Jeongin hala yerde olduklarına ve chanın kollarını ona sarmaya çalışmasına aldırış etmemiş söylediği şeyle ilgili problemlerini halletmeye çalışıyordu. "Oldukça hoşuna mı gitti ? " ne demekti şimdi bu...
Sonra chanın gülen sesini tekrar duydu " evet hyungunun seni kanatları altına almasına izin ver jeonginie~ gerçi seni ben düşürdüm ama bunu görmezden gelebiliriz ? " Ufak kahkahası jeonginin dirseğini ona geçirmesiyle son bulmuş ve acı içinde jeonginin yanına atmıştı kendini.
" Hyungunun kanatları altından olmak isteyen birini bul kendine tamam mı ?" Jeongin ayağa kalkıp chanı ayağıyla dürterken konuşmuş ve " hyungmuş... Hyung... Millet randevudan fotoğraf atıyor... Bizde burda hyungumuzun kanatları altında korunmayı bekliyoruz... " Söylene söylene seungmin ve hyunjinin yanına ilerlemişti.
Chansa söylene söylene giden çocuğun söylediği şeylere anlam verememişti ama hızla yerinden kalkıp peşinden koşturmuştu.
" Bugün gerçekten çok şirin olmuşsun saç bandını sevdim " seungmin hyunjinden gelen ani itirafla kafasını ona çevirmişti ve eli saç bandına gitti. " Şey evet... değişiklik olsun istedim. Bende şapkanı sevdim " bunu söylediğinde hyunjinin gözlerini tamamiyle kapayan gülümsemesi yüzüne yerleşmişti.
' cidden mi seungmin ?! Bende şapkanı mı sevdim... Bu çocuğun en çok kullandığı şey bu ve aynı odada kalıyorsunuz...' kendi iç sesinden yediği azarla suratı oldukça ciddi bir haldeydi ve buda hyunjinin gülen suratını birazda olsa solmasına sebep olmuştu.
" Yani sana yakışıyor işte " hyunjinin suratı düştüğü için toparlamaya çalışmıştı ama hyunjin ne kadar tekrar Gülsede o gerçekten utanmış hissediyordu.
Sonraysa jeongin gelip yanlarına oturmuş ve ikisinin ilgisinide dağıtmıştı.
" Madem tek kalamadık bari diğerlerini de çağır " hyunjin bıkmış bir şekilde nefesini vermiş ve seungmine kafasıyla telefonunu işaret etmişti.