Nazende

5.1K 413 407
                                    

nazende: Nazlı, hoş, edalı anlamındadır.

Bölüm şarkısı: Sertap Erener - Gel Barışalım Artık

BÖLÜM 9

Nefes nefese ona bakarken hala şokun etkisindeydim. Oysa sanki hiçbir şey olmamış gibi bana kötü bakışlar atıyordu. Öpmüştü. "Artık eminim..." diyerek söze girdiğinde yakınlardan kıkırdama sesleri gelmişti. Aynı anda başımızı çevirdiğimizde iki kadın göründü aralarında konuşup gülerken bizi gördüklerinde susmuşlardı. Baştan aşağıya titrerken başımı öne eğmiştim. Onun gittiğini görsem de başımı kaldırmadım. Eminim artık demişti. Neyden emin olmaktan bahsediyordu.

Kadınlar sessizce lavaboya girip kapıyı çarptıklarında başımı kaldırıp buz kesmiş ellerimi yanan yanaklarıma götürmüştüm. Hem yanıyor hemen de terliyordum. Az önce ona katil diye bağırmıştım. Katilsin demiştim. Bunu bilmeme rağmen hem öpmesine izin vermiş hem de onu öpmüştü. Şu anda burada her ne olduysa karşılıklı olmuştu. Öyle kısa bir öpücük değildi. Tutku dolu bir öpücüktü, geriye çekilmesem ne olurdu bilmek dahi istemiyordum.

Başımı tekrar çevirdiğimde hayır demiştim. Bize nasıl alaycı bakışlar attıklarını gördüm. Ölürüm de onlardan yardım istemezdim. Gerekirse o evde sonsuza kadar yaşar yine de onlardan yardım falan dilemezdim. Sırtımı dayadığım duvardan ayrıldığımda üstüme başıma çeki düzen vermiştim. Köşeden döndüğümde küçükte olsa bir ayna görmem en büyük şansımdı. Aynada kızarmış yüzümü gördüğümde yutkundum. Yalnızca yanaklarımda değil dudaklarımda kızarmıştı. O an iyi ki ruj sürmemişim diye iç geçirdim. Kendime daha fazla takılı kalmadan geldiğim yolları geçtim. Kalabalığa doğru yürüdüğümde onu aramaya başladım. İçimden bir ses bas git dese de kapıda korumalar vardı. Kendimi daha fazla rezil etmeyecektim. Sonunda onu gördüğümde o da beni görmüş gibi başını çevirdi. Onunla tekrar göz göze geldiğimde kızarmıştım. Bu utanma duygusu da neyin nesiydi. Kendimi hayatımda hiç öpülmemiş gibi hissediyordum.

Başımı hafif dikleştirerek doğruca ona doğru yürüdüm. Yanına gittiğimde beni kısaca birine takdim etmiş bende soğuk şekilde gülümseyerek karşılık vermiştim. Kısa bir diyalogdan sonra yaşlı ada yanımızdan ayrılmıştı. Şahin bütün soğukkanlılığıyla yanımda dururken irkiliyordum. Hemen yanımıza bir kadın geldiğinde direkt Şahin'e odaklandı. Şahinle işveli şekilde konuşurken bana rağmen kur yaptığını anlamıştım. Şahin büyük bir incelikle beni takip ettiğinde ona odaklamaya çalışsam da bir türlü başaralı olamadım. Hala öpüşmenin etkisindeydim. Küçük bir öpüşme beni büyülemiş olmazdı. "Tatlım hiç buraya ait değil gibisin seni daha önce hiç ama hiç görmediğime emindim... Ve neden hemen gidecek gibi duruyorsun, elinde bir çanta bile göremiyorum." Üstümde hiçbir şey yoktu ki... O an gözüm elindeki fındık büyüklüğündeki çantaya gitti.

"Benim yanımda Şahin var, o yanımdayken herhangi bir şeye ihtiyacım olduğunu sanmıyorum. Ve şey senin çantan... İçinde akbil mi var, ancak akbil sığabilir diye düşündüm de..." Bunu sen istemiştim. Pek alınmış gibi durmazken bir yüksek sesle herkesi yemek için davet etmişti. Şahin elini belimde hissettiğimde ona bakmıştım. Bana gidelim gibisinden bakıyordu. Kadından müsaade istediğinde son anda ayaklarımın olduğunu fark edip yürümeye başladım. İnsanların yöneldiği büyük kapıya ilerlediğimizde bizi upuzun bir masa bekliyordu. Herkes masada yerini alırken gösterişli masanın büyüklüğüne takıldım. Aslında bir daha kısa ve gösterişsiz olsa kesinlikle ramazan sofralarına benziyor diyebilirdim.

Şahin sandalyemi çektiğinde gülümseye çalışarak oturdum. Hemen sağımdaki kel adama bakarken o da bana bakıp tebessüm etmişti. Karşımda da bir kadın ordusu var diyebilirdim. Şahin hemen sağıma oturduğunda onun yanında ki sarışın kadına göz ucuyla baktım. Hiç böylesine bir masa görmemiştim. Neden böyle bir oturma düzeni vardı. Bu davet miydi toplantı mı? Şahin kulağıma doğru eğildiğinde sesinden önce sıcak nefesi işime işledi. "İşte şimdi gerçek bir mafya babası göreceksin." İlerde hareketlenme olunca kıpırdanarak oraya baktım. Koruma ordusunun oluşturduğu koridordan eli bastonlu bir adam geliyordu. O an onu ton ton dedelere benzetsem de fazla karizmatik gelmişti. Herkese selam verirken başköşeye de durup kısa bir nutuk geçmişti. Şahinde ilerde böyle mi olacaktı. Onun herkese hükmettiğini düşünemiyordum. "bu kim?" dediğimde cevap beklercesine yüzüne baktım.

AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Where stories live. Discover now