ben beklemeye hazırım

747 59 157
                                    

Hellö beybis fikirlerinizi belirtmeyi yani yorum yapmayı unutmayın ndldndkdk
İyi okumalar ~

Jisung ve jeongin telefonunu yatağa atıp yatağından fırlayan felixe döndü. Üzerine dökülen kırıntılar artık yerde hareketleriyse herşeyi daha da dağıtıyordu. " Changbin hyung duymuş ! Changbin hyung neyi duydu ?! Neyi duymuş olabilir ?! Tanrım odadan çıkacağım yolu bulamıyorum kör mü oldum ?! " Felix odadan çıkmak istesede aşırı heyecandan öylece olduğu yerde dönüp duruyordu.

" Önce bi sakin ol " ilk önce jisung olduğu yerden arkadaşını uyardı. " Kör mü oldum diyor o mal " jeonginse yattığı yerden gülüyordu.

" Ben gidiyorum " felix ikisinide duymamış ilk olarak kapıya bakmış ve hızlı adımlarla çıkıp gitmişti. Arkasındaysa ne olduğunu anlamaya çalışan jisung ve jeongini bırakmıştı.

Normalde olsa merdivenleri kullanmamak için uzunca süre asansörü bekleyen çocuk koridorun en sonundan merdivenlere koşmuş ve aşağı inene kadar bir iki kere düşme tehlikesi yaşamıştı.

Giriş kata geldiğinde biraz bekleyip nefesini düzene sokmaya çalıştı ve üstünü düzeltti changbinin yanında panik olmuş görünmemeliydi 'belkide ortada bişey yoktur' diye düşündü. Ama birden ona bunu söylemesi ve konuşmak istemesi onu endişelendiriyordu. Derin bir nefesi dışarı verdiğinde sırtı ona dönük bir şekilde onu bekleyen changbinin yanına gitmek için çıkışa ilerledi ve dışarıya çıktı.

" Hyung " changbin felixin sesiyle çaktırmadan derin bir nefes aldı ve ona dönüp gülümsedi. " Hızlı oldu " dediğinde Felix bir saniye içinde hem göz devirip hemde yalandan gülümsemişti. " Asansör diye bişey var neyse neden beni buraya çağırdın ne olduysa oda da söyleyebilirdin " asansör vardı değil mi ? Aklından uçup gitmişti meraktan ölsede öyle sakin konuşuyordu ki kendisine verilmesi gereken yeni bir ödül olduğunu seungmine söylemeliydi.

" Belki bir yerde oturup güzelce konuşuruz diye düşündüm eğer istemiyorsan " Felix changbinin ensesine giden elini görünce direk lafa atlayıp " hayır hyung eğer öyle istiyorsan gidelim belli ki senin için önemli bir konu " changbin daha lafını bitirmeden kafasını hızla sallamış ve felixin bileğinden tutup parkın arkasındaki nehire yürümeye başladı. Ne o ne de Felix hiçbir şey söylemedi. Zaten Felix bileğindeki ele bakarken başka bir şeyde düşünmüyordu.

Changbin çokta uzun olmayan yolun sonunda banklardan birinde durunca felixte ona çarpıp durmuştu ve " birden ne duruyorsun be " diye söylenmişti. " Sende bir kere önüne baksan fena olmaz hani " Felix aklına gelen anıyla utangaç bir şekilde gülmüş ve bileğini bırakıp oturan hyungunun yanına kurulmuştu.

" Ee yani... Neden benimle konuşmak istedin ? " Felix terleyen ellerini pantolonuna silmiş ve bir türlü lafa girmeyen changbine bakmıştı. Oda kendisinden farklı görünmüyordu suratında tuhaf bir ifade vardı. Ama sonra tamamiyle felixe dönünce felix ellerinin titrediğini hissetti changbinin gözlerininde oraya kaydığını.

Yüzündeki gülümsemeyle ellerini avuçları içine alıcak bir changbin beklemiyordu ama öyle olmuştu ve kalbi bağımsızlık edicek kadar hızlı atarken konuşmaya başlayan changbini dinledi.

" Bana puşt dediğin günü hatırlıyor musun ?" Changbin söylediği şeye kendi gülmüş ama felixin suratını görünce kendini toparlamıştı. " Pardon tuhaf bir giriş oldu. Ama herşeyi ordan anlatmam gerek değil mi ? " Felix o konuşmadan sonra neler olduğunu hatırlıyordu. Odanın açık kapısını da. O an başından aşağı dökülen kaynar suyla yerin yarılmasını ve yedi kat dibe girmeyi düşündü. Ama susmaya devam edip kafasını salladı.

Stray Kids / TextingWhere stories live. Discover now