iyi ki doğdun

446 34 91
                                    

jisung minhonun yanına gidiceğini söyediğinden bu yana nerdeyse yarım saat oluyordu. bugün için herkesin bir iş dağılımı vardı. jisung ve diğerleri chanların odasını süslerken felix jeonginle kalıp onu oyalıcaktı. ama jeongin bugünün hangi gün olduğunu çokta hatırlamıyormuş gibi  yatağında öylece uzanmış gülümseyerek telefonuna bakıyordu.

felix derin bir nefes alıp yatağından kalktı ve jeonginin yatağının yanına diz çökerek neye bu kadar severek baktığını görmek için telefonuna baktı. jeongin chanla çektiği fotoğraflara bakıyor ve chanı büyüterek saniyelerini ona bakarak geçiriyordu.

" ya ! sabahtan beri kafan bu yüzden mi bi milyon " felix aniden konuştuğunda jeongin onun geldiğini yeni anlamış ve yerinden sıçramıştı. " ya delirdin mi ! beni korkuttun "  jeongin arkadaşına ters ters bakıp telefonunun ekranı kapatmıştı. " ben delirmedim ama senden emin değilim " felix gülerek konuşmuş ve yerden kalkarken jeonginin koluna vurmuştu.

zaten ayağa kalkar kalmazda telefonuna bildirim düşmüş jisung jeongini alıp yanlarına gelmesine dair bir mesaj atmıştı. " jeongin hadi bizde jisungun yanına gidelim changbini birazda görmezsem hayata küseceğim " felix tatlı tatlı konuşurken jeongin iğrenirmiş gibi suratına bakmış yinede kalkmıştı. sonuçta chanı görücekti. ve atması gereken bir trip vardı. o hariç herkes okulda kuru bir şekilde de olsa doğum gününü kutlamıştı.

felix büyüklerin odasının kapısını çaldığında kapı hemen açılmıştı. felix ufak girişten içeri girmiş ve sessizce bekleyen arkadaşlarını görmüştü. jeongin felixin peşinden uyuşuk adımlarla odaya girmişti. birden bağırmaya başlayan arkadaşlarıyla korksada duyduğu doğum günü şarkısını söyleyip ellerini çırpmalarıyla şok içinde  gülmeye başlamıştı.

chan ve changbin aniden onu bacaklarından tutup kaldırmıştı ve onlara sıkıca tutunup mumları yanan pastayı uzatan hyunjine baktı. " hadi dilek dile doğum günü çocuğu mal gibi suratıma bakma " hyunjin dediği şey yüzünden seungminin poposuna attığı tekmeye maruz kalmıştı.

jeongin gözlerini kapatıp dileğini dilediğinde biraz eğilip mumları üflemiş ve diğerlerinin bağırışması arasında chan ve changbin onu yere bırakmıştı.
" neredeyse kalbim duracaktı sizi hainler   " jeongin gülerek konuşmuş ve hainler derken felix ve jisunga parmak sallamıştı.

seungmin aldıkları büyük pastayı keserken hyunjin diğerlerinin eline tabakaları tutuşturmuştu. chan masanın yanındaki koltuğa jeongini kucağına çekmiş oturuyordu. " burda aile var yanlız " minho yatağında bacaklarının arasına uzanmış sırtını kendisine yaslayan jisunga sıkıca sarılıp konuştuğunda chan plastik çatallardan birini ona atmıştı.

sohbet ederek ne kadar zaman geçirdiklerini bilmiyorlardı ama hava kararmıştı. chan jisung ve minhoyla uğraşan jeongine bakıp gülüyordu. cebinden telefonunu çıkarıp jeongine mesaj attı.

chanie : bütün günü onlarla uğraşarak geçirmiceksin umarım :(

chanie : hadi kalan zamanı beraber geçirelim bebeğim

jeongin titreyen telefonunu cebinden çıkarıp mesajlara baktığında göz ucuyla chana baktı ve gülümsedi. " sanırım birileri yanlız kalma peşinde " hyunjin chanın yanında oturduğundan attığı mesajları okunmuştu. tabi chan kafasına bir tane geçirince seungminin yanına iyice sinmiş burun kıvırarak ters ters hyunguna bakmıştı.

" beyler siz eğlenmenize kesintisiz devam edin ama doğum günü çocuğunun size ayırdığı vaktin sonuna geldik " chan bir sunucu edasıyla konuştuktan sonra jeongine elini uzatmıştı. jeongin minho ve jisungun yanından kalkıp chanın elini tuttu ve diğerlerine el sallayıp onunla beraber odadan çıktı.

Stray Kids / TextingWhere stories live. Discover now