Bir asker ve yârinin hikâyesi...
"Bu sevda
Bende bittiğinde
Sende başlarsa,
Seni asla affetmem."
"Akif Karan," dedim uzun zaman sonra ilk kez konuşurken. İsminin güzelliğine yandım. "Ben senin mesleğinden gocunmuyorum. Aksine gurur duyuyorum. Ama se...
Diş ağrım hafifleyince tamamladım. Keyifli okumalar diliyorum. 3000 yorum bekliyorum. Sınır değil. Gelecek bölümün uzunluğunu belirleyecek.
Satır aralarını çiçeklendirin bakalım..
💖
OTUZ İKİNCİ BÖLÜM ♤
HASBELKADER
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♤
Her şey değişir. Bazen zamanla, bazen bir insanla..
İlk seçeneğin bana hiç uğramadığı aşikârdı. Berceste'yi değiştiren, Akif Karan'dı. Hayatım cehennem çukuruyken yaşam nefesi üflenmiş ve cennete adımlamıştım. Akif Karan ellerimden tutmuş, beni çaresiz çırpınışlarımdan kurtarmıştı.
Yüzünün iki yanında perde misali salınan saçlarımı tek omzumda toplayarak yanaklarımı avuçladı. Nasırlı parmakları tenimde usul usul gezindi. Dokunuşları beni iyileştirmeye yetecek kadar kuvvetliydi. Eğilip yanağını buseledim. Sakalları dudak etimde hafif sızılar bırakırken burnumu tenine sürttüm. Şampuanının ferah kokusu tenine sinmişti. Kısılı gözlerinin arasından parlayan koyu lâcivert göz bebekleriyle benim hareketlerimi takip ediyordu.
Avuç içimi yanağına yaslayarak baş parmağımlar sakallarının arasından dudağının sınır çizgisini okşadım. "Yemek istediğin bir şey var mı canımın içi?"
"Seni yesem," boğuk ve ekstra etkileyicilik taşıyan ses tonuyla kalbim tekledi. "Diş kamaştırıcı bir güzelliğin var," deyip kızaran yanaklarıma parmaklarının sırtıyla dokundu. "Gözlerin bana bakarken parlıyor ya içim gidiyor, kar çiçeğim."
Zapt edemediğim gülümsemem dudaklarımı sarıp sarmalarken çene gamzesinden öptüm. "Baldan tatlı sevgilim." mırıl mırıl konuşmamla göğsü boğuk gülüşüyle sarsıldı. "Mantı ve yaprak sarması yapabilirim. Ne dersin?"
Başımı geriye çekerek vereceği cevaba odaklandım. "Yorulma yavrum. Basit bir yemek yapsan yeter,"
"Olmaz. Aylardır düzgün bir şey girmemiştir midene. Yüzün de zayıflamış. Sana düzenli bir yemek programı uygulayacağım."
"Pekala, bedenimi emin ellere teslim ediyorum."
Kucağından indiğimde uzaklaşmama müsaade etmeden uzandığı yerden doğrulmuş ve kolunu belimin etrafına dolayarak beni zorlanmadan yatağın baş tarafına çekmişti. Kemikli parmaklarıyla çekmecenin üstündeki telefonu kavradı. Başımı göğsüne yasladığımda parmak iziyle telefonun kilidini açmıştı. Whatsapp'a girerek annesinin ismine tıkladı. Duvar kağıdı ekranında kendi fotoğrafımı görünce dudaklarım geniş bir gülümsemeyle iki yana kıvrıldı. Başımı sıcak teninden ayırmadan hafifçe yüzünü görebileceğim pozisyonda yukarı doğru kaldırdım.
