangisiydi?

Hiç bilmediğim bir şehrin sokaklarında, kimsesizliğimle düşe kalka yürüyordum. Beni bu bilinmezliğe iten adama ne olacak bilmiyordum. Babama ulaşabilecek miyim, bilmiyorum.

Bir gün önce tanıdığım -sadece isimlerini bildiğim- Argun üsteğmen ve eşi Defne ile arabadaydık. Beni evlerine alma büyüklüğünü gösterdikleri için onlara minnettardım. Hala insanlık için umut var eden insanlarla karşılaşmam benim için bir hediyeydi.

Bazı insanlar, bazı insanlara mükafattır. Mükafatım olan bu insanlara kalbimde karşılıksız bir sevgi oluşuyordu. Benim canım için, sorgusuz sualsiz yardımıma koşuyorlardı.

Defne uzun süren sessizliği bozdu. "Oğuz Kağan'ın bebe bisküvisi bitmişti. Evin oradaki markette dur da alayım hayatım,"

Argun üsteğmen aynadan arkayı kontrol ettikten sonra ilgisini karısına yöneltti. Yüzündeki derin çizgilerden yıpratıcı bir imtihandan geçtiği belli olan bu adamı nedensizce çok sıcak buluyordum. Babacan bir tavrı vardı. Keza karısı da onu aratmayan bir anaçlığa sahipti. Birbirlerini eksiksizce tamamlıyorlardı.

"Tamam Defne'm," öyle içtendi ki isminin yanına eklediği sahiplik eki. Defne dudaklarına yerleşen huzurlu gülümseme ile kocasının elini tuttu. Dudaklarına yaklaştırarak öptü. Gözlerimi kaçırdım. Yanaklarım ısınmıştı, nedensizde utanmıştım. İlişkileri hayran olunasıydı.

Annemi ve babamı anımsatmışlardı bana. Onlar da birbirlerine daima sevgiyle yaklaşırlardı. Evimizde kavga olmazdı, bazen ufak tartışmalar olsa bile babam hemen annemin gönlünü alırdı. Ayrı uyuduklarını hatırlamıyorum bile.

Anılar yine kalbimde bir sızıya yer açmıştı. Burnumun direği sızlarken başımı koltuğun kolçağına iyice gömdüm ve bakışlarımı karşımdaki hayranlık uyandıran ikiliden çektim.

Camdan akıp giden yolu izledim. Kar hızını arttırmıştı. Hava karardığından nereye gittiğimizi göremiyordum. Hoş görsemde bilebilecek miydim ki?

Araba yavaşlayınca Defne emniyet kemerini çıkarttı. Ancak Argun üsteğmen elini tutup ona engel oldu. "Dışarısı soğuktur, kar da hızlandı. Ben hâllederim," ince düşünceli bir adamdı.

Defne olumsuzca başını salladı. Eli kapı kulpuna uzandı. "Yok, ben gitsem daha iyi olur. Alacağım başka şeyler de var,"

Ancak kocasının onu bırakmaya niyeti yok gibiydi. Pes etmeden ısrarını sürdürdü. "Bana söyle yavrum,"

Sıkılgan bir tavırla konuştu. "Argun senin anlamayacağın şeyler hayatım. Daha fazla sorgulama beni istersen,"

Argun üsteğmen başını eğerek iki yana salladı. "Pekala," dedikten sonra üniformasının kalın montunun fermuarını biraz indirdi ve iç cebinden cüzdanını çıkarıp uzattı.

"Param var," dese de Defne'nin parmaklarının arasına siyah renkli deri cüzdanı sıkıştırdı. "Alacağın şeyler benim anlamayacağım kadar pahalı olabilir,"

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin