Sendeki aşk değilmiş

4.2K 381 552
                                    

Annem babama söylenirken babamda gözlerini deviriyordu. Annem gidip misafirimizle ilgilen dediğinde gözlerimi devirme sırası bana geçmişti. Babam da git dediğinde onları yalnız bırakarak odamıza geldim. Ekin yatağının üstüne oturmuş kocasına pansuman yaparken bende Şahin'e yara bandını uzattım. Gerek yok dediğinde kaşının üstündeki yaraya bakarak dişlerimi sıkmıştım. Yara bandını açarak hızlı şekilde yarasını bantladım. Geri çekildiğimde bana dik dik bakıyordu. "Abla biraz nazik olsaydın keşke." Tabi senin gibi ağzının içine gireyim sonra babam bizi topluca evden atsın.

"Ekin babanı anlattığın kadar varmış adamları nasıl geçirdiğini gözlerimle gördüm." Kafası patlamış ama hala olayı anlatıyordu. "Meriç babam birazdan odaya gelmeden salona gidip yatın sabah erken kalkacağız." İkisi bana baktığında gözlerimi devirdim aynı odada kalmayacaklardı. "Anlatamadım galiba uyku saatimiz geldi uyumamız gerekiyor, sizde salona gidin annem size yatak hazırladı."

"Buna gerek var mı Mavi, biz otelde de kalabiliriz." Bak sen yüzüme bakmayan adam sonunda dile gelmişti. Ona bakarken kollarımı göğsümde birleştirmiştim. "Babam burada kalmanıza izin verdi şimdi giderseniz yarın eve giriş yapamayabilirsiniz. Şimdi yatağımdan kalkar mısın?" Sözümü ikiletmeden kalktığında Meriç de ayaklanmıştı, karısına neden baktığını anlamasam da gerçekten çok geç olmuştu ve uyumak istiyordum. Sonunda çıktıklarında Ekin'e baktım. Bir günde bu kadar iyi anlaşmaları olağan değildi. Ona sen hayırdır dediğimde iyi geceler diyerek yattığı gibi arkasını döndü. Bende ışığı kapatarak özlem duyduğum yatağıma girdim.

Sabah olduğuna kahvaltı için annem her ikimize de uyandırıp yardım etmemizi söylemişti. Ekin ömrü hayatında ilk kez mızmızlanmadan kalktığında şaşırmıştım. Babam mutfakta göründüğünde uyanmışlar mıdır diye sormuştum. "Osman kızlar gitmesin ayıp olur gidip sen bir bak." Babam küçük kızına bakıp iyi diyerek salona gitti. "Anne babamla ne konuştunuz biraz yumuşamış mı?" Eh dediğinde devam ettim. "Anne yarın işe gitmem gerekiyor. Bugün meseleyi halledip yola çıkmalıyız. Babamla bir kez daha konuşun affetmeyecek bilelim olmadı Ekin bir süre daha sizinle kalır."

"Olmaz yeni evlendi üstelikte hamile kocası nereye giderse o da gitsin. Olmadı ben babanızla bir daha konuşurum." Tamam, dediğimde kapı Meriç göründe kucağında da yatak örtüleri vardı. "Kızım kocana yardım et." Ekin hemen öne atıldığında annem onlar gidince fısıldar gibi konuştu. "Kız, bunlar hangi ara birbirini buldu. Benim salak kızım nasıl böyle bir adam bulmuş hala inanamıyorum." Anne dediğimde yalan mı demişti. Aslında haklıydı benim saf kardeşimin tercihleri berbattı. "Mavi fırına gider misin yoksa ben mi gideyim." Babama bakmıştım ki arkasında Meriç belirdi.

"İzin verirseniz ben gidebilirim." Babam göz ucuyla ona bakarak iyi diyerek yeniden salona gitmişti. "Ekin kocan buraları bilmez beraber gidip gelin." Normalde babam giderdi de yüzünün hali ortaydı. Ekin tamam anne dediklerine gitmişler bizde artık masayı kurmaya başlamıştık. İlk salona girdiğimde babamla Şahin'in sohbet ettiğini fark ettim. Onların iyi anlaşmasına şaşırmıştım. Oysa babam bir bilse gerçekleri onunda yüzüne bakmazdı. İçimden bir ses de senin kocanda şeytan tüyü var diyordu. Meriç ve Ekin geldiğinde annem söylenerek neden bu kadar çok ekmek aldığını söylemişti. Neyse ki simitler sıcaktı. "Anne bende söyledim ama beni dinlemedi."

"Ben hangisinden alacağımı bilemedim. Ekin de kararsız kalınca ortaya böyle bir manzara çıktı." Annem iç çekip ekmekleri aldığında bende peşi sıra giderek aldıklarına baktım. "Bu oğlan çok mu bonkör şuna bak." Su böreğini görünce gözlerimden kalpler çıkmıştı. "Tasalanma anne bugün hepsini bitiririz ben simit ve poğaçaları dilimleyeyim." İnşallah babam çabuk vicdana gelirdi de hemen giderdik yarın benim merkeze gitmem gerekiyordu. Kahvaltıdan sonra babam bugün kahvehaneyi açmayacağını söyleyerek Şahin'e tavla önermişti. Hatta bir iki el oynamışlardı ama babam yenildikçe sinirleri bozuluyordu. Şahin'in lügatın da kaybetmek diye bir şey yoktu, hiç acımıyordu. "Osman Bey benimle oynarsanız mutlu olurum." Babam bana baktığında gülümsedim. "İyi geç karşıma da ifadene alayım." Dediğinde oh be demişti. Şükür ki Meriç kuzeni kadar vicdansız değildi de babama yeniliyordu belki de gerçekten kötü bir oyuncuydu babamın keyfi yerine gelince babam kolunun altına tavlayı yerleştirdi.

AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Where stories live. Discover now